
Abdullah Biricik
Adamcılık ile gelinen nokta
Galatasaray dün gece Gaziantep deplasmanında öyle bir ilk yarı çıkardı ki, futboldan soğuduk.
Sıcak bir odada, sobanın yanında uzanıyor olsaydık kesin uyurduk.
Karbonmonoksit zehirlenmesi kıvamında, yarı baygın bir ilk yarı izledik.
Maçın başında Mertens’in ortaladığı, yeni transfer Ahmed Kutucu’nun gelişine vurduğu bir korner organizasyonu vardı.
Başka da yok.
Galatasaray’ın gol beklentisi 0,3, Gaziantepspor’un 0,24’tü.
Futbol adına anlatılabilecek tek durum Muslera’nın ironik halleriydi.
Yoktan yere bir iki pozisyon yaratmaya çalıştı yine efsane kaleci.
Baskı altındaki Sara’ya “Acaba nasıl kaybeder” kıvamında bir top attı.
Sara kaybedince, “Yetmez diye düşündü”, yerden çok rahat kontrol edebileceği topu bu kez Davinson’un eline çarptırıp penaltı tartışmalarına sebebiyet verdi.
Gaziantepspor’un tehlike olarak adlandırılamayacak bir şutunda da yine topu sektirdi ama Gaziantepspor’lular Ajax’lılar kadar şanslı değildi!
Yedek kulübesindeki Morata “Nasıl bir takıma geldim” diye kara kara düşünüyordu.
Girerse ne yapabilirdi?
Hiçbir şey!
O da öyle yaptı!
Girdi ve hiçbir şey yapamadı!
İkinci yarı oyuna giren iki oyuncuyu ayrı tutmak lazım yalnız!
İlki Barış Alper Yılmaz. Takım ne kadar kötü olursa olsun, güçlü fiziği ve bitmeyen enerjisisi ile “Ben buradayım” diyebiliyor!
Öyle yaptı yine. “Ben buradayım” dedi.
İkincisi de Berkan Kutlu.
Okan Buruk’un prensi!
Skor ne olursa olsun, mevki ne olursa olsun. Oyuna banko giriyor!
Sene başında bu inatlaşmanın içerisinde Kerem Demirbay ve Batshuayi de vardı.
Berkan’la beraber “oyuna girme garantili” oyunculardı.
Biz eleştirmekten Okan Hoca da oynatmaktan vazgeçmiyordu.
Demirbay sakatlığı, Batshuayi’de bilmediğimiz bir sebepten kadroda yoktu.
Muhtemelen gidecek.
Geriye ona verilen şans ve Okan hocanın inadı kalacak!
Sistematik bir şekilde eleştiriyoruz çünkü sistematik bir şekilde takım kötüye gidiyor.
Eleştirilerimiz dikkate alınsa, Galatasaray inatla yönetilmese belki bu halde olmayacaktı.
Kadroda inanılan güvenilen, süre alabilen bir genç oyuncu olacaktı belki!
Alt yapıdan bir yıldız doğacaktı belki de iyi oyunun içerisinde!
Ama Okan Hoca’nın inandığı bu değildi!
İnadının bedelini her geçen gün geriye giden takım ve futbol ile ödüyor Okan Hoca.
270 milyon Euro’luk takım içerisinde güvendiği, sarılabileceği tek oyuncu Berkan Kutlu.
Eee ş, en iyi ve garanti oyuncunuz Berkan Kutlu ise oynadığınız veya oynatacağınız futbol da bu kadar olur.
Eleştirilerimiz sebebiyle çoğunlukla linç edildik ama maksadımız takke düşmeden bir “kellik” olduğunu vurgulamaktı. Şimdi takke düştü! İstense de mevcut oyuncularla iyi futbol oynanamıyor!
Galatasaray ite kalka kazanıyor veya berabere kalıyor.
Avrupa’da ilk 8’den göz göre göre koptu takım.
Şimdi de ligde tökezliyor.
Yeni transferler belki takımın çehresini değiştirebilir ancak esas olan zihniyeti değiştirmek.
İnatlaşmadan “adamcılık yapmadan” futbolun doğrularını yapmak…