Mehmet Nuri Ersoy koltuğunu uzun süredir koruyan bakanlardan. Beş yıldızlı otelleri var, tur şirketi sahibi… Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, geçen hafta televizyon atağına kalktı. İki kanalda turizm sektöründeki kendine göre kalkınma hamlesini anlattı, partiler üstü bakan profili çizmeye çalıştı.
Elbette turizm açısından parlak bir tablo çizdi, “turist sayısı arttı” diyerek umudunu gelecek yıllara erteleyen işletmelere gaz vermeye çalıştı.
Bakan Ersoy’dan nağmeleri dinledik, biz onu gördük ama o inim inin inleyen binlerce küçük ve orta turizm işletmesini görmedi.
Kendi otellerinin doluluk oranıyla turizm sektörünü değerlendiren, altı yıldır bakanlık koltuğunda tarafsızmış gibi gözüken bir zat var karşımızda.
Ersoy ayrıca şöyle bir laf etti;
“Bodrum ve Çeşme'de alt yapıya ihtiyaç var. Ege söz konusu olduğunda İzmir söz konusu olduğunda siyasi yaklaşmamak lazım.”
Onların altyapı dediği başka, halkın beklentisi bambaşka…
İşte altyapıdan anladığımız…
Su için baraj mı yaptı? (Haklarını yemeyelim, İzmir’in su ihtiyacı için bilimsel bir araştırma yapmadan Gördes Barajı inşa edildi, tabanı delik olduğu için su tutmuyor! Yandaş betoncular acaba ne kazandı? İki göbek ötesi su bakanının yedi yıl önce açılacağına söz verdiği İstanbul’a su sağlayacak Melen Barajı ise milyarları yutmaya devam ediyor)
Yangınlara yol açan ormanlardaki elektrik trafolarının bakımını yapıp, bazılarını tehlikeli bölgelerden mi taşıdı?
Kıyı beldelerinde arıtma tesisi mi kurdu? Turizm merkezlerindeki kanalizasyon şebekelerinin yapımına veya yenilenmesine destek mi verdi?
Bal ve kekik kokulu ormanlar yandaşın kömür ocaklarına çevrilirken aklı neredeydi?
Altyapı deyince; koruma altına alınan koylara dikilen beş yıldızlı oteller, maviliğe açılan kıyılara yat çekek yeri inşa edilmesi var akıllarında.
Bu ülkede planlı ve halkın yararına yapılacak hiçbir altyapı yatırımına karşı çıkılmadı. Doğayı katleden yatırımlara karşı çıkanlar ise malumunuz çapulcular oluyor.
Susuzluktan inleyen Bodrum’un su sorunuyla ilgili yazımızda haftaya…