Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

"Atatürk sofrasında aşçı olarak değil de, onunla aynı masada bulunmak çok isterdim“

Atatürk ile ilgili bugüne kadar çok film yapıldı ama konusu itibariyle farklı olan ilk film ‘Son Akşam Yemeği’ diyebilirim, tabii hafızam beni yanıltmıyorsa… Çok sevdiğim büyüğüm, geçmişte birlikte çalıştığım A. Selim Tuncer’in yapımcısı olduğu ‘Son Akşam Yemeği’ filmi vizyona girdi. Film, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” dediği 28 Ekim 1923 akşamı Çankaya Köşkü’nün yemek salonunda ve mutfağında gelişen olayları konu alıyor. Bir sofrada oturmak üstelik bu sofrada usta bir aşçının yemekleriyle geleceğin adımlarının atıldığı bir akşamın anlamında sabahlara kadar sohbet edilebilir. Ahir Usta o kadar sahici, ilginç bir karakter ki onun yemekleri eşliğinde onunla ve Atatürk’le aynı masada olmanın hayalini kurdurtuyor size. Büyük resim ise tüm farklılıklarımıza rağmen insanların aynı masada oturabildiği bir hayal, gerçekleşmesini çok istediğim. Filmden çıkınca masada değişmeyen üç kişi hep olsun istedim; Atatürk başköşede, yanı başında geçmişten gelen ama geleceği merak eden, tutucu olmayan Ahir Usta ve saf sevgisiyle geçmiş ve geleceği birleştiren torunu küçük kız, umuda taşıyan elbette o... Eeee o masada elbette yerimi aldım ben de ve zamanda yolculuk yapmaktayım. Atatürk hayran olduğum, Ahir Usta ise merak ettiğim… Ahir Usta’ya can veren usta oyuncu Engin Şenkan ile aynı masada oturmak dileğimi tutarak mail üzerinden sorularımı sordum.  Bugün bayram en güzel ve anlamlı bayram! Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.  Atatürk’e sonsuz sevgi, minnet ve özlemle…

‘Son Akşam Yemeği’ filmini izlerken neler hissettiniz?

Ben şimdiye kadar yaptığım sinema filmlerini hiç seyretmedim. Bu filmi seyrettiğim için galada gözlemleme imkânım oldu dolayısıyla heyecanlandım tabii. Elimi (çolak) kullanabilmiş miyim, gençliğimi iyi oynayabilmiş miyim, bir yerde hatam olmuş mu? En çok bunlara odaklandım.

“Senaryoyu okuduğumda bana böyle bir görev verildi diye çok gurur duydum”

Sizin için nasıl bir proje oldu ve rolü kabul etme sebepleriniz neler?

Bu film özel bir filmdi. İçinde Çankaya’da geçen bir Atatürk vardı ve ben onun baş aşçısı olacaktım; bu başlı başına heyecan veren bir olaydı. Senaryoyu okuduğumda bana böyle bir görev verildi diye çok gurur duydum. Ve bu projede olmak her aktör için onur duyacağı bir filimdi. Ben de hiç düşünmeden rolü kabul ettim. 

“Cumhuriyeti benimsemesi beni çok etkiledi”

Ahir Usta karakteri beni çok etkiledi, kendisiyle tanışmak ve uzun sohbet etmek istedim. O kadar içine aldı ki oynadığınız karakter, ben Ahir Usta’yı çok sevdim. Siz Ahir Usta’yı nasıl anlatırsınız ve gerçekte böyle bir aşçı var mıymış?

Ahir’in gerçekte yaşamış veya yaşamamış olduğunu bilmiyorum. Ben onun böyle tutucu bir karakteri varken, cumhuriyeti benimsemesi beni çok etkiledi. Ve tabii ki, Atatürk’e olan sevgisinden dolayı, Çanakkale’de gönüllü olarak savaşması…

“Daha önce yapılanlara göre bu bir savaş filmi değil”

Film klasik bir Atatürk filmi değil hatta sizin karakteriniz üzerinden anlatılıyor hikâye. Bu anlatım biçimini ve bu filmin diğer Atatürk filmlerinden farkını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Daha önce yapılanlara göre bu bir savaş filmi değil. Bu aynı zamanda Osmanlının sonu; Cumhuriyet’in başlangıcı oluyor ‘Atatürk’ün Son Akşam Yemeği’ filmi.

“Cumhuriyeti kabullenmiş bir karakter Ahir”

Osmanlı İmparatorluğu’nun baş aşçısı olarak geçmişten gelen, Çanakkale’de savaşmış bir gazi ve Cumhuriyet’in kuruluşuna da tanıklık edecek bir zamanı yakalayan aslında yaşayan bir tarih Ahir Usta. Hangi zamana ait hissediyor kendini ve nasıl bir yerde duruyor sizce?

Osmanlı’nın 600 yıllık geçmişini yaşamış, hem de Cumhuriyeti kabullenmiş bir karakter Ahir. Bu aynı zamanda Atatürk’e inanmış ve ona olan sevgisinden dolayı da bunu kabullenmiş.

“Dede ile torun arasında güçlü bir bağ oluşuyor”

Ahir Usta geçmişi, torunu geleceği temsil ediyor. Ahir Usta torunu sayesinde aslında yüzünü geleceğe dönüyor ve hayata tekrar tutunuyor diyebilir miyiz? Siz dede-torun ilişkisini nasıl yorumluyorsunuz?

Tabii aynen torununa karşı duyduğu sevgiyle, inançla bağlanıyor. Dede ile torun arasında güçlü bir bağ oluşuyor bundan sonra.

“21. yüzyılda bizlerin eskisi gibi bir sofrada buluşması çok zor görünüyor”

Bir sofrada buluşmak, lezzetli yemekler yiyerek uzun sohbetler etmek bizim kültürümüzde çok özel. Belki de hâlâ aile olabilmeyi başarmamızın en güzel sebebi her bireyin gün sonunda sofrada buluşması. Bu anlamda bir arada yaşayabilmeyi anlatması açısından bir sofrada hepimiz buluşabilecek miyiz ya da hâlâ aynı sofrada mıyız?

21. yüzyılda bizlerin eskisi gibi bir sofrada buluşması çok zor görünüyor. Çünkü hayat şartları buna pek imkân vermiyor.

“Atatürk bu ülkenin gerçek kurucu lideri”

Sizin hayatınızda Atatürk’ün varlığı ve anlamı nedir?

Atatürk bu ülkenin gerçek kurucu lideri. Çok zeki, vizyonu çok geniş, devrimleri olan bir komutan; asker aynı zamanda.

“Tabii ki bu Cumhuriyet ilelebet yaşayacaktır”

Cumhuriyet’in 100. yılını görebilmek ve duyguyu paylaşabilmenin hissi nedir? Filmde dediğiniz gibi 600 yıllık bir imparatorluğu gördü bu topraklar, Cumhuriyet’te sonsuz yılları görebilecek miyiz? Siz hangi yılını görmek isterdiniz ve neden?

Tabii ki bu Cumhuriyet ilelebet yaşayacaktır; Atatürk’ün dediği gibi. Ben yaşadığım sürece de göreceğimden eminim.

Sizden bir sofra kurmanızı istesem o sofrada kimlerin olmasını isterdiniz ve hangi zaman olurdu, menüde de neler olurdu?

Atatürk’ün sofrasında aşçı olarak değil de, onunla aynı masada bulunmak çok isterdim.

“Bende aşçılık yok”

Sizde aşçılık var mı, yemek yapmayı sever misiniz ve yemekle aranız nasıl?

Bende aşçılık yok ama güzel yemek yemeyi de her zaman sevmişimdir.

Engin Bey sanki dünyaya oynamak için gelmişsiniz, her izlediğimde sizi, büyüleniyorum. Oyunculuk için doğmuş gibisiniz, öyle mi?

Öncelikle güzel övgüleriniz için çok teşekkür ederim. Bu kadar sevildiğimi bilmiyordum. Çok mutlu oldum.

“Genetik olarak yaşımdan daha genç gösterebiliyorum”

Filmde Ahir Usta’nın genç dönemlerini de görüyoruz ve o kadar başarılı olmuş ki sanki o yaşta gibisiniz. Sizin fiziksel özelliklerinizden de kaynaklı bir durum mu bu? Yani siz her yaşınıza geri dönebiliyor musunuz?  ;))

Fizik olarak kötü alışkanlıkları olan biri değilim, genetik olarak yaşımdan daha genç gösterebiliyorum. İnsanın gençliğine her yaşına dönebilmesi mümkün değil tabii ki, ben yapabildiğim kadar gençliğimi canlandırmaya gayret ettim. Şayet bunda da başarılı olmuşsam ne mutlu bana!

“Ankara Devlet Konservatuarı’ndaki günlerime dönmek isterim”

Bugünkü Engin bu halinde çocuk Engin ile karşılaşsa ve geri dönse hangi yaşına giderdi, çocuk Engin’e ne derdi?  

Sanırım ben, Ankara Devlet Konservatuarı’ndaki günlerime dönmek isterim. Orada geçirdiğim beş yılım öğrenci anılarımla çok dolu ve çok güzeldi. Çocuk Engin’e gelince; ben zaten çocukluğumu hep cebimde taşıdığım için, kendisine söyleyecek bir şey bulamıyorum. Herhalde bu da bana Tanrı’nın en büyük hediyesi olsa gerek!  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi