Büyü Bozuldu Mu?
Bir gün önce Kayserispor’un ligde kalma umutlarını oğlu benim can arkadaşım Ahmet Bağçeci ile paylaşan babası Süleyman Amca’yı uğurladık Şakirin Camii’nden Karacaahmet’e. Süleyman Amca annesinin yanına yatırıldı. Toprağı boldu, rahmet olsun.
Canım Ahmet’i bütün herkesin tanımasını isterim. Dünyanın özel insanlarından biridir Ahmet. Her konuşma yeni bir sürprize gebedir. Ben bir insanın bu kadar değişik, bu kadar renkli olacağını hayal dahi edemezdim. Onu ilk kez ağlarken gördüm. Ben de babama çok ağladım. Babaya ağlanmaz mı?
Bizim için baba kaybedilince “İşte şimdi hayat başlıyor” denirdi. Ahmet bu işleri çoktan aşmış ama onun gözyaşları içime indi. Rahmet olsun. Gani rahmet olsun. Nur içinde uyusun.
Hayat bu.
Beşiktaş.
Antep maçı.
Benden de sorumlu Yazıişleri Müdürü Nilay Can, canımız, sabahtan söyler, “Sayfada yeriniz var” der akan sular durur. Müdüre Hanımefendi kırılamaz.
Ferdi Özbeğen ile başladık. “Aşkımı bir sır gibi senelerdir sakladım” diyerek.
Gaziantep topu oyuna soktu. Svensson’un son dakika sakatlığı hesapları biraz bozdu ama tribünün umurunda değildi bu durum. İnanılmaz bir destekle başladı takım maça.
Selçuk İnan’ın hem topçuluğuna hem hocalığına saygı duyarım. Akıllı bir spor adamı. Takımını öyle organize etmiş ki adeta “Çocuklar evinizde oynuyorsunuz” demiş. Gaziantep takımı orta sahada Beşiktaş’ı kilitlemek istedi.
Ancak bu kadar sertliği istedi mi bilmiyorum?
Bu arada tribünlerde elbette pazartesi sendromu var, mübarek günler bu da tamam, kulübün bunu öngörmesi gerekmez mi? Neden olmasın bilet fiyatlarında indirim? Stadın azınlıkta kalmış o taraftarın hele de yeni açık tribünün sesi solana kadar gelen takıma desteğini de mi işitmiyorsunuz?
Rafa Silva, tribünün ısrarlı isteği karşısında ilk tehlikeli atağı yaptı ama muvaffak olamadı.
O çimlerde top oynayanlar bilir. Amigoların uğurlu marşları vardır. Israrla belli süre okunur. Gol gelmezse değiştirilir. Ama o amigolar, enerjinin düşmemesi için yeni bir marşla oyuncuları motive etmeyi sürdürür. O anlar ilk yarı hayli yaşandı.
Deftere ilk harfleri Rafa Silva’nın yazacağı belliydi. Bıraksa atacaktı ama kalenin tam önünde indirildi. Tartışmasız penaltıyı Immobile ağlara gönderdi. 6 maç sonra Rafa’nın kıyağını gördü ve umarım hayata döndü.
N’diaye diye bir ayak var bu takımda, Antep’te oynayan. Daha önce Galatasaray ve Trabzon formasını da giydi. Futbol katili gibi. Fernandes’e yaptığı faul ayak kırmaya dönüktü ve sayın hakemin gözleri önündeki bu pozisyona kart dahi çıkmadı. Körlük budur misal.
Beşiktaş’taki en önemli değişikliklerden biri yeni hoca ile topu rakibe ikram edip beklememesi. Her nerede olursa olsun hücum anlayışı. Bu insanı umutlandırıyor.
İlk yarı avantajla gitti Beşiktaş, ama ikinci yarıya daha büyük istekle başladı. Bu takımda Chamberlain ne yapıyor merak ediyorum? İstatistikçiler biliyordur kaç kere topla buluştu, kaç top kesti, ortası, ara pası var mı, bilmiyorum. Premier Lig’den gelen bir adam bu kadar mı gerçeğinden uzaklaşır?
Hoca belli kazanmak istiyor ama onun da hoca kadar risk alması gerekmiyor mu?
Gaziantep son maç. Şampiyon oluyor Beşiktaş. Antep stadyumdayım çok şükür. Talisca’nın golünden sonra kendimden geçmiştim. Bu maçı izlerken aklıma düştü. İlk yarının aksine Gaziantep topu Beşiktaş’a bırakıp kontrayı planladı. Hesap golü bulup maça kilitlenmekti.
Bu plan tuttu. Ama beklediğimin aksine 61. dakikada Antep, duran toptan golü buldu. Bu gol Antep’in hem moralini hem kuvvetini geri getirdi.
Zorbay Küçük isimli hakemin, Immobile’nin yağlı güreşlerde bile olmayacak şekilde yere indirilişine düdüksüz kalması da tarihe yazılsın. Beşiktaş düşmanlığı tarihinin ön sayfalarına.
Hakikaten Küçük!
Tüm takım halinde geriye çekildi Antep. Anlaşılır.
Beşiktaş yedek kulübesinin neredeyse tamamını kullanarak oyunu çevirmeye çalıştı.
Olmadı. Kontradan oyuna sonradan giren Furkan, 10 kişi kalan takımını öne geçmeyi başardı. Büyüyü bozdu.
Beşiktaş kaybetti.
Ama bence çok şey kazandı. Görmek isteyenler için gerçekleri.