
Kaya Türkmen
Klasik Müziğe Amerikan Dokunuşları
Amerika klasik müzik dünyasına Avrupa'nın köklü geleneklerine göre daha geç girmiş olsa da 20. yüzyılda ortaya çıkan bestecileriyle çok etkili oldu. Amerikalı besteciler, yerel halk müziği unsurlarını, cazı ve modern akımları klasik formlarla harmanlayarak özgün bir müzikal kimlik geliştirdiler.
Bu besteciler arasında Aaron Copland, George Gershwin, Samuel Barber ve Leonard Bernstein gibi isimler öne çıkar. Copland, Amerikan folk müziğini senfonik yapılarla buluşturmuş ve “Appalachian Spring” gibi eserleriyle geniş kitlelere ulaşmıştır. Gershwin caz ve klasik müziği sentezleyerek “Rhapsody in Blue” ve “Porgy and Bess” gibi eserleriyle benzersiz bir tarz yaratırken, Samuel Barber lirik ve romantik üslubu, özellikle “Adagio for Strings” adlı eseriyle duygusal derinliği ön plana çıkarmış, Bernstein ise besteci ve şef olarak Amerikan müziğini dünya sahnesine taşımıştır.
Copland: Amerikan Müziğinin Sesini Yaratan Besteci
Aaron Copland (1900-1990), Amerikan klasik müziğinin en önemli isimlerinden. Müzik kariyeri boyunca Amerikan halk müziği unsurlarına dayanan ulusal bir tarz oluşturdu.
Copland’in en ünlü eseri olan ve ona 1945 yılında Pulitzer Ödülü kazandıran “Appalachian Spring”, Amerikan köy yaşamını tasvir eder. Diğer önemli eserleri arasında “Fanfare for the Common Man” ve “Rodeo” gibi orkestra eserleri var. Bu eserler, güçlü ritmik yapıları ve canlı orkestrasyonlarıyla Amerikan müziğinin sembolü haline gelmiştir. “Fanfare for the Common Man” adlı eseri herkes duymuştur diye tahmin ediyorum. Yaşasın Spotify!
Gershwin: Klasik ve Cazın Buluştuğu Efsanevi Besteci
George Gershwin (1898-1937), Amerikan müziğinin en özgün ve yenilikçi bestecisi tartışmasız. Caz, popüler müzik ve klasik müziği ustalıkla örgüleyen Gershwin, konser salonlarında da Broadway sahnelerinde de derin izler bırakmıştır.
Brooklyn’de (New York) doğan Gershwin, müzik kariyerine piyanist olarak başladı ve genç yaşta yeteneğini gösterdi. İlk büyük başarısını, kardeşi Ira Gershwin ile birlikte yazdığı Broadway müzikalleriyle kazandı. Ancak asıl çıkışını, 1924 yılında bestelediği “Rhapsody in Blue” adlı eseriyle yaptı. Bu eser, cazın doğaçlamacı ruhunu klasik müziğin yapısal zenginliğiyle birleştirerek Amerikan müziğinde çığır açtı.
“An American in Paris” adlı senfonik şiiri, Fransız başkentinin hareketli atmosferini müzik aracılığıyla canlı bir şekilde yansıtır. 1935 yılında bestelediği “Porgy and Bess” operası ise Afro-Amerikan kültürünü ve cazın etkilerini klasik müzik formuna taşıyan bir başyapıttır. Bu eserde yer alan “Summertime” adlı şarkı, dünya çapında en çok seslendirilen parçalardan biri olmuştur. Ella Fitzgerald ve Louis Armstrong’un birlikte yorumu eşsizdir. Billie Holiday’inki de. Nina Simone’unki de. Ve tabii Sarah Vaughan’ınki de. Fazıl Say’ın çeşitlemeleri de…
Gershwin’in “I got rhytm”, “Someone to watch over me”, “Fascinating Rhytm”, “Embraceable you”, "They Can’t Take That Away from Me", "Let’s Call the Whole Thing Off", "But Not for Me" ve “The Man I Love” şarkıları da muhteşem başyapıtlardır.
Orkestra şefi Paul Whiteman, modern caz ve klasik müziği birleştiren büyük bir konser planlıyordu ve Gershwin’den bu konser için beste istemişti. Bu isteği geri çevirdiğini sanan Gershwin bir gün gazetede bir manşet gördü: “Gershwin, Whiteman’ın Konseri İçin Yeni Bir Caz Eseri Yazıyor!” Bunu görünce dehşete kapıldı çünkü konsere bir-iki hafta kalmıştı. Kardeşi Ira Gershwin’in desteğiyle hızla işe koyuldu ve “Rhapsody in Blue”'yu yazdılar.
Eserin en ikonik açılış bölümü – o ünlü klarnet glissandosuyla (bu terimi “kaydırmaca” olarak çevirdim!) başlayan tema – aslında bir tesadüf eseri ortaya çıktı. İlk provada klarnetçi, eserin girişini çalarken şaka yapmak amacıyla notaları kaydırarak çaldı. Gershwin bu doğaçlamayı o kadar beğendi ki hemen esere eklemeye karar verdi. Bugün, bu klarnet solosu müzik tarihinin en tanınmış pasajlarından biri haline gelmiştir.
Barber: Romantik ve Lirik Besteci
Samuel Barber (1910-1981), 20. yüzyıl Amerikan klasik müziğinin en lirik ve duygusal bestecisi herhalde. En ünlü eseri, derin melankolisi ve dramatik yapısıyla tanınan “Adagio for Strings” adlı yaylı çalgılar için yazdığı eser. Bu eser, savaş ve yas temalarıyla özdeşleşmiş ve dünya çapında pek çok anma töreninde kullanılmıştır.
Barber, “Knoxville: Summer of 1915” gibi vokal eserlerinde Amerikan edebiyatını müziğe başarıyla uyarlamıştır. 1966'da bestelediği “Antony and Cleopatra” operasıyla büyük ilgi görmüştür. Zengin duygusal anlatımı ve unutulmaz melodileri sayesinde müziği, modern eğilimlerin ötesinde kalıcı bir etkiye sahiptir.
1992 yılında izlediğimiz “Lorenzo's Oil” adlı filmi hatırlar mısınız? Barber’ın “Adagio for strings” adlı eseri filmdeki hikâyenin dramatik ve dokunaklı anlarında kullanılmıştı. Film, nadir bir genetik hastalığı olan Lorenzo Odone’nin gerçek hikayesini anlatıyor, anne ve babanın bilim dünyasının umutsuzluk içinde olduğu bir hastalığa karşı verdikleri mücadeleyi ve umut dolu çabalarını işliyordu.
Leonard Bernstein: Çok Yönlü Bir Besteci ve Müzik Dehası
Leonard Bernstein (1918-1990), 20. yüzyılın en etkili Amerikalı bestecileren biri. Hem klasik müzik hem de Broadway müzikalleri alanında büyük başarılar elde eden Bernstein, enerjik ve duygusal müziğiyle tanınır. Bestelerinde caz, Broadway, klasik müzik ve Amerikan halk müziği gibi farklı tarzları ustalıkla harmanlamıştır.
En ünlü eseri, 1957’de sahnelenen “West Side Story” adlı müzikalidir. Bu eser, klasik müzik ile Latin ritimlerini ve caz unsurlarını birleştirerek Broadway’de devrim yaratmış ve dünya çapında büyük ilgi görmüştür. Kiri Te Kanawa, José Carreras ve Tatiana Troyanos’un başrolleri paylaştığı ve Leonard Bernstein’in orkestrayı yönettiği kaydın tadına doyum yoktur.
Amerikalı besteciler geleneksel kalıplara bağlı kalmaksızın yenilikçi yaklaşımlar sergileyerek 20. ve 21. yüzyıl klasik müziğine önemli katkılarda bulunmuş, müziğe yepyeni ufuklar açmıştır.
Dinleme önerisi: - Barber: Adagio for Strings, Sir Simon Rattle, Berlin Filarmoni, (Warner Classics) 2010
- Gershwin: Rapsody in Blue, An American in Paris.
Leonard Bernstein yönetiminde Columbia Symphony Orchestra 1959
Gustav Mahler: Romantik Dönemin Son Büyük Sesi
16 Şubat 2025 Pazar 07:00Yandık. Bittik. Mahvolduk.
10 Şubat 2025 Pazartesi 07:00Chopin: Piyanonun Romantik Dehası
09 Şubat 2025 Pazar 07:00Otoriter rejimler
05 Şubat 2025 Çarşamba 07:00Mozart: Klasik Müziğin Hiperaktif Çocuğu
02 Şubat 2025 Pazar 07:00Devlet neden var?
27 Ocak 2025 Pazartesi 07:00Hukuka saygı gösterecekmişiz!
21 Ocak 2025 Salı 00:20Tchaikovsky: Acıların Bestecisi
19 Ocak 2025 Pazar 07:00Pahalıyı almama özgürlüğü
14 Ocak 2025 Salı 00:33Klasik Batı Müziğinin Temel Taşı: Johann Sebastian Bach
12 Ocak 2025 Pazar 07:00



