Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

Şehrin sevdiğimiz caz hali başladı!

35. Akbank Caz Festivali 20 mekânıyla yine şehrin farklı noktalarında başladı. Zorlu PSM, Müze Gazhane, Babylon, Frankhan, Bova, Pera 77, Nardis Jazz Club 6 konsere ev sahipliği yapacak. Ayrıca Sakıp Sabancı Müzesi, Salon İKSV, Arter, Borusan Müzik Evi’nin yanı sıra bu seneki yeni mekânlar arasında ise All Saints Moda Kilisesi, Akatlar Kültür Merkezi ve Bağlarbaşı Kültür Merkezi var. Festivalin detaylarını direktörü Gözde Sivişoğlu ile konuştuk.

0o6a3955-min.jpg

‘Şehrin caz hali’ dün başladı, 35. Akbank Caz Festivali 12 Ekim’e kadar devam edecek. Nasıl bir heyecan içindesiniz, 35 yıldır devam eden bir festivale sahip olmak nasıl bir duygu ve sizin için önemi nedir?

35 yıl sadece bir zaman dilimi değil; bir şehrin belleğine, ruhuna işlemiş bir yolculuk. Akbank Caz Festivali de İstanbul’un ritmine, mevsimlerine ve ruhuna eşlik eden bir festival. Benim için de özel bir anlamı var çünkü bu festivalle ilk bağımı genç bir üniversite öğrencisiyken kurmuştum, şimdi ise onun direktörlüğünü yapıyorum. Bu, çok heyecanlı ve gurur verici bir yolculuk benim için. Aynı zamanda festival sadece konserlerden ibaret değil; şehrin ruhunu, izleyicinin enerjisini, sanatçının üretimini bir araya getiren canlı bir organizma. 35 yıldır İstanbul’da cazın yankısını duyurmak, hem geçmişin anılarını taşımak hem de yeni kuşaklara ilham vermek çok heyecan verici.

“Festival caz müziğini geniş kitlelere sevdirmede çok önemli bir rol üstlendi diyebilirim”

35 yıl önce festivali başladığında caz müziği bu kadar çok seviliyor muydu, bu müzik türü bu kadar önemli miydi? Festival bu müzik türüne dikkat çekmesi açısından çok önemli diye düşünüyorum, sizin bu konuda düşünceleriniz neler? Caz müziğini bu festival sevdirdi diyebilir miyiz?

Caz müziği 35 yıl önce daha kısıtlı bir çevrenin takip ettiği bir müzik türüydü. Ancak Akbank Caz Festivali’nin bu 35 yılda, cazı yalnızca belirli bir topluluğun değil, tüm şehrin ortak deneyimi haline getirdiğine inanıyorum. Bugün konser salonlarından sokaklara, vapurlara yayılan “Şehrin Caz Hali” tam da bu dönüşümün sonucu. Bununla birlikte elbette caz Türkiye’de farklı kuşaklar tarafından seviliyordu ama festivalin açtığı alan, teknolojinin gelişimi, dünya müziklerine ve dünya festivallerine kolaylıkla erişebilmeyi ve örnekleri inceleyebilmeyi olumlu bir yönde etkiledi. Cazın çeşitliliğini, dinamizmini ve evrenselliğini de görünür kıldı. Festival, bir yandan uluslararası müzisyenleri İstanbul’a getirdi, diğer yandan yerel sahneyi besledi ve genç yeteneklere fırsat sundu. Bu açıdan, evet; festival caz müziğini geniş kitlelere sevdirmede çok önemli bir rol üstlendi diyebilirim. Teknoloji ve sosyal medya tabii ki festivaller ve kültür-sanat alanı için her zaman çok yardımcı ve kolaylaştırıcı araçlar. Festivali daha genç ve geniş kitlelere tanıtmaya çok yardımcı oluyor

BKM ile çözüm ortaklığı Akbank Sanat’a nasıl bir güç kattı? Bu birliktelikten nasıl bir güç doğdu?

Bu yıl Akbank Caz Festivali 35. yaşını kutlarken, BKM de 30. senesini kutluyor.

Her iki köklü kurumun kültür-sanat alanındaki derin tecrübeleri ile festivalin mevcut mirasını daha da zenginleştirmesini arzuluyoruz. Birlikte, yenilikçi ve sürdürülebilir bir etki yaratarak çalışmaya devam edeceğiz.

akbank-caz-festivali-3-1.jpg

Programda dikkat çeken isimler ve etkinlikler

35. Akbank Caz Festivali'nde bu yıl ön plana çıkan ve programda dikkat çeken isimler, konserler, etkinlikler neler olacak?

Festivalimizin 35. Yılına girerken gerçekten müzikal yelpazesi geniş, festival izleyicilerimizin mutlaka ilgisini çekecek çok çeşitli etkinliklere ve konserlere ev sahipliği yapıyor. Bütün konserlerimiz ve etkinliklerimiz sürprizlerle dolu. Hepsi gerçekten çok büyük emeklerle tasarlanıyor. Dünyadan ve Türkiye’den çok önemli isimleri ağırlıyoruz. Türkiye’ye ilk kez gelen, The Brandee Younger Trio modern müzikte arpın rolünü devrimsel bir şekilde yeniden tanımlıyor. "Stretch Music" (Esneyen Müzik) tarzının öncüsü olarak tanınan Chief Adjauh, bir ses mimarı, trompetçi, besteci, prodüktör olarak bizleri kesinlikle şaşırtacak. Akbank Caz Festivali’nin her edisyonunda düzenlediği Mehmet Uluğ Gecesi’nde bu yıl sahnemizde Adam Rudolph ile Okay Temiz, Hacı Tunçbilek, Sumru Ağıryürüyen gibi çok değerli isimler Görünmeyen Bağlar” projesini gerçekleştirecek. Sahnede bireysel seslerin bir bütünlük içinde nasıl bir anlam kazandığını göreceğiz; iyileştirici müzikle kendimize yeni bir evren kuracağız. Festivalimizde bu yıl bol danslı bir gecemiz var; All Night Jazz. Bu buluşmada Grup Ses gecenin ateşini yakarken, Jitwam’ın hip-hop, house ve soul etkili seçkilerinden oluşan DJ seti ve deep house’un önemli figürleri arasında anılan Chicago çıkışlı DJ Chez Damier ile bol bol dans edeceğiz. İspanya’da yeni flamenkonun referans ismi hâline gelen Raül Refree, Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nin büyülü atmosferinde bizleri sihirli bir yolculuğa çıkaracak. İskandinav cazının son yıllardaki en büyük heyecan sebeplerinden biri olan RYMDEN, klasik Kuzey Hindistan müziği, modal caz ve hip hop estetikleri arasında özgürce dolaşan Jaubi, Avrupa caz sahnesinin yükselen yıldızı, “Polonya cazının yeni umudu” olarak anılan bas virtüözü Kinga Głyk ise bizleri bekleyen diğer sürprizler. Festival olarak sanatçılarımızla birlikte projeler üretmeyi çok önemsiyoruz. Ülkemizdeki üretim ve yaratım alanları desteklemek, sanatçılarımıza alan açmak bizler için her zaman çok önemli olacak. Bu sene “Jazz Meets Rap” projesiyle, 35. Akbank Caz Festivali’ne özel, sınırları aşan bir buluşma gerçekleştireceğiz. Üç nefesli düzenlemenin taşıdığı güçlü caz armonileri; trompette Barış Doğukan Yazıcı, tenor saksafonda Engin Recepoğulları ve trombonda Bulut Gülen’in ustalığıyla hayat buluyor. Gökhan Sürer ve Adem Gülşen’in klavyeleri, Orhan Deniz’in bas gitarı ve Ediz Hafızoğlu’nun davulu ile birleşerek derin ve akışkan bir groove yaratıyor. Sahnenin enerjisini Da Poet’in turntable performansı ve vokalleri ateşlerken; Ayben, Melis Karaduman, Spade427 ve 3pillie’nin sözleri ritmi söze, sözü ritme dönüştürüyor. 3pillie’nin gitarı ise parçaların dokusuna güçlü bir renk katıyor. 3 Ekim’de Alan Kadıköy’de sahnelenecek Jazz Meets Rap, cazın doğaçlamacı ruhunu rap’in keskin sözleriyle harmanlayan, özgün ve dinamik bir proje. Türkiye’nin ilk kadın müzik kolektifi Sista Sound, Akbank Caz Festivali’nin davetiyle sahnede yeni ve benzersiz bir projeye imza atacak. 30 Eylül’de Bant Mag. Havuz / Bina’da gerçekleşecek konserde; Özge Ürer, Deniz Taşar, Kamucan Yalçın ve Ana Flávia gibi farklı müzikal geçmişlere sahip dört güçlü kadın sanatçı, ilk kez festival için bir araya geliyor. Bu özel buluşmada, dünya müziğinin farklı renkleri cazın doğaçlama geleneğiyle buluşuyor; alternatif janrlar, elektronik tınılar, Latin ve Brezilya ritimleri, çağdaş caz esintileri gibi unsurlar geniş bir müzikal yelpazede, sanatçıların kendi besteleri ve orijinal kompozisyonlarıyla harmanlanıyor.

alfredo-rodriguez-pedrito-martinez.jpeg

Türkiye’de caz müzik alanındaki sanatçılarımızın festivale katkısı nasıl ve bu festivalin onlar açısından önemi nedir?

Türkiye’deki caz müzisyenleri festivalin kalbinin en güçlü atışlarını oluşturuyor. Çünkü uluslararası sanatçılarla yan yana sahneye çıkmak, onların üretimlerini paylaşmak; festivali sadece dışarıdan gelen isimlerle değil içeriden beslemek çok değerli. Bu festival, genç müzisyenler için sahne deneyimi kazanabilecekleri, kendilerini uluslararası caz ekosistemine tanıtabilecekleri bir platform sunuyor. Daha deneyimli isimler içinse üretimlerini farklı izleyicilerle buluşturmaya fırsat yaratıyor. Biz her zaman şunu söylüyoruz: Uluslararası bir festival olmanın sesini, ülkemizin sesinde buluyoruz. Yani ülkemizin caz sanatçıları bu festivalin sadece bir parçası değil, aslında en önemli taşıyıcılarından biri. Ücretsiz bir konserle festivalin açılışını yapıyoruz. 27 Eylül Cumartesi günü Müze Gazhane’de, doğu-batı arasında köprüler kuran İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions bizleri keyifli akşama bekliyor. Her sene programımızda yer alan Caz Kulüpleri Gecesi bu yıl 2 gece ve 6 konserle yer alıyor. Nardis Jazz Club sahnemiz Yeşim Pekiner Quintet ve Ömercan Şakar Project’e ev sahipliği yaparken, Pera 77’de Batu Şallıel and İstanbul Swing Cats ve Sinem İslamoğlu Group , Bova’da ise Dilan Balkay ve Berkay Sümbül Quintet sahne alacak. Türkiye’nin ilk kadın caz piyanisti Nilüfer Verdi Trio “Playing Tunes for Peace” ile bizlerle müziğin iyileştirici gücünden beslenen bir konser sunacak. Ülkemizin önemli isimlerinden Önder Focan & Yavuz Darıdere ise Legendary Hammond Trio ve Konukları güçlü ve keyifli bir akşam yaşatacak.

Bilet ücretlendirmesi açısından her kesimden müzikseverler için kolaylıklar olacak mı ve bu yıl ilgi hangi düzeyde?

Bilet fiyatlandırmasında da her kesimden müziksevere ulaşmak için özen gösteriyoruz. Öğrencilere özel indirimli biletlerimiz var, bunun yanında ücretsiz konser ve etkinliklerimizle herkesi festivale dahil etmeye çalışıyoruz. İlgi düzeyi ise her yıl artarak devam ediyor; cazın şehirle bu kadar bütünleşmesi, festivaldeki çeşitlilik de izleyici sayısına da yansıyor ve bu da bizi çok mutlu ediyor.

chief-adjuah-3.jpg

“Benim müziğe ilgim sevgili babamın plakları ile başladı”

Sizin caz müziğine karşı ilginiz nasıl başladı, hissettirdiği duygular neler ve programdan özellikle sizin önerileriniz hangi performanslar olur? Üç tane kaçırılmaması gereken, sizin seçtiğiniz etkinlik önerisi alabilir miyiz?

Benim müziğe ilgim sevgili babamın plakları ile başladı ve yıllar içinde tüm müzik türlerine de merakım giderek arttı. Çok genç bir üniversite öğrencisiyken katıldığım bir konser ile yolumun kesiştiği Akbank Caz Festivali’nin şu an direktörlüğünü gerçekleştiriyorum. Benim de caz yolculuğum ritimli, enerjisi yüksek ve duygu ve anı dolu aslında. Festivalde bu sene ben de 15.yılımı kutluyorum Anılar ve sahneler o kadar sayısız ki bende, provalar dahil her konseri bugün hala hatırlıyorum. Festival programı öyle bir bütün ki hiçbir konseri farklı göremiyorum ama hangi konserlerde “seni mutlaka göreceğiz” diye sorarsanız birçok elektronik türü kendilerine özgü jazz noir estetiği ile harmanlayan Niechęć "Distaste",

Moğol müzikal geleneklerini folk ve cazla bir araya getiren şarkıcı Enji’nin etkileyici vokali,

Festivalimizde yeni projesinin dünya prömiyerini gerçekleştiren usta isimlerimizden Ali Perret ‘i 8 kişilik orkestrası Octopus Band diyebilirim.

adam-rudolph.jpeg

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi