
Furkan Can
Modern Dünyanın Kültür Kapısı
Yakın geçmişte filmlerde görmeye alıştığımız fütüristik dünyalar günümüzde hayal olmaktan çıkıyor. Teknolojide yaşanan baş döndürücü gelişmeler hayatlarımızı inanılmaz bir hızla değiştiriyor. Mesela, hayatlarımızı cep telefonlarından önce ve cep telefonlarından sonra diye kategorize edebiliriz.
Geçen gün iş arkadaşlarım ile bir sanat müzesine gittim. Her ne kadar zevkli bir gün olsa da İstanbul’da yaşamanın belli başlı zorlukları ile karşı karşıya kalıyorsunuz, toplu taşıma ya da kendi özel aracınız da olsa bir yerden bir yere giderken içinizdeki huzur ve mutluluk tamamen sinir ve stres duygusu ile yer değiştiriyor maalesef. Kalabalık ve trafik karmaşası, bir teknoloji tutkunu olarak kültür-sanat etkinliklerinin sanal dünyada ne durumda olduğunu sorgulamama yol açtı. Biraz araştırma yaptım.
Google’ın, sanat ve kültürü herkesin erişimine açmayı amaçlayan bir dijital platform oluşturduğunu öğrendim. Biraz kurcaladım ve gayet başarılı buldum. Platformun adı Google Arts & Culture…
SANAL ÂLEMDE TARİHE VE SANATA YOLCULUK
Google Arts & Culture, müze gezmek, tarihi yerleri keşfetmek veya dünyaca ünlü sanat eserlerini incelemek için fiziksel olarak bir yere gitmek zorunda kalmadan, her şeyi bilgisayarınızdan, tabletinizden ya da telefonunuzdan deneyimlemenizi sağlıyor. Evinizde projeksiyon varsa duvarda dev bir ekranda müzeleri gezebilirsiniz.
Google Arts & Culture ana sayfasında yerler, müzeler, sanat ve oyunlar başlıklı 4 sekme ile karşılaşıyoruz.
Burada çeşitli ülkelerin başkentleri ya da herhangi gitmek istediğiniz bir şehri Google Maps’te olduğu gibi gezebiliyoruz. Aynı zamanda seçtiğimiz ülkedeki herhangi bir şehrin tarihi bilgisine, o kentin ün kazanmış sanat eserlerine ve müzelerine de kolayca erişebiliyoruz. Oyunlara yer verilen bölüm kısmen sanat içerikli olsa da çok beğendiğim söylenemez.
Google’ın en sevdiğiniz renklere göre sanat eserlerini sınıflandırması ilginç bir detay ama bir kültür-sanat takipçisi için böyle bir şey gerekli mi emin değilim. Listede on binlerce sanat eseri olması da bir başka detay.
BUNLARI SEVDİM
Gelelim Google Arts & Culture’ın beni etkileyen taraflarına;
- Art Projector isimli özelliğiyle bir sanat eserini gerçek boyutlarıyla odanıza yansıtabiliyor.
- Yüksek çözünürlüklü zoom özelliği sayesinde ünlü eserleri tüm detaylarına kadar inceleyebiliyorsunuz.
- 360 derece turlar ile dünyanın dört bir yanındaki müzelerde sanal olarak dolaşabiliyorsunuz. Özellikle sanal gözlük ya da 3 boyut (3D) teknolojisi ile harmanladığımızda gerçekten oradaymış hissi yaşayabilirsiniz.
Bu, Google Arts & Culture’ın aslında en çok beğendiğim özelliği diyebilirim çünkü sadece müze değil, herhangi bir ülkedeki evin içerisinden sokak manzarasını bile görebiliyorsunuz. Bu da Google Maps’ten ya da diğer uygulamalardan ayıran en büyük özelliklerinden biri bence. Ve gerçekten çok büyük bir veriye sahip bir platform bu yüzden de uygulamanın hızı konusunda da başarılı diyebilirim.
Uygulamaya, teknik kısmından çok hem sanatseverler hem de yeni şeyler öğrenmek isteyenler için modern dünyanın bir kültür kapısı diyebiliriz.
Daha da gelişeceğini düşünüyorum.
Ayrıca aşağıda Google Arts & Culture uygulamasına benzeyen birkaç platform daha yazıyorum. Sizde oturduğunuz yerden dünyaca ünlü müzeleri ve eserleri ziyaret etmek isterseniz göz atabilirsiniz.
WİKİART
Dikkatimi çeken başka bir sanal kültür-sanat platformu WikiArt oldu. 73 ülkeden 2 binden fazla sanatçıya ve 110 binden fazla sanat eserine erişim sağlıyor. Sanatçıların eserlerine dair detaylı bilgilere de WikiArt’tan ulaşmak çok kolay. İncelemeye değer.
TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI
Geleneksel mutfak, halk kültürü ve müzeler gibi konularda zengin içerikler barındırıyor. Bu portal yeme içme için de içerik oluşturmuş. Mutfak meraklılarının da ilgisini çekebilir.
KÜLTÜRAKT
Diğerlerinden daha farklı bir uygulama, kültür-sanat yönetimi alanında projeler tasarlayan bir platform. Mobil uygulamasıyla da etkinlikler ve projeler hakkında bilgilere erişim sağlayabilirsiniz. Genelde sanatçılar ve öğrenciler tercih ediyor.
Bütün güzelliklerinin yanı sıra teknolojinin hayatımızda olumsuz yan etkileri de olmuyor değil. Yalnızlaşma bunların başında gelebiliyor. O yüzden teknolojiyle de aşırıya kaçmadan haşır neşir olmalı, yaşadığımız toplumun bir parçası olduğumuzu da unutmayalım, sevdiklerimize de zaman ayıralım.
Bu anın tekrarı yok…