Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

Barda filmi 17 yıl sonra yeni hikayelerle, yine çok sert

Bundan tam 17 yıl önce ‘Barda’ filmini izlemiş ve etkisinden uzun süre kurtulamamıştım. Çok korkmuş ve sokağa çıkmakta tedirginlik yaşamıştım. Ama nereden bilebilirdim o dönemler aslında bugüne göre çok özgür olduğumuzu… Korku ve şiddetin kol gezdiği bir dönemden geçiyoruz öyle ki özellikle bir kadın olarak başıma bir şey gelecek mi endişesi taşıyorum. İnsanların insanlıktan çıktığı bir dönemde ‘Barda’ filmi yeniden, yeni bir hikâye ile tekrar çekildi. Çok sert bir film olmuş, izledikten sonra kendime gelemedim. Çığlık atıp ağlayıp kusmak istedim. Ne ara bu kadar kötü olduk diyerek de çok üzüldüm. ‘Barda’ filmi vizyonda, gerçeklerle yüzleşmek adına bu filmi izleyin isterim. Filmi, ekibiyle konuştum. Şiddetten uzak, sokaklarda ölümün kol gezmediği bir yaşama kavuşmak dileğiyle…

barda-afis-2100x3000-1.jpeg

YAPIMCI EMRE OSKAY; BARDA GİBİ KÜLT BİR FİLMİ GÜNÜMÜZ GERÇEKLERİYLE HAYATA GEÇİRME FİKRİ BENİ ÇOK HEYECANLANDIRDI

Barda filmini yeniden yorumlamak fikri nasıl oluştu ve bu proje sana nasıl geldi?

Proje Bahadır Atay ve Serdar Akar’dan geldi. Böyle bir projeyi tekrardan günümüz gerçekleri ile hayata geçirmek istedim.

“Birbirinden yetenekli neredeyse beş yüzden fazla oyuncudan audition alındı”

Neden tekrar çekilme ihtiyacı duyuldu ve içinde yapımcı olarak bulunmak neden istedin?

Barda gibi kült bir filmi günümüz gerçekleriyle hayata geçirme fikri beni çok heyecanlandırdı. Ancak bu janra da bir filmi günümüzde kesinlikle bir kadın yönetmenin gözünden işlenmesi gerektiğini düşündüm ve Hande Türkel’in de dâhil olmasıyla projeyi tasarlamaya başladık. Sevgili Harika Uygur önderliğinde yaklaşık altı ay süren cast sürecinde birbirinden yetenekli neredeyse beş yüzden fazla oyuncudan audition alındı.

emre-oskay.jpg

“Barda’nın sadece Türkiye’de değil uluslararası markette de karşılığını bulacağına düşünüyorum”

Çok sert ve izlenmesi zor bir film gişede şansı var mı?

Pandemi sonrası ne yazık ki gişeler hakkında tahmin yürütmek çok zor. Ancak çok büyük emeklerle hayata geçen projelerin daha fazla ilgi görmesi ve çok fazla kitlelere ulaşması en büyük hayalimiz. Barda da bu projelerden biri. Barda’nın sadece Türkiye’de değil uluslararası markette de karşılığını bulacağına düşünüyorum kendi türünde.

Filmi izleyince neler hissettin?

Projenin gelişme aşamasından perdeye kadarki olan süreçte çok başarılı ekipler ve oyuncularla çalıştık tüm bunların duygu olarak izleyiciye geçtiğini düşünüyorum. Aynı şekilde bende izlediğimde çok etkilendim.

yonetmen-oyuncular-mutlu.jpg

YÖNETMEN HANDE TÜRKEL; İZLEYİCİYİ SARSARAK FARKINDALIK YARATMAYA ÇALIŞTIM

Kült hale gelen bir filmi yeniden yorumlamak, Serdar Akar’dan sonra yönetmeni olmak nasıl bir duygu?

Şu ana kadar insanlar üzerinde etkisi büyük olan bir filmi yeniden yapmak, aldığım en iyi tekliflerden biriydi. Gerçekten sevdiğim bir türde çalışma fırsatı bulmak heyecan vericiydi ve hala bu heyecanım geçmiş değil.

“Film, iyi-kötü karşıtı bir tartışma yaratarak izleyicide etkisini bırakmıştı”

‘Barda’ filmini izlediğinizde kaç yaşındaydınız ve o dönem sizi nasıl etkilemişti?

27 yaşındaydım. O dönem sinema tutkusu içinde yanıp tutuştuğum bir dönemdi. Sinemada izlediğimde, cesur bir yapım olarak değerlendirmiştim ve çıktıktan sonra saatlerce filmi tartışmıştık. Film, iyi-kötü karşıtı bir tartışma yaratarak izleyicide etkisini bırakmıştı.

“Kadın yönetmen tanımı beni rahatsız eden bir etiket”

‘Barda’ filminin yeniden yorumunu bir kadın yönetmen gözüyle nasıl çektiniz? Benzerlikler ve farklılıklar nedir?

"Kadın yönetmen" tanımı beni rahatsız eden bir etiket. Mesleklerin cinsiyeti olmadığını anlatmak istiyorum. Filmi Hande olarak çektim; cinsiyetimden ziyade benim sinema anlayışım ön planda oldu. Gerçekçilik benim önceliğimdi. Film, final sahnesine kadar oldukça gerçekçi bir akış sunuyor. Kötü karakterlere gelince; onlar derinliksiz, duygusuz ve sorumsuz insanlar olarak tasarlandı. Bu, ilk filmden belirgin bir fark.

“Doğa’nın tecavüz sahnesini çekerken ara vermek zorunda kaldım”

Filmdeki atmosferi kurarken psikolojik olarak nasıl zorlandınız? Oyuncularla nasıl bir deneyim yaşadınız?

Çekimler çok zordu. Doğa’nın tecavüz sahnesini çekerken ara vermek zorunda kaldım; ağlama krizine girdim. Ancak sonrasında bunun sadece bir film olduğunu ve hikayeyi tam aktarabilmek için gerekeni yaptığımı hatırladım. Oyuncularımızın performansları bu filmi izlenmeye değer kılan en önemli unsurlardan biri.

Oyuncu kadrosunu nasıl belirlediniz?

Oyuncu seçimi uzun ve yorucu bir süreçti. Harika Uygur ile çalışarak yetenekli ve cesur oyuncuları bir araya getirdik. Deneme çekimleri ve gruplar halinde çalışmalar yaptık. Sonunda, filme en uygun kadroyu oluşturduğumuzu düşünüyorum.

“Film insanlara rahatsızlık vermeden çekilemezdi”

Film oldukça sert ve şiddet dolu. Bu konuda neler söylersiniz?

Film insanlara rahatsızlık vermeden çekilemezdi. Gerçekler çok ağır ve sert; bunu göz ardı edemeyiz. İzleyiciyi sarsarak farkındalık yaratmaya çalıştım.

Bazı sahneler izleyiciyi çok etkiledi. Bu sahneler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Filmdeki çığlık sahnesi ve sapığın gülümsemesi gibi detaylar, izleyiciyi duygusal olarak etkileyerek önemli bir mesaj veriyor. Amacım, bu gerçeklik hissini seyirciye aktarabilmekti.

“Çocuklarımızı korumadığımızda bu hikayenin bir parçası olabiliriz”

Bu filmi neden izlesinler?

Bu bir film ve sizi duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Ayrıca toplum olarak bazen göz ardı ettiğimiz gerçeklerle yüzleşmeyi sağlıyor. Emir karakterinin “Benim çocuğum mu?” repliği, ülkedeki en önemli sorunlardan birine dikkat çekiyor: Çocuklarımızı korumadığımızda bu hikayenin bir parçası olabiliriz.

Serdar Akar’ın filme dair yorumları neler oldu?

Bence filmi beğendi ama kesin yorumu kendisine sormalısınız. Onun gibi bir yönetmenle çalışmak benim için inanılmaz bir deneyim oldu.

idris-mutlu-1.jpg

OYUNCU İDRİS NEBİ TAŞKAN; KENDİMİ TANIYAMADIM, NEFRET ETTİM KENDİMDEN

17 yıl önceki ‘Barda’ filminde siz kaç yaşındaydınız, sonrasında filmi ne zaman izlediniz ve nasıl buldunuz?

İlk film çıktığında 10 yaşındaydım. Filmi 24 yaşındayken izlemiştim. Tüyler ürpeten oyunculuklar izledim. Ama olayın gerçek oluşu etkisinden uzun bir süre çıkamamıştım.

Barda filminin oyuncu kadrosuna nasıl seçildiniz, proje sizi nasıl buldu?

Çok uzun bir oyuncu seçme süreçleri olduğunu duymuştum. Bütün arkadaşlarım audition vermeye gidiyordu. Ben de tüm süreçlerden geçtim. Ve bu role layık gördüler. Yeniden kendilerine teşekkür ederim.

“Bir insanı canlandırdığımı düşünmüyorum”

Nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz, role dair neler söylersiniz?

Aslında bir karakter demek istemiyorum ona çünkü bir insanı canlandırdığımı düşünmüyorum.

“Elimden gelenin en iyisinin bir fazlasını yapmaya çalıştım eğer nefret edileceksem bu işimi iyi yaptığımı gösterir”

Nejat İşler’in oynadığı rolün yıllar sonraki daha acımasız versiyonu gibisiniz. Çok iyi oynamışsınız ama çok kötü, acımasız, cani, sapık… Ne diyeceğimi bilemiyorum. Bu rol ile herkes sizden nefret edecek, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Nejat Abi gibi çok kıymetli kendini kanıtlamış bir sanatçının oynadığı rolü oynamak ve layık görülmek tabii ki beni çok mutlu etti. Elimden gelenin en iyisinin bir fazlasını yapmaya çalıştım eğer nefret edileceksem bu işimi iyi yaptığımı gösterir. Karakterden çok bağımsız yufka yürekli ve duygusal bir insanım aslında :) İnsan olmadığını düşündüğüm bu karakteri çıkartmaya çalışırken çok zorlandığımı söylemem gerekiyor.

“Böyle bir rolü bir daha oynamam”

Siz de bu rolden nefret ettiniz mi? Böylesi bir rolde nasıl oynadım derken buluyor musunuz kendinizi?

Evet, bazen sorguluyorum kendimi ‘Emir’i neden oynadım?’’ diye düşünüp duruyorum ama sonra Nejat abi gibi değerli ve kendini kanıtlamış bir sanatçının rolü oynadığı aklıma geliyor ve tekrardan bu role layık görülmem beni mutlu ediyor. Ama büyük konuşuyorum asla böyle bir rolü bir daha oynamam. (Böyle dediğim sapık, cani, tecavüzcü, katil hepsi bir arada)

“Set sonrasında da kendimi 10 gün orman içinde manevi bir kampa soktum”

Psikolojik ve fiziksel olarak kendinizi bu role nasıl hazırladınız? Bu film ve rol psikolojinizi nasıl etkiledi?

Ben bir profesyonelim sette çok etkilendiğim bir süre zarfı olmadı çünkü yaptıklarımızın gerçek olmadığını biliyordum ama yine de uyguladığınız bir şiddet ve zorlama var. İnsan ister istemez kendini kötü hissediyor. Arkadaşlarımın hepsini ayrı ayrı seviyorum. Set sonrasında da kendimi 10 gün orman içinde manevi bir kampa soktum. Yenilendim, temizlendim. Şu an kendimi gayet iyi hissediyorum çok şükür.

Bu filmi izlemek için insanın psikolojisinin iyi olması lazım. Siz kendinizi izlediğinizde nasıl etkilendiniz, yabancılaşabildiniz mi ve neler hissettiniz?

Kendimi tanıyamadım, nefret ettim kendimden. Tekrar söylemek istiyorum bir insanı canlandırmadığımı fark ettim ve bir daha asla böyle bir şey oynamam büyük konuşuyorum

melisa.jpeg

OYUNCU MELİSA BERBEROĞLU; NİHAL BELKİ DE BASTIRILMIŞ BÜTÜN KADINLARIMIZIN ÇIĞLIĞINI TAŞIYOR İÇİNDE

17 yıl önceki ‘Barda’ filminde siz kaç yaşındaydınız, sonrasında filmi ne zaman izlediniz ve nasıl buldunuz?

17 yıl önce Barda filmi çıktığı zaman 11 yaşımdaydım. Filmi 8-9 sene önce üniversite zamanımda izledim. Sonrasında ise yönetmen görüşmesine gitmeden önce tekrar izledim. İzlerken inanılmaz derecede içim sıkılmıştı, yüreğim sıkışmıştı. Sarsıcı bir deneyimdi.

“Bir oyuncunun eline geçebilecek az sayıda fırsatlardan biriydi”

Barda filminin oyuncu kadrosuna nasıl seçildiniz, proje sizi nasıl buldu?

Barda filminin oyuncu kadrosunu en son ben dâhil oldum. ‘Nihal’ karakterini uzun zamandır arıyorlarmış. İlk senaryoyu okuduğumda çok heyecanlandım ve bu işin içinde olmayı çok istedim. Daha sonra auditiona gittim. Hande Hoca ve ekibi ile tanıştım. Hande Hoca filmi nasıl çekeceklerini anlattığında heyecanım daha da büyüdü. Olabildiğince gerçek koşullar altında çekilecekti film. Bir oyuncunun eline geçebilecek az sayıda fırsatlardan biriydi.

“Başka bir karakterin bedenimi kullanmasına tam anlamıyla hazır hale getirdim kendimi”

Oynadığınız karakter nasıl bir karakter ve rolünüze nasıl hazırlandınız?

Nihal, mücadeleci, haksızlığa karşı asla pes etmeyecek, arkadaşlarına sahip çıkmaya çalışan bir karakter. Haklı bir isyanı ve öfkesi var, belki bastırılmış bütün kadınlarımız çığlığını taşıyor içinde. Role hazırlanma aşamasında benim en büyük motivasyonum haksızlığa uğrayan canlılarımız için bir ses olabilmekti. Büyüleyici yetenekte oyuncu arkadaşlarımla çalışma imkanı elde etmek. Hep göz göze, el ele, kalp kalbeydik. Bütün süreçte birbirimize “sahip çıkmaya” çabaladık. Nihal ile de bunu öğrendim; belki de ihtiyacım olan kaybettiğimiz şey sahip çıkma arzusu. Ben bunu oyuncu arkadaşlarımdan yeniden anlam bulmuş bir şekilde öğrendim. Yönetmenimiz Hande Türkel ise bize inanılmaz bir çalışma alanı sağladı. Senaryo gereği koşullarımız çok zorluydu ama bütün bu zorlukların içinde Hande Hoca öyle bir özgürlük ve güven duygusu verdi ki bize, şahsen ben bir oyuncu olarak bütün sınırlarımı aşmaya, bütün renklerimi sergilemeye çalıştım. Kendimden çıkıp gerçekten başka bir karakterin bedenimi kullanmasına tam anlamıyla hazır hale getirdim kendimi. Bir süre için Nihal olmuştum.

“Psikolojik ve fiziksel olarak kendimi neredeyse 1,5 aylık bir kampa soktum”

Psikolojik ve fiziksel olarak kendinizi nasıl hazırladınız?

Psikolojik ve fiziksel olarak kendimi neredeyse 1,5 aylık bir kampa soktum filmin içindeki çoğu meslektaşım gibi. Hayattaki tek odağım “Barda” filmi oldu. Psikolojik olarak ise ülkemdeki gündemi takip ediyor olmak zaten içimi günbegün doldurdu. Her gün adaletsizlikle, şiddetle, tacizle karşı karşıyayız… Barda biliyorsunuz gerçek bir hikâyeden yola çıkılarak yapılan bir film. Gerçekten olanları tekrar tekrar okudum, tecavüze uğrayan kurbanların ifadelerini okudum. Fiziksel olarak ise film sürecinde gerçekten zinde olmanız, iyi bir nefes ve beden kondisyonunuz olması gerekiyordu. Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde aldığım bütün derslerin faydasını gördüm. Okulda öğretilenleri uygulayabileceğim bir set ile karşılaşacak mıyım diyordum, Barda filminde tam anlamıyla bunu yaşadım. 4 senelik Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’ndeki eğitimim bölüm başkanım Jason Hale’in yönetiminde “metod oyunculuğu” ağırlıklı olarak tamamlamıştım. Barda filmi de bana bir oyuncu olarak harika bir çalışma atmosferi sağladı.

“Tecavüz sahnesi benim için en zorlayıcı sahneydi”

Ben izlerken dayanamadım dolayısıyla sizi düşünemiyorum. Bu anlamda siz böylesi psikolojik, fiziksel, cinsel her türlü şiddeti şiddete nasıl dayandınız, çekimlerde çok zorlandınız mı?

Evet, çok zorlandığımız anlar oldu. Özellikle tecavüz sahnesi benim için en zorlayıcı sahneydi. Gerçek anlamda midem bulandı. Hande Hoca ile beraber üstesinden geldik. Sonuç olarak biz sesini çıkaramaya insanlarımıza ses olmaya çalıştık. Bütün sahnelerde buna hizmet ediyordu. Ben de işimi layıkıyla yapmaya çalıştım. Günün sonunda beni motive eden buydu.

“Bir kadın olarak ülkemde taksiye binmekten çekinir hale geldim”

Bir kadının başına gelebilecek en kötü şeyler geliyor. Bir kadın olarak sizin gündelik hayatta yaşadığınız psikolojik ve fiziksel şiddet neler var?

Gündelik hayatta evden çıktığımız anda şiddetle karşı karşıya kalıyoruz. Trafikle başlıyor zaten. Küfürler,tehditler… Bir kadın olarak ülkemde taksiye binmekten çekinir hale geldim. Şiddetle karşılaştığımız zaman ise korkarak tepki veremiyoruz. Başımıza bir şey gelirse diye susmayı tercih ediyoruz.

“Yardım çağrıları duyulmuyor”

‘Yardım edin’ çağrısının yardımsız kalması sahnesinde böğrüme bir şey oturdu, çığlık atarak ağlamak istedim. Biz neden böyle olduk, ne ara bu kadar kötü olduk? Siz o sahnede neler hissettiniz?

Aynı sizin gibi hissettim. İnsanlarımız, bebeklerimiz, hayvanlarımız maalesef ki bu ülkede öldürülüyor. Yardım çağrıları duyulmuyor. Filmin ilk çekildiği yıldan tam 17 yıl geçmiş ve şiddet artarak devam ediyor. Ben oynarken burada hepimiz için bağıracağım motivasyonu ile oynadım. Çünkü güzel olan, iyi olan her şey öldürülüyor. Umarım bu çığlık duyulur.

İzleyince neler hissettiniz, sizce nasıl bir film olmuş?

Galada izlediğimde inanılmaz heyecanlıydım. Bence çok güçlü bir film olmuş. İnsanların korktuklarını, kaçmaya çalıştıkları gerçeklerle insanları yüzleştiren sarsıcı bir film.

“Çok çok üzüldüm izlerken”

Bu filmi izlemek için psikolojinizin sağlam olması gerekir diye düşünüyorum. Siz kendinizi izlediğinizde nasıl etkilendiniz, yabancılaşabildiniz mi ve neler hissettiniz?

Yabancılaşabildim. Çok çok üzüldüm izlerken. Bizim filmimizin şarkısı “Güzel bir gün ölmek için” aslında her şeyi özetleyen nitelikte benim için, umarım ölmek için değil yaşamak için güzel günleri olur bütün canlılarımızın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi