Abdullah Biricik

Abdullah Biricik

Teşekkürler Montella, Teşekkürler Okan Buruk!

Dejavu yaşıyorum pek çok Galatasaray maçında! Acaba diyorum! “İzlemiştim ben bu maçı bir yerde” diyorum! “Tekrar okuduğum bir senaryo bu!” Yazılarıma bakıyorum. Hep tekrara düşmüşüm.

Yaşadığım dejavular aynı cümleleri yazdırmış bana. Ben yazmaktan bıkmamışım, Okan Hoca da aynı hataları tekrarlamaktan. Bedelini de ağır ödemiş üstelik.

Buna rağmen vazgeçmek yok, yenilenmek yok, hatalardan ders çıkarmak yok!

Allah ne verdiyse sahaya sürüyor Okan Hoca, takıma ve kendisine kulübede hamle şansı bırakmıyor! Bu hatayı yaptığı son 4 maçta tek galibiyet elde etmişti Galatasaray.

Yine tüm malzemeyi sahaya sürmüştü Okan Hoca. Ne var ki bu kez kolay bir rakip vardı.

Kasımpaşa her ne kadar 82. dakikaya kadar skoru 1-0’da tutmayı başarsa da ne oyunu çevirebilecek bir planı vardı ne de Galatasaray’ı oyundan düşürebilecek gücü! 90 dakika boyunca rakip ceza sahasına sadece 4 defa girip, hiçbir isabetli şut atamadı Kasımpaşa. Gol beklentisi 0,03 iken toplam şut sayısı ise sadece 1.

Takımın teknik direktörü -ne kadar başarısız olursa olsun çalıştıracak takım bulmayı başaran- çiçeği burnunda Emre Belözoğlu. 2021 yılında başladığı 5 yıllık teknik direktörlük kariyerinde 4 defa kovulmayı başaran Belözoğlu. Sırasıyla Fenerbahçe, Başakşehir, Ankaragücü ve Antalyaspor’dan gönderilen Emre Belözoğlu, Ankaragücü gibi köklü bir kulübü de küme düşürdü. Bu müthiş başarısızlığa rağmen dilediği kulübü çalıştırma başarısı gösterebiliyor ama Emre Belözoğlu. Bu anlamda tebrik etmek lazım.

Rakip ceza sahasına girme sayısı ise Galatasaray’da 52’ydi! 7’si isabetli 27 şut girişiminde bulundu Galatasaray. Kulübedeki tek koz olan Gabriel Sara oyuna müthiş bir hareket ve dinamizm kazandırdı. İlk transfer olduğu günlerdeki gibiydi. Olağanüstü bir gol atarak Galatasaray’ın olası bir kötü senaryo ile karşılaşma ihtimalini ortadan kaldırdı.

Geçen haftalarda Barış Alper Yılmaz’ı kazanan Galatasaray bu maçta da Icardi’yi kazandı. Maçtan önce taraftarlar iki kez Icardi’yi tribüne çağırdı. Teamüllere pek uygun olmayan bu davranış, sakatlıklar ile birlikte özel yaşamında da zor günler geçiren Icardi’ye sahip çıkma anlamı taşıyordu. Attığı gol ile büyük moral bulan Icardi’yi kazandı belki de Galatasaray dün gece. Bu kazanım Kasımpaşa karşısında kazanılan 3 puandan daha değerliydi.

Bence tüm futbolcuların performansı standartların üstündeydi ama bir futbolcu vardı ki olağanüstüydü. Yunus Akgün.

Cümlelerle anlatılamayacak bir teknik, tanımlanamayacak bir kalite. Maçtan sonra detaylı istatistiklerine baktım. Attığı golü, yaptığı asisti, presini, atak başlangıçlarını, driplinklerini, doğru alan paylaşımlarını falan saymıyorum.

10 numaralar dinlenerek oynadıkları için 40 bandında topla buluşurken Yunus Akgün 60 kez topla buluşup %90’lık isabetli pas yüzdesi ile oynamış. Ve bu paslar sağa sola veya geriye atılan rölanti paslar değil! 46 kez dikine oynayıp 41’ini isabetli olarak kullanmış.

Çok güçlü bir fiziğe sahip olmasa da girdiği 5 ikili mücadelenin 4’ünü kazanıp, takım baskı altında iken 4 kilit pas atmış. 40-50 milyon Euro harcasanız Avrupa’dan böyle bir oyuncu getirtemezsiniz! Galatasaray ve Türk futbolu adına tarifsiz bir değer.

Bu değerin kazanımına sebep olan 2 isim var. Birisi A Milli Takımımızın Teknik Direktörü Vincenzo Montella. Diğeri ise -benim ve pek çok spor yazarının Galatasaray seviyesinde olmadığını ve olamayacağını düşündüğümüz dönemde- ne kadar kötü oynarsa oynasın ona inanan ve forma veren Okan Buruk.

Dünya futboluna önemli bir yıldız kazandırdılar ve bize onu izleme keyfi yaşattılar. İki teknik direktöre de kendi adıma ve dünya futbolu adına bir teşekkürü borç biliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Abdullah Biricik Arşivi