ZAMAN TÜNELİ MUHABİRİ!

Trabzonspor yıllar sonra lig şampiyonu oldu. Son şampiyonluğunu yaşadığı 1984 yılının tanığıyım. O tarihlerde TRT Trabzon Haber Bürosu’nda muhabirdim. Trabzon futbolla yatıp kalkan bir kentti. Futbolsuz sohbet olmazdı, kentin varı yoğu altyapısından çıkardığı futbol yıldızlarıyla Trabzonspor’du. Öyle yıldızlar ki, milli takım onlarsız düşünülmezdi. Şenol Güneş’in kalede devleştiği, İskender ve Dobi Hasanlı 11’i sahada izlemek zevkti.

Trabzon’da futbolun tarihi eskidir.  “Trabzon’da futbol insanlık tarihiyle yaşıttır” lafını eden bir Trabzonluya lütfen şaşırmayın! Burada İdmanocağı, İdmangücü’ne falan girmeyeyim, sayfalar yetmez.

Ancak hem bölge hem de ülke futboluna yön veren iki teknik adamdan bahsetmeden olmaz; Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer…

Muhabirliğinden dolayı iki teknik adamı da yakından tanıdım. Ahmet Suat Özyazıcı aynı zamanda nalburdu.  Şampiyon takımın oyun düzenini bazen işyerinde kese kağıtlarının üzerine yazarak kurduğu söylenirdi. Özkan Sümer ise o dönemin futboluna bilimi katan ilk hocalardandı.

Futbolda maç öncesi ve sonrası hocaların görüşünü almak muhabirliğimizin görev alanlarındandı. TRT’nin futbol spikerleri hava şartları veya eleman yetersizliği gerekçesiyle maçlara gelemediği zaman radyo yayınlarında görev alır, dakika skor bildirirdim. Sadece Trabzonspor değil Rizespor, Orduspor ve Samsunspor da birinci ligde top koşturan kulüplerdi.

Anlayacağınız futbolla da yakından ilgiliydim yani…

AYNI ZAMANDA SÖZ USTASI ÖZKAN SÜMER

Zamane gençlerine tuhaf gelir ama televizyon yayıncılığı 80’li yıllarda kolay değildi. Çekilen görüntü ya link hatlarıyla geçilir ya da uçakla paket olarak gönderilirdi. Link için dağların zirvelerindeki verici istasyonlarına çıkılır, TRT ve PTT’nin bu istasyonlarına paletli kar araçlarıyla gidilirdi. 

Sel ve heyelanlarda, felaket haberlerinde dağların yolunu tutmuşluğumuz vardır. Hava şartlarından uçaklar iptal ise otobüs kargoları sağ olsun…

Trabzonspor zirvede bir kulüp olduğu için hocaların görüşleri önemliydi. Daha maç oynanmadan ‘önümüzdeki maça bakacağız’ türünden demeç almak önemliydi.

Özkan Sümer’den de maç öncesi galibiyet, beraberlik ve mağlubiyet durumunda yuvarlak laflar almayı alışkanlık hale getirmiştik. Ancak hoca her zaman ‘Beni zaman tüneline sokuyorsun’ derdi.

Trabzonspor Avni Aker’de büyük bir maçtan birkaç gün önce çalışma yaparken (TRT’nin çalışmayı kenardan izleme ayrıcalığı vardı!) Özkan Sümer’e mikrofon uzattım.

Bana ‘Hoş geldin zaman tüneli muhabiri’ demişti.  Kırmadı elbette, yine önümüzdeki maçlara bakarız. Rakiplerimiz şöyle, bizim durumumuz böyle’ türünden laflar etti.

FELSEFİK FUTBOLCU SÖZLERİ!

Yayıncıların teknik imkanları şimdiki gibi değildi ama futbol her zaman olduğu gibi güzel oyundu.

Futbol insanlarının laflarına da doyum olmaz yani. Topa kafa vura vura akıllarının başlarından gittiğini sanırsanız; yanılırsınız. Yeşil sahada satranç oyuncusudur onlar…

 Mesela ünlü İngiliz futbolcu ve yorumcusu Lineker’in (uzun futbol hayatında bir kez bile sarı veya kırmızı kart görmemiştir) şu lafı bir disiplini ve ekolü anlatması açısından önemlidir; ”Top yuvarlanır, Almanlar kazanır.”

Ancak benim en beğendiğim sözler Marodana’ya aittir; “Ne stresi?  Milyonlar kazanıyoruz. Stres fabrikalarda, maden ocaklarında.”

Bizim futbolcularımızın da vardır böyle sözleri. Bence en anlamlısı Avrupa’da kariyer ve oynama rekoru elinde olan Emre Belezoğlu’ na aittir. Milli maçlardan sonra o kadar bunalmıştır ki şu sözleri söyler; “Biz vatan haini de kahraman da değiliz. Onlar dağlarda…”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi