Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

Murat Menteş; Oyuncular romandan çıkıp gelmiş gibi!

Murat Menteş kafası diye bir şey var ve ben okuru olarak bu kafayı çok seviyorum. Farklı ve sıra dışı yazıyor, absürt bakıyor ama derinlikli bir şeyler anlatıyor. Kalsik bir romancı değil, kendine has bir yazım dili ve düşünüş tarzı var. Özellikle Ruhi Mücerret kitabını çok seviyorum. Dublörün Dilemması kitabını da okudum, şimdi bu kitap bir tiyatro oyunu olarak karşımızda. Kitabı kadar oyununu da sevdim ve kitaptaki tadı da buldum diyebilirim. Yazar Murat Menteş ile tiyatro oyununu, yazma eylemini ve daha fazlasını konuştum.

Bir röportajınızda “Dublörün Dilemması’nı yazdığımda ‘Bu romanı kimse anlamaz’ diye düşünmüştüm” demişsiniz. Roman neden bu kadar çok sevildi, okundu ve anlaşıldı sizce? Geriye dönüp baktığınızda neler söylersiniz?

Dublörün Dilemması’nı yazarken, hikâye deltalandı, karmaşıklaştı, katman katman oldu ve giderek kaotik bir yapıya büründü. Ana-hikayeye bağlanan, onu besleyen çok sayıda yan-hikaye kurmuştum. İnsanların onca olayı akılda tutup birbirine bağlarken zorlanacaklarını düşünüyordum. Anlatım tekniği, okuru romana bağladı muhtemelen… Aslında bu söylediklerimi şu anda uyduruyorum. Sorunuzun gerçek cevabı şu: Romanlarımın neden beğenildiğine dair tahliller yapmak, yazdıklarımın cazip ve değerli yönleri hakkında açıklamalarda bulunmak bana düşmez.

whatsapp-image-2024-11-25-at-15-43-20-1-001.jpeg
Murat Menteş fotoğraf; Can Mocan

Hikaye nasıl ortaya çıktı?

Yazdıklarınız ilginç, farklı, sıra dışı… Dublörün Dilemması hikâyesi nasıl ortaya çıktı?

2000’lerin başlarında bir deneme yazmıştım. Gelecekte insanların plastik cerrahi sayesinde yüzlerini ve bedenlerini büsbütün değiştirmeleri halinde neler olabileceğinden bahsetmiştim. Sonra bu konuyu komik ve cinai bir romana dönüştürdüm. İçinde bulunduğum entelektüel çevrenin niteliklerini ve seviyesini de yansıtan bir roman yazmaya çalıştım.

“Gayet güzel bir uyarlama”

Romanı tiyatroda sahneleme projesi nasıl gelişti ve sahnelenen işi nasıl buldunuz, memnun musunuz?

Yönetmen Sercan Özinan’ın teklifiyle başladı süreç. Bugüne dek romanı sinemaya, diziye uyarlamak için birçok girişimde bulunulmuştu. Hâlâ bazı projeler gündemde… Sercan Bey “Romanı ben uyarlayacağım. 3 aya hazır olur” demesi beni epey şaşırttı. El sıkıştık. Tam 3 ay sonra tiyatro metni hazırdı. Hayretler içinde kaldım. Üzerine konuştuk elbette. Ben de bazı önerilerde bulundum. Bir provayı izledim. Sonra da prömiyer… Gayet güzel bir uyarlama. Sahne tasarımı işlevsel ve ilginç. Oyunculuklar çok etkileyici. Çetin Kaya, Deniz Işın, Ediz Akşehir, Tekin Ezgütekin ve Abdurrahman Meralli hakikaten romandan fırlamış gibiler! Nuh Tufan, İbrahim Kurban, Dilara Dilemma, Ferruh Ferman, Habip Hobo ve diğerlerini dünya gözüyle görmek heyecan verici.

img-20241120-wa0008.jpg

“Çok acayip ve şahane bir his…”

Romanınızı tiyatroda izlemek nasıl bir duygu, izlerken neler hissettiniz?

Çok acayip ve şahane bir his… Atlas Tiyatro ekibi sayesinde Dublörün Dilemması bu defa onların eseri olarak hayatıma girdi.

“Ruhi Mücerret diziye uyarlanacak”

Ruhi Mücerret kitabınız film olsun çok istiyorum, var mı böyle bir proje?

Var. Ruhi Mücerret diziye uyarlanacak. Senaryoyu ben yazacağım. Hatta… Yazmaya başladım bile.

“Ümitli olmaktan, ümidi besleyen ifadelere sıcak bakmaktan yanayım”

“İnananlar için her çağda Nuh’un Gemisi vardır” yazmışsınız, hâlâ aynı fikirde misiniz?

Bu söz, Nuh’un gittiği camideki vaazda geçiyor. Esasen, rahmetli Sezai Karakoç’tan alıntıdır. Bana gelince, ümitli olmaktan, ümidi besleyen ifadelere sıcak bakmaktan yanayım.

“Şimdi fiyakalı kaybedenler değil de yürüyebilen yaralılarız galiba”

Biz bu çağın (belki de kuşak olarak) fiyakalı kaybedenleri miyiz?

Roman yazıyorum çünkü romanda birbiriyle alakasız, hatta birbirine zıt birçok düşünce yan yana durabiliyor. Mikhail Bakhtin’e göre, romanın diyalojik yapısıyla ilgili bir şey bu. Sorunuza gelince… Aslında 20 sene önce hakikaten böyle düşünüyordum. Çıkarcılıktan, riyadan uzak, mütevazı bir hayat sürüyorduk. Ve bu havalı bir şeydi. Zayıftık fakat güçsüz değildik; üstelik fiyakalıydık. Şimdi fiyakalı kaybedenler değil de. yürüyebilen yaralılarız galiba.

Eklemek istediğiniz bir şey?

Atlas Tiyatro ekibine şükranlarımı sunuyorum. Beni onurlandırdılar, sevindirdiler ve ümitlendirdiler. Onlar sayesinde çocuklarımın bana saygısı arttı; oyunu beğendi keratalar. Görünen o ki, Dublörün Dilemması’nın uyarlaması, tiyatro seyircisinin romana, roman okurlarının tiyatroya ilgisini arttırdı. Az şey mi? Son olarak size de teşekkür ediyorum, alakanız için.

img-20241120-wa0010.jpg

DENİZ IŞIN; ÇOCUKLUĞUMDA EN MASKESİZ DOĞAL HALİMLE OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORUM

Deniz Işın fark ettiğim ve ışığı olan oyunculardan. Özellikle en son Ümit Ünal’ın ‘Evcilik’ filmindeki oyunculuğuna hayran kaldım. Şimdi de kendisini ‘Dublörün Dilemması’ oyunuyla ilk sahnede izledim. Deniz Işın’a kitabı, tiyatro oyunlarını ve Evcilik filmini sordum.

whatsapp-image-2024-11-29-at-17-56-33-1.jpeg

Dublörün Dilemması kitabını daha önce okumuş muydunuz, tiyatro oyunu projesi size nasıl geldi ve kabul etme sebepleriniz neler oldu?

Kitabı daha önce okumamıştım. Oyun için rol arkadaşım Nuh Tufan’ı canlandıran Sevgili Ediz bana ulaştığında yönetmenimizle birlikte bana projeyi anlattılar daha sonrasında kitabı da okudum ve çok başarılı bir uyarlama olduğunu hissettim. Ediz’in ve Sercan Hocamın heyecanı beni o kadar heyecanlandırdı ki. Tiyatro benim nefes aldığım bir yer ve gönül bağı ile tiyatro yapan meslektaşlarım benim için çok çok değerli. En önemli sebebi tüm benliğiyle kendini ortaya koyan rol arkadaşlarımın olması. Hepsine bayılıyorum ve onlarla böyle bir projede aynı sahnede, aynı ekipte olmak benim için büyük şans.

“Her karakterimi çok seviyorum”

Oyunda birden fazla karakteri canlandırıyorsunuz, karakterlerinizden bahseder misiniz?

Her karakterimi çok seviyorum. İki tane yaşça büyük, görmüş geçirmiş ve Nuh Tufan’ın hayatına dokunan kadını ve iki tane de Nuh’un yaşlarında ve yine kendini aradığı süreçte mihenk taşı olan genç kadını canlandırıyorum. Kulis oldukça hareketli geçiyor benim için zira, sürekli bir karakter değişimi içerisindeyim ama beni çok canlı tutuyor bu durum. Canlandırdığım her kadının her cümlesi çok özel ve benim için çok değerliler.

“Olabildiğim yerlerde olmayı tercih ederim”

İstediğimiz kişinin yüzünün kopyasını yapmak çok acayip bir fikir. Yüzünüzün kopyası yapılsın ister miydiniz dolayısıyla aynı anda iki yerde olmak duygusu nasıl olurdu sizce?

Sanıyorum ki istemezdim… :) Birilerine benliğimi emanet edebileceğimi sanmıyorum. Böyle bir özümsemenin pek mümkün olabileceğini de düşünmüyorum o nedenle olabildiğim yerlerde olmayı tercih ederim. :)

En çok maskesiz kendiniz olabildiğiniz durum, zaman, yer neresi ve kişi kim?

Birçok insan gibi çocukluğumda en maskesiz doğal halimle olduğumu düşünüyorum ve bunu hala en yakından hissedebildiğim iki yer var biri yakın dostlarımın yanı biri de tabi ki bitanecik ailemin yanı. Onların yanında hala yaramaz bir kız çocuğuyum.

“Kendini bir anda olayların içinde bulmak isteyen herkesi oyunumuza bekleriz”

Oyun nasıl gidiyor, ilgi nasıl ve bu oyunu sizce neden izlesinler?

Oyunumuz çok güzel gidiyor. Tiyatroseverlerin büyük ilgisiyle ve çok özel geri dönüşleriyle karşılaştık. Hepimizin kendini bulmaya çalıştığı bu zor şartlar altında bu arayışa biraz absürt bir yerden bakıp bol bol kahkaha atarak biraz da hafifleyerek kendini bir anda olayların içinde bulmak isteyen herkesi oyunumuza bekleriz.

img-20241120-wa0016.jpg

“Benim için çok önemli bir proje Evcilik”

‘Evcilik’ filmini festivalde izledim ve çok etkilendim. Sizin için nasıl bir film oldu? Ve oyunculuk anlamında da bambaşka bir karakterdesiniz.

Benim için çok önemli bir proje Evcilik. Oyunculuk sektörünün dış görünüş algısını da kendi tarafımdan biraz yıkabildiğim bir alan oldu. Çekimleri de bambaşka bir oyunculuk serüvenine soktu beni. Çok değerli ve başarılı insanlarla çalıştığım için ve kendime bir şeyleri kanıtlayabildiğim bu fırsatı yakalayabildiğim için çok mutlu ve şanslıyım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi