Mozart: Klasik Müziğin Hiperaktif Çocuğu

"Bunu Tanrı huzurunda ve dürüst bir adam olarak söylüyorum: Oğlunuz şimdiye kadar yaşamış en büyük bestecidir." (Joseph Haydn’in Mozart’ın babası Leopold Mozart’a söylediği sözler).

Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791), sadece Klasik Dönemin değil, tüm zamanların en büyük bestecisi. Müzikte yalnızca tek bir alanda değil, tüm alanlarda üstünlüğünü kanıtlamış bir deha.

Müzik tarihinde Mozart ile boy ölçüşebilecek başka bir dâhi çocuk olmamıştır. Daha altı yaşındayken beste yapabiliyor, piyano ve keman çalabiliyordu. Babası Leopold, Salzburg sarayının hizmetinde bir besteci ve kemancıydı. Wolfgang ve kız kardeşi Anna Maria (takma adıyla Nannerl) Leopold’un yedi çocuğundan hayatta kalan tek ikisiydi. İkisi de müzik konusunda yetenekliydi ve Wolfgang henüz dört yaşındayken bir parçayı yalnızca bir saat içinde ezberleyip kusursuz bir şekilde çalabildiğinde, Leopold onun bir dâhi olduğunu fark etti. Avrupa'nın çeşitli yerlerine turnelere götürerek oğlunun bir müzik dâhisi olarak tanınmasını sağladı.

whatsapp-image-2025-01-30-at-14-09-24.jpeg

"Mozart’ın müziği o kadar saf ve güzeldir ki, onu evrenin içsel güzelliğinin bir yansıması olarak görüyorum." Ludwig van Beethoven

İlk Avrupa turu

Her iki çocuk da çeşitli Avrupa saraylarında konser vermek için babalarıyla birlikte yollara döküldüler. 1762 yılında önce Münih’te Bavyera Elektörünün Sarayında, ardından Viyana sarayında İmparatoriçe Maria Theresia ve yedi yaşındaki kızı Marie Antoinette’in önünde çaldılar. 1763-1766 yılları arasında Almanya’da ve Paris’te Versay Sarayında yeteneklerini kanıtladılar. Mozart’ın ilk bestelerinden klavsen ve keman sonatları 1764 yılında Paris’te yayımlandı. Londra’da da Kral ve Kraliçenin övgüsünü kazandılar. İngiliz dinleyici Wolfgang’ın doğaçlama yeteneğine hayran kalarak konserlere akın etti. Mozart ilk senfonilerini Londra gezisi sırasında yazdı.

"Mozart, müzik alanında güzelliğin ulaştığı en yüksek ve zirve noktadır.” Pyotr Ilyich Tchaikovsky

Genç Mozart, bu seyahatlerde doğaçlama yaparak, daha önce hiç görmediği zor eserleri ilk görüşte çalarak ve hatta ellerini bir bezin altına saklayarak piyano çalmak gibi olağanüstü yeteneklerini sergiliyordu. Nannerl de bu gösterilere klavseniyle katkıda bulunuyordu. Birlikte, gezici bir sirk gösterisi gibiydiler.

Wolfgang ve babası 1769’da bir yıldan fazla kalacakları İtalya’ya gittiler. Mozart bir süre besteci, teorisyen ve müzik tarihçisi Giovanni Battista Martini (Padre Martini)’nin öğrencisi oldu. İtalya’ya yaptığı üç gezide Milano operası için toplam dört eser besteledi.

whatsapp-image-2025-01-30-at-14-37-40.jpeg

Mozart 1777 yılında bu kez annesiyle birlikte Almanya ve Fransa’ya gitti. Önceki turneler, Avrupa saraylarının sunduğu pahalı hediyelerle finanse edilirken, bu yolculuk sırasında kendi geçimini sağlamak zorundaydı. Mannheim’da müzisyen Fridolin Weber’in kızlarından Aloysia’ya âşık oldu. Mannheim’dan sonra gittikleri Paris’te annesinin ölmesi ve Aloysia’nın kendisini reddetmesi üzerine büyük bir hayal kırıklığına uğrayarak Salzburg’a döndü. Burada iki yıl boyunca Başpiskopos’un hizmetinde besteler yaptı. İlk önemli operası “Idomeneo”yu bu dönemde besteledi. Ancak işvereninin baskıcı taleplerinden bıkan Mozart, görevinden istifa etti.

"Ne kadar uğraşsam asla Mozart’ın seviyesine ulaşamam. Mozart tüm zamanların en büyük bestecisidir." Johannes Brahms

Mozart Viyana’da

Mozart, 1781 yılında hayatının geri kalanında merkezi olacak Viyana’ya yerleşti. Eski aşkı Aloysia’nın küçük kız kardeşi Constanze’ye aşık olup 1782 Ağustos’unda evlendikten sonra ardı ardına muhteşem eserler besteledi: “Haffner” ve “Linz” Senfonileri, Haydn’a adadığı altı yaylı kuartet (bu dönemde Haydn ile yakın arkadaş oldu) ve “Figaro’nun Düğünü”. Ancak Mozart ailesinin mali durumu hep tehlikeli sınırda seyretti. Pek çok sipariş ve konser vermesine rağmen, sarayda beklediği gibi bir görev alamadı. O dönemde yoksulluk içinde olduğu abartılı bir şekilde anlatılsa da, dostlarına borç istemek için yazdığı mektuplardan kendini yoksul hissettiği kesin. Buna rağmen, 1784-1786 yılları arasında ardı ardına başyapıtlar verdi. Sadece 1786’da “Figaro’nun Düğünü” üzerinde çalışırken aynı anda üç piyano konçertosu yazdı.

wolfgang-amadeus-mozart-ve-constanze-weber.jpeg

Hızlı beste yapma yeteneği, Mozart’ın hiperaktif kişiliğiyle de örtüşüyordu. Bazen konuşma sırasında aniden kahkahalar atıyor, zıplıyor, taklalar atıyor ve sandalyelerin üzerinden atlıyordu.

"Muhteşem bir deha, Mozart’ı tüm çağlarda ve tüm sanatlarda tüm ustaların üzerine çıkarmıştır."

Richard Wagner

Kasım 1787’de sonunda Viyana’da Kammermusicus (saray oda müziği bestecisi) olarak atandı. Aynı yıl babasını kaybetti. Bu dönemde, ikinci büyük opera başyapıtı olan “Don Giovanni” sahnelendi.

Mucize Yıl

1788 yılı, Mozart’ın son üç senfonisini (39-41), “Eine kleine Nachtmusik”i, “Sol minör Yaylı Beşlisi”ni ve eşsiz “Klarnet Beşlisi”ni bestelediği olağanüstü bir yıldı. Ertesi bahar Berlin’e giderek Prusya Kralı II. Friedrich Wilhelm için çaldı ve burada iyi bir maaşla Kapellmeister olması teklif edildi, ancak Viyana’ya geri dönmeyi tercih etti. Burada, librettist Da Ponte ile üçüncü işbirliği olan “Così fan tutte”yi tamamladı.

1791 yılında Klarnet Konçertosu, Si Bemol Majör 27. Piyano Konçertosu, “Sihirli Flüt”, eski tarz İtalyan operası “La clemenza di Tito” ve “Requiem”i besteledi. Bunlardan herhangi biri tek başına bestecisini ölümsüz yapmaya yeterdi. Hepsi aynı adamın eseriydi ve sadece bir yıl içinde yaratılmışlardı. Bu başarı gerçekten nefes kesicidir.

"Mozart’ın müziği o kadar saf ve güzeldi ki, sanki insanın kulaklarıyla Tanrı’nın sesini duyduğu hissine kapılıyordunuz.” Antonio Salieri

mucize-yil-mozart-ve-salieri.jpeg

Salieri’nin bu sözleri Mozart’ın müziğine olan hayranlığını ve onun olağanüstü yeteneğini kabul ettiğini gösterir. Her ne kadar "Amadeus" adlı tiyato oyunu ve fimde Salieri kıskanç bir rakip olarak gösterilse de, tarihsel kaynaklar onun Mozart’a büyük bir saygı duyduğunu ve yeteneğini takdir ettiğini gösteriyor.

Mozart 1791 yılı sonunda henüz 35 yaşındayken hayatını kaybetti. Ölüm nedeni kesin olarak bilinmese de, müzik tarihçileri hastalıkların ve yoksulluğun bu erken ölümde etkili olduğu düşünürler.

Mozart’ın 600’den fazla bestesini listelemek veya hepsi birbirinden güzel ve hepsi eşsiz bir deha ürünü olan eserlerinin herhangi birini işaret etmek abes olur.

Ama yine de “Konsertant Senfoni”yi ve ölümü nedeniyle bitiremediği Requiem’in özellikle “Lacrimosa” bölümünü dinlemeyi önermem umarım bağışlanır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kaya Türkmen Arşivi