Rahmetli Dilberay’ı televizyonda çalıştığım dönemlerde yapımcısı olduğum kuşak programlarında konuk etmiştim. Neşeli sohbeti, süzgeçten geçirmeyerek aklına geleni söylediği o cesur hali, duruşu ve tavrı ile hep ilgi çeken televizyon figürlerinden biri olmuştu. Hayat hikâyesini programlarda bölük pörçük anlatmıştı ama hep o hayatla dalga geçer halinden dolayı çok da kafamda acılı hikâyesinin etkisi kalmamıştı. Kadına karşı şiddetin çok gündeme gelmediği zamanlardı dolayısıyla henüz farkındalık içinde değildik. Ne zaman sosyal medyanın varlığı hayatımıza girdi işte o zaman kadına karşı her türlü şiddetten haberdar olmaya başladık, sesimiz daha çok çıkmaya başladı. Keşke kadına karşı şiddetin her türlüsünü yaşayan Dilberay’ı yaşarken daha çok dinleyip, yaşadığı acıyı içselleştirerek onu daha çok sevip yaralarını sarmaya çalışsaydık. İşte bu nedenle bu film çok değerli. Dilberay’ın gerçek hayat hikâyesinin anlatıldığı film vizyonda. Bir insan, bir kadın bu kadar çok acının içinden geçemez diyerek dehşetle izliyorsunuz filmi. Bir kadının başına gelebilecek en kötü şeyleri yaşamış kendisi ama aynı zamanda yılmayarak tek başına verdiği ve kazandığı bir hayat mücadelesini ise hayranlıkla ayakta alkışlıyorsunuz. Yönetmen Hakan Kırvavaç sektördeki ismiyle Ketch’e o kadar başarılı bir dünya yaratmış ki filmin içinden çıkamıyorsunuz. Kendi hayatına çok uzak bir dünyayı bu kadar iyi yaratabilen yönetmen Ketch’ye tebriklerimi sunarak filme dair sorular sordum. Kadınlara karşı her türlü şiddetin bittiği zamanlar temennisiyle herkese iyi pazarlar dileriz. Ayrıca Dilberay filmine bu röportajımızı okuduktan sonra gideceksiniz biliyorum.

Dilberay projesi size ilk geldiği zaman Dilberay’ı biliyor muydunuz, kendisine dair bir fikriniz var mıydı?

Açıkçası bilmiyordum 1,5 sayfalık bir öykü okuyup filmi çekme kararı almış gibi oldum. Bu projeyle beraber kimmiş, neymiş diyerek araştırmak ve öğrenmek durumunda kaldığım bir sanatçı. Projenin müzikal aksından çok kadın hakları kısmı beni çekti. Dilberay değil herhangi bir çocuk gelin projesi gibi de bakmak gerekiyor bu filme. 

Kadın haklarına dair her türlü projenin içinde olurum

Dilberay’ın hikâyesini yönetmeye nasıl karar verdiniz, sizi proje neden etkiledi?

Kadın hakları durumuna biraz takığım ve kadın haklarına dair her türlü projenin içinde gönüllü olurum, derneklere bedava reklam filmleri çekerim. Hep böyle bir şey yapmak istiyordum. Bir de kız çocuğum var o yüzden de biraz pimpiriklendiğim bir konu bu. Türkiye’nin şartlarında bu kadın hakları mevzusu çok önemli bundan mütevellit filmi çekme kararı aldım.

Gerçek hikaye çekmenin daha farklı bir sorumluluğu oluyor

Gerçek bir hayat hikâyesini sinemaya uyarlamanın önemi nedir, bir yönetmen gözüyle seyirci açısından düşünürseniz avantajları ve dezavantajları neler oluyor?

Gerçek hikâye çekmenin diğer hikâyeleri yani gerçek olmayan hikâyeleri çekmekten daha farklı bir sorumluluğu oluyor çünkü aileye karşı, resmettiğiniz kişiye karşı sorumluluklarınız var. Burası da şöyle olsun kıvırayım gibi geçebileceğiniz bir durum olmuyor daha başka bir ön çalışma gerektiriyor. Bu tarz gerçek hayat hikâyelerine dayanan filmler biraz daha özenli ve sorumluluk gerektiren bir çalışma. Dezavantajı prodüksiyonu daha zor, dönem filmi olduğu zaman başka incelikli bir çalışma gerektiriyor. Benim çektiğim otobiyografilerin hepsi dönem olduğundan biraz daha fazla çalışmanız ve dikkatli olmanız gerekiyor. Benim açımdan gerçek hayat hikâyesi ya da değil çok da fark etmiyor ama çok eğlenceli tabii yaptığım iş.

İlk bulduğumuz oyuncu Zeliha Kendirci oldu  

Oyuncu kadrosunu nasıl belirlediniz, sizin özellikle istediğiniz oyuncular var mıydı? Aslında bir proje geldiği zaman yönetmen oyuncu kadrosuna ne kadar müdahale eder bunu merak ediyorum ve bu filmdeki oyuncu kadrosunu değerlendirmenizi alabilir miyim?

Oyuncu kadrosu mevzusunda Dilberay’ın ilk küçüklük halini bularak başladım çünkü film öyle başlayacaktı. Filmin giriş sahnesindeki oyuncuyu bulup ondan sonra etrafını birazcık serpiştirmek gerekiyordu. İlk başta Zeliha Kendirci’yi buldum. Büşra Pekin’den de önce Zeliha ile çalışmaya başladıktan 3-4 gün sonra Büşra’ya ulaştım gibi oldu. Oyuncuları seçerken bir cast direktörümüz var Harika Uygur onunla çalışıyoruz. Büşra ilk aklımıza gelen isimdi açıkçası ondan sonra Nursel Köse geldi, babaya Ayberk Pekcan’a karar verdik. Oyuncular önem sırasına göre git gide belirlendi işi kafanızda yaratmanız için oraları döşüyormuşuz gibi düşünmeniz lazım.  

Seyircinin gözü iki oyuncu arasında gençliğiyle yaşlılığı arasında atlamasın diye uğraşıyoruz

Filmde Dilberay’ı birden fazla oyuncu canlandırmış ve oyuncuların yaşları açısından büyük bir fark görülmüyor. Bu noktada birden fazla oyuncunun Dilberay’ı canlandırmasına nasıl karar verdiniz ve birden bire başka bir oyuncuya geçiş zamanına neye göre karar verdiniz?

Oyuncuların yaş farkı gözükmesin seyircinin gözü iki oyuncu arasında gençliğiyle yaşlılığı arasında atlamasın diye uğraşıyoruz. Bu filmde doğum sahnesi en uygun sahneydi geçiş için; üçüncü çocuk sahnesi çünkü Büşra Pekin’e geçmemiz gerekiyordu. Bir çocukta halı yıkarken ki doğum sahnesini de bizim için en uygun geçiş olacak sahne diye düşündük. Bunlar bir taraftan içgüdüsel olarak karar verdiğimiz profesyonel olarak yaptığımız şeyler ve aldığımız kararlar. Fotoğraflar çekiliyor duvara asılıyor sonrasında bu kostüm olur mu, bu açı olur mu gibi ön çalışmaları ve seçimleri oluyor kararların ve uygulamaların.

Hayat hikayeleri hep daha ilginçtir

Gerçek hayat hikâyeleri son dönemde Türk sinemasında oldukça popüler hala geldi, sizce bunun sebebi nedir?

Hayat hikâyeleri hep daha ilginçtir sanırım Hemingway’ın bir lafı vardı; “gerçek hikâyeler kurgudan her zaman daha ilginçtir çünkü içinde mantık yoktur” gibi bir sözdü. Biz bir şeyi yazarken ya da kurgularken hep belli mantık sınırlarının içindeyiz bazen zorluyoruz. Oysa gerçek hayat hikâyeleri Türk sineması standartlarında biraz daha özgür hikâyeler. Gerçi ben çok da ayrıştırmıyorum illa otobiyografi çekeyim diye iyi hikâye iyi hikâyedir. Burada her yönetmenin peşinden gittiği şey iyi hikâyedir. Evet ama doğru otobiyografiler son 3-4 senedir pıtır pıtır gelmeye başladı, çoğalıyor. Sonuçta hikâyesi iyi olduktan sonra bence çok da önemli olmamalı hani bu gerçek hayattan mı değil mi?

Seyircinin takdiri ben işimi yapmaya çalışıyorum

Bir filmi sizin yönettiğinizi, sizin imzanızın olduğunu nasıl anlayabiliriz tarzınız, diliniz ve hikâyeyi yönetmen olarak yorumlama biçiminiz nedir?

Bir film benim filmim mi değil mi valla bilemiyorum hani böyle dur benim sinemam şöyle yapmalıyım gibi bir duruşum yok kendi içimde açıkçası. Filmleri hayata geçiriyorum her filmin dönemine ve türüne göre başka dilleri olabiliyor; mesela bir korku filminin bir romantik komedinin ne dili aynı olabilir, ne ışığı aynı olabilir gibi… O yüzden bana özel ne var bilmiyorum, o seyircinin takdiri ben işimi yapmaya çalışıyorum.

Müzisyen olmak istemiştim içimde ukdedir müzisyenlik

Hayaliniz kurduğunuz bir şey miydi yönetmen olmak ve yönetmen olmak nasıl bir duygu, his ve bir meslek?

Hayatım boyunca ya müzisyen ya yönetmen aslında müzisyen olmak istemiştim sonra filmci oldum. İçimde ukdedir müzisyenlik ama tabii çok mutlu bir yerdeyim şu anda. Yönetmen olduğum için en azından duygularımı ve kendimi ifade edebileceğim bir iş kolundayım bu da beni çok mutlu ediyor. İlla yönetmen olayım diye yola çıkmadım ama oldum ve mutluyum açıkçası.

“PROJEYE DAHİL OLMAMDA YÖNETMENİMİZ KETCHE’NİN BÜYÜK PAYI VAR”

Nasıl gerçek oynuyor filmde açık ara beğendiğim oyunculardan biri oldu kendisi. Öyle güzel oynamış ki adeta yaşıyor oynarken. Hiç tanımadığımız biri ama oyunculuğun doğal halini yönetmeni ve ekip sayesinde başarıyor ve kendisini tanımak istiyorsunuz. Dilberay’ın bir dönemini canlandıran Zeliha Kendirci ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. Kendisine başarılar diliyorum.  

Müthiş oynamışsın çok etkilendim, tebrik ediyorum. Bu projeye nasıl seçildin ve bu filmin senin için önemi nedir?

Öncelikle çok teşekkür ederim sadece ben değil tüm ekip çok güzel bir iş çıkardı. Bu projeye dahil olmamda yönetmenimiz Ketche’nin büyük payı var, başta o olmak üzere bana güvenen herkese teşekkür ederim. Ve bu filmin benim için önemi bir kadının hak etmediği şiddeti durdurmaya yönelik şeylerin seyir halinde anlatılmasıdır.

Dilberay’ın hayat hikayesini şarkıları hariç bilmiyordum

Bu kadar acıklı bir hayat hikâyesini canlandırırken neler hissettin, Dilberay’ın hayat hikayesini biliyor muydun ve seni nasıl etkiledi?

Çok fazla duygusal şey yaşadım çocuk Dilberay’ı canlandırdığım süre içerisinde çünkü bazen kendinizi onun yerine koyma düşüncesi gelir ya insana bunu yaşadım bunu düşünmek dahi beni çok üzmüştü. Dilberay’ın hayat hikâyesini şarkıları hariç bilmiyordum. Senaryoyu okuduğumda hikâyenin kendisi beni etkisi altına almıştı zaten.

Özel bir kadının hikayesine ortak olmak için filmi izlesinler

Dilberay filmini izleyici neden izlesin?

Bence bu filmi izleyecek olan seyircimiz öylesine acımasız bir hayatın içinden yaşamış bir çok zorlukla gelip o dik duruşunu ve kendine has tavrı ile gösterebilmiş çok özel bir kadının hikayesine ortak olmak için gidip izleyebilirler.

Oyuncu olmaya karar verdiğim bir zaman hiç olmadı

Oyuncu olmaya nasıl karar verdin, nasıl keşfedildin ve oyunculuk anlamında bir eğitim aldın mı?

Oyuncu olmaya karar verdiğim bir zaman hiç olmadı. Bu projeye seçilmek de bir keşfedilmek değil midir?  Oyunculuk alanında hiçbir eğitimim yok ama tabii ki bu işin eğitimini almak istiyorum.

İşini aşkla yapan herkese hayranım

Hayran olduğun oyuncular kimler ve bundan sonrası için nasıl hayaller kuruyorsun?

Ben işini aşkla yapan herkese hayranım. Bundan sonrası için şu anda hayal kurmam bence çok erken ileri ki zaman ne gösterir bilemeyiz ama umarım benim ve ailem adına inşallah çok güzel olur her şey.