Abdullah Biricik

Abdullah Biricik

Yağmurlu Şampiyonluk

Galatasaray yüzüp yüzüp kuyruğuna geldiği şampiyonluk yarışında Ankaragücü’ne konuk oldu.

Yağmurlu bir Ankara günü, önemli bir ana tanıklık edecekti! Doğalgaza geçildiğinden beri Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yerini sağanak yağmurlara bırakmıştı sanırım. Kovadan boşalırcasına yağıyordu yağmur. Öğrencilik yıllarımda Bursa’da yağan yağmurları anımsadım bir an. Litrelerce yağardı. Durmadan, tükenmeden, durmadan.

Nisan ayında günlerce hiç durmadan yağdığında anlardık son yağmur olduğunu.

Aylarca yağmayacak olmanın acısını çıkarırdı adeta! Kuğulu Park’ta başlayıp Tunalı Hilmi’ye, oradan zamansız, amansızca bir lojman griliğine, oradan da Eryaman Stadyumuna uzanıyordu adeta yağmurlar. Şampiyonluğun habercisiydi bu yağmur. Sezon boyunca yağmur gibi akıp gitmişti Galatasaray.

Icardi’si, Mertens’i, Oliveira’sı, Rashica’sı, Kerem’i, Torreira’sı, Boey’i, Nelsson’u, Abdülkerim’i ve Muslera’sıyla yağmur olup yağmıştı. 21’i Icardi’den olmak üzere 77 gol atmıştı Galatasaray.

Yine yağdı Galatasaray. Bu kez Ankara’nın yağmurlarına karışarak yağdı. Rakibi Ankaragücü’nü 4-1 yenerek Ankara yağmurlarında şampiyonluğa uzandı. Başrolde yine Arjantin’li yıldız Icardi vardı.

Kiritik zamanlarda atmayı seven Icardi yine aynı tarifeyi uyguladı. Birinci ve ikinci golü attı.

Tüm futbolcular çok büyük alkışı hak etti.

Yapılan yatırımlar, doğru antrenör tercihi ve Galatasaray’ın şampiyonluğa yürüme kültürü çok zor bir sezonda şampiyonluğu getirdi Galatasaray’a. Başrolde Dursun Özbek vardı. Başta ben olmak üzere ilk başkanlığı döneminde yerden yere vurduğumuz Dursun Özbek, başkanlık dersi verdi. Mali ve idari anlamda çok güçlü bir yönetim kurdu. Tazminatlardan korkmadan çekinmeden Torrent ve ekibini gönderdi. Yetmedi, 17 futbolcu gönderdi ve 13 futbolcu transfer etti. Transfer edilen oyuncular üst düzey oyunculardı. Şampiyonluk kaçınılmazdı ve kaçınılmazı başardı Galatasaray.

Her futbolcu saatlerce analiz edilmeyi hak ediyor ancak çok kısa değerlendirebileceğim. Formsuz dönemler geçirse de Fernando Muslera kritik kurtarışlarıyla söz sahibi olmayı başardı. Boey Nelsson ve Abdülkerim sezonun en iyi savunma üçlüsü olmayı başardı. Sezon başında boyundan dolayı gündem olan atom karınca Lucas Torreira, bitmeyen tükenmeyen enerjisi ve yüksek verimi ile sezonun en iyilerindendi.  Oliveira ve Mertens sezonun sonlarına doğru performans kaybı yaşasa da hakları teslim edilmesi gereken yıldızlardı. Kerem ve Rashica kanat dinamolarıydı ve ligi domine eden en önemli iki isimdi.

Icardi’yi anlatmaya kelimeler yetmez ancak şunu söylersek en iyi özet olur; sezonun en önemli transferi ve şampiyonluğun mimarı Icardi’ydi.  Emre Taşdemir, Emin Bayram, Kaan Ayhan, Midtsjö, Dubois Gomis ve Barış Alper Yılmaz da aldıkları süreleri iyi değerlendiren ve şampiyonluğa katkı sunan önemli isimlerdi. En büyük alkışlardan birisi de Okan Buruk’a. Altyapısından yetiştiği, sayısız şampiyonluk ve başarılara imza attığı Galatasaray’da ilk sezonunda şampiyonluğa ulaşmayı başardı.

Yanlışlarında ısrar etmedi. En ideal 11’i hep yakaladı. Oyuna müdahaleleri çoğunlukla doğru zamanlama ile yapıldı. Tek kusuru genç oyunculara yeterince şans vermemesiydi, o da yakaladığı bu şampiyonluğun nazarlığı olsun.

Tebrikler Galatasaray…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Abdullah Biricik Arşivi