Begüm Erdoğan

Begüm Erdoğan

SEVGİ HAFTASI

Sevgililer Günü’nü ister dostlarınızla, ister partnerinizle, ister tek başınıza geçiyor olun, bu özel gün için izleyecek bir şeyler aradığınızı duyar gibiyim. Sevgililer Günü’nü çok da abartmamak lazım ama yeri gelmişken aşk üstüne çekilmiş yapımlara bakmak için güzel bir fırsat olabilir. Bu sebeple, değişik filmler sunuyoruz size. Bazıları bizi sevgiye yeniden inandıran filmler, bazılarıysa masalsı birlikteliklere öykünen tarafımızı doyuran yapımlar. Tabii yalnızken tamam hissettiren filmleri de atlamadık.  

Evinizin konforunda, platformlardan ulaşabileceğiniz içeriklerin listesiyse şöyle: 

Yalnızlığınızı Kutluyorsanız İzlemek İsteyebileceğiniz 3 Film:

  • Mavi Yasemin, Blue Jasmine, 2013 (TV+)

Cate Blanchette’in Jasmine karakteri korkunç bir insan modeli. Lüks düşkünü, bencil ve vurdumduymaz, kendi delüzyonlarında yaşayan bir kadın ama Blanchette’in performansıyla içinden büyüleyici bir karmaşıklık da çıkıyor. 

Filmin başında kocasının suçları nedeniyle tamamen meteliksiz kalmış bir halde, Louis Vuitton bavullarıyla kardeşinin kapısına geldiğini görüyoruz. Jasmine yeni gerçeğini kabul edemeyip ondan kurtulmaya çalışırken, zihni eski hayatını irdeliyor bir taraftan. Hiç tanıyabilmiş miydi kocasını? Kendisi hakkında düşündüklerini geriye dönerek sorguluyor ve zihni yavaş yavaş karışmaya başlıyor. Blue Jasmine, odaklandığı bencil ve yaralı kadını incelikle işliyor. Yaşadığı acı bitişte ve öncesinde, görmezden geldiği bazı durumlara ve olaylara yavaş yavaş uyanıyor.  Kocasıyla ilişkisinde, imajında ve başka konularda kendisiyle yüzleşiyor aslında. 

Woody Allen imzalı filmi, Cate Blanchette’in efsane performansı taşıyor demek abartı olmaz. Zaten bu filmdeki oyunculuğu dillere destan oldu ve ikinci Oscar ödülünü de kendisine kazandırdı. Ancak filmdeki tek yıldız o değil, Penelope Cruz ve Judy Davis de yardımcı oyuncu olarak filmde yer alıyorlar. 

  • Dünya’nın En Kötü İnsanı, Verdens Verste Menneske, 2021 (BluTV)

Joachim Trier’nin “Oslo Üçlemesi”nin son ayağı olan bu film, çıktığı ilk günden beri çığır açan bir yapım oldu. Gerçekten de yansıttığı, “Karışık ve güçlü kadın karakter” ile son dönemin önemli filmlerinden. 

Yirmilerini tamamlayıp otuzlarına geçiş yapan ana karakter Julie’nin hayattan ne istediğini, nerede ve nasıl var olmayı arzuladığını hala çözmeye çalıştığını görüyoruz. Bununla birlikte otuz yaşına basmak, Julie’yi hayatının takviminde geride kalmış hissettiriyor. Belki de çevresindeki her şey onu böyle hissettiriyor demek daha doğru olur. Trier’in vazgeçemediği oyuncusu Anders Danielsen Lie’ın canlandırdığı Aksel, Julie için ilk bakışta harika bir eş gibi gözüküyor. Ancak Julie, Aksel’in ondan beklediği kararlılığı ve bağlılığı göstermeye hazır hissediyor mu? 

Filmin giriş kısmında Julie’nin tıp okumaya başlayıp, bıraktığını, hızla ve üst üste iş ve aşk değiştirdiğini görüyoruz. Ana karakterin davranışları, ilk bakışta izleyenlere “bencilce” veya “çocukça” gelebilir. Aslında Trier’in yönelttiği sorulardan biri de bu. Aksiyonlarının arkasında duran ve kendi iç sesini dinleme cesareti gösteren bir insan olan Julie, bize farklı bir öykü anlatıyor ve içinde savunmasız olabilecek kadar da cesur.

  • Yırtıcı Kuşlar, Brids of Prey, 2020 (TV+)

Bu kendine has anti-kahraman filmi, Margot Robbie’nin canlandırdığı Harley Quinn ile Joker’in ayrılmasıyla başlıyor ve hikaye böylece alevleniyor. “Suicide Squad”da toksikliğiyle öne çıkan Harley-Joker ilişkisi, bu filmde farklı şekillerde yeniden anlatılıyor ve daha başından yerle bir ediliyor. Harley, Joker olmadan kim olduğunu arıyor ve yolculuğu sırasında başka güçlü kadın karakterlerle tanışarak güçleniyor. 

DC Comics’in yarattığı Harley Quinn karakterinin arka planı da oldukça ilginç. Harley aslında Joker’in psikiyatristi ve terapi seansları sırasında ona aşık oluyor. Daha sonrasında aşkta ve suçta partner oluyorlar ve Harley’i sürekli hiçe sayan toksik ilişkileri başlıyor. Bu ilişki de Suicide Squad’da göz önünde. Ancak Suicide Squad, Margot Robbie’nin Harley’ini seyirciye seksapelini öne çıkartarak sunuyordu. Bu filmin yönetmeni olan Cathy Yan ise onu Joker’in bir uzantısının ve seksapelinin ötesinde, iyisiyle kötüsüyle tam bir karakter olarak sunmayı başarıyor. Dahası, bunu süper kahraman filmlerinden beklediğimiz karmaşık aksiyon sahnelerini gerçekleştirmeyi de ihmal etmeden yapıyor. 

Tüm simiyle ve kaosuyla bu filmi ve Yırtıcı Kuşları sevmemek elde değil. Enerjik ve eğlenceli bir yapım arayanlar içinse bire bir.

Aşkınızı Kutluyorsanız Birlikte İzlemek İsteyebileceğiniz 3 Film:

  • Sevginin Bağladıkları, Sleepless In Seatle, 1993 (BluTV)

Eşi ölmüş ve tek oğlu ile yaşamına tutunmaya çalışan, hayattan biraz uzaklaşmış bir baba olan Sam’i canlandırıyor Tom Hanks. Meg Ryan ise her şeye alerjisi olan bir adamla sıradanlaşmış bir ilişki içerisinde olan Annie’ye hayat veriyor. Sam’in oğlunun “Seattle’da Uykusuz” isimli radyo programını arayıp “babamın yeni bir eşe ihtiyacı var” demesiyle başlıyor onların öyküleri. Annie bu programı dinliyor ve bir tür duygusal bağ hissediyor bu melankolik adamla kendisi arasında. Onun yaşadığı duyguları hissetmekten alamıyor kendini ve program bittikten çok sonra da onu bir türlü aklından çıkartamıyor. 

Bu filmin 90’ların efsane romantik filmleri arasında yer alması bir tesadüf değil. Duygusallıkla ve güzellikle yazılmış bir hikaye ne de olsa. Aynı zamanda diyalogların ötesinde anlatılan bir aşk hikayesi. Nora Ephron’un yazıp yönettiği filmde, karakterleri birlikte bile görmüyoruz çoğunlukla, ama yine de onların romantizmini derinden hissedebiliyoruz. 

  • Zamanda Aşk, About Time, 2013 (Amazon VideoPrime)

Bu romantik komediyi, geçen haftalarda konuştuğumuz “Love Actually”nin ve “Notting Hill”in yaratıcılarından olan Richard Curtis yazıp yönetiyor. Kendisinin diğer anlatıları gibi bu film de tatlı ve hüzünlü anlarıyla, izleyenlere yumuşak bir anlatı sunuyor. 

Filmdeki olaylar, Domhnall Gleeson’ın canlandırdığı ana karakterin 21 yaşında, babasının tarafından ilginç bir yeteneği miras aldığını öğrenmesiyle başlıyor. Yetenekse şu: karanlık bir yerde ellerini sıkıp geçmişte yaşadığı bir anı düşündüğünde, o ana yolculuk edebilmek. Peki, Tim bu yeteneği kullanarak ne mi yapmak istiyor? Kendine ait bir aşk hikayesi yaşamayı. Bu sırada Rachel McAdams’ın oynadığı Mary’yle tanışıyor ve ona aşık oluyor.  Tatlı ve sevilebilir Tim zamanda yolculuk yeteneğini sevgi için kullanıyor. 

Sonundaysa, izleyenleri çok güzel bir mesajla uğurluyor “About Time”, elimizde olan ilişkilerin kıymetini bilmek ve içinde bulunduğumuz zamanın tadını çıkarmak. Hayalperest ve iyimser bir film izlemek isteyenler için önerebileceğim bir yapım. 

  • Özel Bir Kadın, Pretty Woman, 1990 (Netflix, Disney+)

Yine İkonik bir film evet. Klasik Kül kedisi hikayesiyle büyük benzerlik gösteren modern bir film de aslında. Başrolde Julia Roberts ve Richard Gere’in olduğu “Pretty Woman” pop kültürün sunabileceği en güzel yapımlardan birisi de aynı zamanda.

Garry Marshall’ın yönettiği filmin başında, bir işadamı olan Edward’ın sosyal bir etkinliğe eşlik edecek birisine ihtiyacı vardır. Şans eseri, çok zeki ve çok güzel bir seks işçisiyle tanışır ve kendisine eşlik etmesini ister. Tabii Edward’ın bir centilmen olduğunu hatırlatmak isterim, yani kendisi bu kadınla bir şeyler yaşamak için böyle bir teklif yapmaz. İkili birbirine merak duyarlar ve kısa süre içerisinde duydukları merak, duygusal bir bağa ve sonuç olarak da aşka dönüşür. 

Gere ve Roberts arasındaki kimyanın çok güçlü olduğu bu filmde, iki yıldız da güzel performanslar veriyorlar. Aynı zamanda Hollywood’un romantik mekanları da onlara eşlik ediyor. Modern bir peri masalı izlemek isteyenler için iyi bir tercih.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Begüm Erdoğan Arşivi