Bi kişisel gelişemedik gitti!

Gündem demokrasiden adalete, ekonomiden pandemiye, anayasa mahkemesinden emekli amirallere savrulup duruyor, kadın cinayetleri hiç bitmiyor. Hemen hemen her mecrada bunlar konuşuluyor, bunlar tartışılıyor. Bunca önemli konu varken nereden çıktı şimdi bu kişisel gelişim?

Self Made Man (Kendini Yontan Adam)
Heykeltıraş: Bobbie Carlyle
“Kendini yontmayı unutma” der Zeus…

Belki de hepsinin temelinde kişisel gelişim, daha doğrusu kişisel geli(şemeyi)şim vardır. Kişisel gelişimi yanlış anlamasaydık, tüm bu problemleri çözmüş, hatta belki de hiç yaşamamış olurduk. Kişisel gelişim denilen şeyin ‘hayatı anlamanın 12 kuralı’ olmadığını anlasaydık, ‘10 adımda mutlu olmanın formülü’ne takılmasaydık belki de bugün bambaşka konular tartışıyor olurduk.

Platon, Aristoteles, Voltaire’i, John Stuart Mill, Arend Lijphart okusaydık demokrasinin ne olduğunu öğrenir, kişisel gelişirdik. Bugün de demokrasi kavramını halkın oy verme eylemine sıkıştıranlara kanmaz, ne olduğunu tartışmak yerine demokrasiyi yaşardık.

Montesquieu’yü, Thomas Hobbes’u, Jean-Jacques Rousseau’yu azıcık olsun bilseydik adalet nedir onu da bilirdik, kişisel gelişirdik. Platon’un neredeyse 2.500 sene önce dile getirdiği ‘güçlülerin adaleti’ hâlâ geçerli olamazdı. Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duymamak, hatta “onu kapatalım” demek ne anlama geliyor, daha iyi anlayabilirdik.

Dostoyevski’nin, Tolstoy’un, Nazım Hikmet’in, Yaşar Kemal’in söylediklerinin onda birini anlasaydık kendimizi tanırdık. İki satır Mevlana, Yunus okusaydık, kendimizi bilirdik. Kişisel gelişirdik.

En yakındaki kitapçıya gidin, rafları bir inceleyin. Bu saydığım düşünür ve sanatçıların kitapları bir sıraysa, bugün kişisel gelişim adı altında bize yutturulan zırvaların yazılı olduğu kitaplar 10 sırayı kaplıyor. Çevremizi dinleyelim, hatta kendi sözlerimize kulak verelim. Konuşurken bu düşünürlerden, sanatçılardan öğrendiğimiz bilgileri mi kullanıyoruz, yoksa bugünün ‘kişisel gelişimcilerinden’, duyduğumuz safsatalarla mı kuruyoruz cümlelerimizi?

Bu saydığımız yazarlardan iki tanesini okumuş insan bugünün siyasetçisi demokrasi, adalet, insan hakları derken aslında neyi kastettiğini anlamaz mı? Martin Luther, Jean Calvin, Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı reformları görüp, bunun nasıl yapılacağını anlamış olan bir insan, bugünkü siyasetçisinin reform dediği şeye inanır mı?

Kişisel gelişimciler arasında işini hakkıyla yapan, bilimsel bilgiden, mantıktan ayrılmayan ve değerli bilgiler verip, çözüm üretenler de var kuşkusuz. Siyasetçiler içinde de var böyleleri… Ama her ikisinde de safsata üreten daha çok. Çoğumuz için de maalesef çekici olan, bilimsel dayanağı olan bilgiler değil de mantıkla uyuşmayan safsatalar. Çünkü kolaycıyız ve hadi itiraf edelim… Gerçeğin değil, olmayacak hayallerin peşinde koşmaya bayılıyoruz. Biri bize mutluluk vaat ettiğinde hemen arkasına takılıyoruz. Mutluluk hayaliyle yanıp tutuşuyor ve bu vaadi nasıl gerçekleştireceğini hiç sorgulamıyoruz. “Zengin olmanın 10 altın kuralı” diye bir kitap görünce onu satın alıyoruz, okuyup zengin olacağımızı, siyasetçiler ‘ekonomik reform’ vaat edince onlara oy veriyoruz, para kazanıp refaha olacağımızı zannediyoruz. “10 adımda mutlu olmak” diye bir kitap görünce okuyup mutlu olacağına inananlar var. Tıpkı 11 adımda “İnsan Hakları Eylem Planı”nın uygulanacağına ve bundan sonra o insani haklara kavuşacağına inananlar gibi.

Aristoteles, Metafizik kitabına “İnsan doğal olarak bilmek ister.” cümlesiyle başlar. Ben bu değerli sözü sonuna kadar kabul ediyorum ama bir de ekleme yapmak istiyorum. “İnsan doğal olmayarak inanmak ister.” Çünkü arkasında argümanları sıralanmış, kantlanmış bilgiye ulaşmak yerine, hiçbir geçerli argümanı, hiçbir mantıklı açıklaması ve kanıtı olmayan ama varmış gibi gösterilen safsatalara inanmak daha kolaydır. Birinde efor sarfedip akılını kullanman, düşünmen, sorgulaman gerekir, diğerinde ise “neden ve nasıl” diye sormazsın bile, sadece inanman yeterlidir.

‘Kişisel Gelişim’in safsatacı tayfası “neden ve nasıl” sorularına asla doyurucu cevaplar veremez. Çünkü kendi ürettiği kavramları yoktur, bu yüzden kendi ürettiği argümanları da yoktur. Safsatacı siyasetçilerden de bu sorulara doyurucu cevaplar beklemeyin. Çünkü onlar da var olan kavramların içini boşaltırlar ve ileri sürdükleri argümanların da içi boştur.

‘Kişisel Gelişim’ önemli. Ama zengin, mutlu ve başarılı olmak için değil; bilinçli, uyanık ve sorgulayan kişiler olmak için önemli. Evrene enerji gönderip para istemek, kuantum fiziğinden huzur beklemek, çekim yasasından mutluluk dilenmek değildir kişisel gelişim. Aklını, mantığını kullanabilmek için öğrenen kişiler, Zeus’a mal edilen o cümledeki gibi, ‘kendini yontmayı unutmayanlar’dır gelişenler ve gelişmiş toplumu var edecek olanlar.

Kişisel gelişimcinin de siyasetçinin de safsatacısına kanmamak için naçizane birkaç ‘gerçek kişisel gelişim kitabı’ önermek isterim. Tabii ki çok daha fazlası var… Ama yerimiz bu kadar. Ben elime ilk geçenleri sıraladım. İyi okumalar dilerim.

  • Platon, Devlet, Remzi Kitabevi, 1995
  • Platon Diyaloglar - 2 Cilt, Remzi Kitabevi, 1982
  • Platon, Yasalar - 2 Cilt, Kabalcı Yayınevi, 1998
  • Aristoteles, Politika, Pinhan Yayıncılık, 2017
  • Aristoteles, Nikomakhos’a Etik, Say Yayınları, 2014
  • Aristoteles, Atinalıların Devleti, Alfa Yayınları, 2019
  • Montesquieu, Kanunların Ruhu Üzerine, İş Bankası, Kültür Yayınları, 2017
  • Arend Lijphart, Demokrasi Modelleri, İthaki Yayınları, 2014
  • Farabi, İdeal Devlet, İş Bankası, Kültür Yayınları, 2016
  • Farabi, Mutluluğun Kazanılması, İş Bankası, Kültür Yayınları, 2016
  • Jean-Jacques Rousseau, Toplum Sözleşmesi, İş Bankası, Kültür Yayınları, 2006
  • Jean-Jacques Rousseau, İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı, Say Yayınları, 2010
  • Felsefe Aracılığıyla Düşünme, Chris Horner - Emrys Westacott, Phoenix Yayınevi, 2001
  • Nikolay Vasilyeviç Gogol, Bir Delinin Hatıra Defteri - Palto - Burun, İş Bankası, Kültür Yayınları, 2006
  • Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, Karamazov Kardeşler, İş Bankası, Kültür Yayınları, 2007
  • Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, Yeraltından Notlar, İş Bankası, Kültür Yayınları, 2008
  • Mevlânâ, Mesnevî-i Şerîf, Timaş Yayınları, 2010
  • Nâzım Hikmet, Bütün Şiirleri, Yapı Kredi Yayınları, 2007
  • Yaşar Kemal, İnce Memed - 4 Cilt, Yapı Kredi Yayınları, 2005

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gönç Selen Arşivi