Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

“İçinde neşe barındıran bir melankoliyim ben”

“Nerelere gideyim sen yanımda olmayınca” diye bir şarkı söylüyordu, o zamanlar gençtik ve duygularımıza tercüman oluyordu. Sesi yumuşacaktı ve kendisi de havalıydı. Keremcem’i şarkıcı olarak tanıdık, ardından oyunculuk hikayesi de başladı. Keremcem ile yıllar sonra Tete ve Masal: Rüyalar Diyarı filmi vesilesiyle buluştuk. Bu aralar kendisini bir çocuk filminde ormancı, Doğu dizisinde dayı rolünde izliyoruz. Yeni şarkılarını da bizlerle buluşturdu. Keremcem ile oyunculuktan şarkıcılığa uzanan hikayesini konuştuk.

whatsapp-image-2025-01-31-at-15-00-15.jpeg

Çocuk filmi gibi gözüküyor ama sanki büyüklere de bir masal anlatıyor filminiz…

Senaryoyu okurken ben de çocuk filmi olarak başlamıştım ama bir aile filmi aslında bu. Aileler çocuklarıyla beraber sıkılmadan, keyifle seyredecekler. Çünkü çocuk filmlerinde öyle bir dert var. Anne ve babalar sıkılır, dışarı çıkmak ister, tuvalet molasını uzatır. Çocuklu arkadaşlarım olduğu için bunu biliyorum. Çocukların çok güzel dersler alabilecekleri, masallar gibi çok güzel şeyler anlatan, dersler veren bir film.

“İyi ki de rolü kabul etmişim”

Proje size nasıl geldi, hangi karakteri canlandırıyorsunuz?

Ben ormancıyı canlandırıyorum, ormanın bilgi adamı. Karakterimi çok sevdim. Mert Turak ile çok eski tanışıyoruz aynı zamanda filmin de yapımcılarından, teklif de ondan geldi. Bütün karakterlerin kendi şarkılarının olduğu ve şarkı söyleneceğini söyledi. Ben de bir şarkıcı olduğum için projeye müzikle de katkıda bulunmanın benim için ayrı anlamı oldu. İyi ki de rolü kabul etmişim. Belgrad Ormanı’nda masal gibi bir sete gittim. Sevgili Ada çok tatlı ve çok yetenekli bir çocuk. Bu film Mert Turak ve Ada’nın yolculuğu aslında, ben de yolda eşlik ediyorum onlara.

Bu yolculukta onlara nasıl eşlik ediyorsunuz?

Kızımız bir şey soruyor; “Şu anda cevap veremem. Çünkü işimi ciddiye alıyorum. Ve biz dünyanın en önemli işini yapıyoruz” diyor. En önemli işi mi? Evet diyor. Eğer yanlış ağacı kesersen geleceğimizi yok edersin. Eğer işini doğru yapmazsan bütün dünyayı yok edersin. Bu söz beni çok etkiledi. İklim krizi var, doğayı mahvettik. Biz insanlar olarak dünyaya kötü davranmak dışında bir de birbirimize kötü davranıyoruz. İnsan ırkının neredeyse çok kötü olduğuna inanmaya başlayacağız. Umarım böyle olmaz da belki bir çözülme ya da bir iyileştirme başlar. Biz sanatçılar olarak sanat yoluyla anlatmaya çalışıyoruz. Tam da döneminde iyi şeyleri hatırlatacak bir film oldu diye düşünüyorum.

tete-ve-masal-ruyalar-diyari-22.jpg

DİJİTAL DÜNYA DÜNYADAN KOPARIYOR

Neden böyle olduk?

Sosyal medya, akıllı telefonlarla beraber başka binlerce dünya elimizin içinde olunca bu dünyadan kopmaların başladığını düşünüyorum, farkındayım, biliyorum zaten. Herkes de biliyor bunu. Ama bu teknolojinin önüne geçmek değil, sosyal medyanın ve dijital dünyanın gerçekliği bizden almasına izin vermemek lazım. Benim bütün meselem o. Gerçekten önemsenmesi gereken şeyler; arkadaşlıklar, doğruluk, dürüstlük… Böyle kıymetli değerlerin yok olmaması için kendime göre uğraşıyorum. Eskiden 10 yılda geçen zaman şimdi 6 ayda geçiyor. Çok acayip gerçekten.

“Pinokyo benim en sevdiğim masaldı”

Böyle bir masalın içinde çocukluğunuz aklınıza geldi mi? Nasıldı ve neler hissettiniz?

Ben masalları çok seviyordum. Pinokyo benim en sevdiğim masaldı. Belki doğruluğa, dürüstlüğe beni yönlendiren şeylerden biri de odur. Böyle filmlerle çocukluğumuza dönerken şimdiki çocuklara bir şeyler hediye edebiliyor olmak sanatçı olarak beni çok mutlu ediyor açıkçası. Bu da öyle filmlerden biri benim için.

tete-ve-masal-ruyalar-diyari-5.jpg

“Senaryonun sonunda ağladım”

Peki senaryoyu okuduğunuz zaman size geçen duygu neydi?

Ben çocukları ve yaşlıları çok seviyorum. Çocuklar ve yaşlılar benim için çok kıymetli gerçekten. Bir sürü şey yaşadım. Anneannemi yaşadım. Onun bana anlattığı masalları yaşadım. O günlere gittim. Senaryonun sonunda ağladım. Kolay ağlayan bir adamım.

Çünkü bir çocuğun, küçük bir çocuğun ninesi onu hatırlamayı unutmasın diye o masal karakterleriyle karşılaşması ve onlardan bir şey istemesi ve sonunda aslında bunun böyle olmadığı her yaşadığımız anın sevdiklerimizle yanımıza kar kalacağı, ölümün bir gerçek olduğu, herkesin sağlığını kaybedebileceği ama o anda yaşadığımız güzel anların bize kalacağını anlatıyor. Bu çok kıymetli bir şey.

tete-ve-masal-poster-2100x3000.jpg

“İnsanın en büyük korkusu unutulmak”

Beni unutma hikayesinde beni güzel hatırla durumu aslında değil mi?

Şimdi sen böyle söyleyince bizi unutma benim son şarkımın adı. Hiç böyle düşünmemiştim. Bir dönem klibi çektik ona. Evet yani unutulmama, ne yaşanırsa yaşansın bizi unutma aslında şarkının özü. Çünkü insanın en büyük korkusu aslında unutulmak. Benim şarkımda da aslında kötü yaşanan ve olmayan bir ilişkinin içinde mutlu da ol ama bizi unutma. O unutulmama isteği var. Şimdi öyle deyince bir anda geldi aklıma.

11 YIL SONRA 6. ALBÜM

Ne zaman çıktı albüm?

Bu 6. albümüm, 11 yıl sonra çıktı. 10 şarkı var albümde. 11 yıl ara verince albüm yapmak istedim.

Unutulmak en büyük korkusu insanın. Albüm çıkalı ne kadar oldu?

Albüm çıkalı 1 yıl 6 ay oldu. 3 video klip çektik, bundan sonrası da gelecek. Çok özledim konser yapmayı, konserler de başlayacak, şimdi bir turne planlıyorum.

MÜZİĞE GERİ DÖNÜŞ

Sizinle ilk tanıştığımız zaman 22 yaşındaydık, çok gençtik yani. Biraz yaş da alınca o duygular, o şarkılar nasıl değişime uğradı?

İstemeden değişiyor. Olgunlaşıyor. Önceki şarkılarıma baktığımda sevdiğim yerler var ama çok körpe. Kendi şarkılarını da yazmayı seven biri olarak başka hisler var tabii ki. Müziğe tekrar geri dönüş gibi düşünün. Çok fazla şarkılar paylaşacağım daha.

Duygular nasıl? Söz ve bestelerin hepsi size mi ait?

Ben melankolik bir adamım. Yaptığım şarkılar, söylediğim şarkılar sesimin yumuşaklığından da kaynaklanıyor biraz. Yaşama tarzım da biraz melankolik. İçinde neşe barındıran bir melankoliyim ben. Bugüne kadar kendimle ilgili yaptığım en güzel tanımdı. Tabii ki benim şarkılarım var. 30 yıllık arkadaşlarımla yaptığım şarkılar var. Ama hepsinde benim müziğe dokunuşum, söyleme tarzım var. Eski şarkılarımı dinliyorum, çocuk gibi söylüyorum. O yaşta öyleydi. O zaman öyle bir şeydi. Her şey olgunlaştı. Her şey kendi zamanında güzel, bu album de.

“Oyunculuk hiç aklımda yoktu”

Hiç aklınızda yokken mi geldi oyunculuk?

Yok, hiç aklımda yoktu. Hatta ne alakası var, ne yapıyorum diye de düşündüğümü hatırlıyorum. Ama bir anda Fatih Aksoy’un teklifiyle başladı oyunculuk hikayesi. İşte aradığımız başrol sensin dediler. Başarılı oldum ki devamı geldi. Şarkı söylerken de, kamera karşısında veya tiyatroda oynarken de kimseyi kandıramazsınız.

Yeni projeler var mı?

Dijitalde oynadığım işler var. Ulusal kanalda güzel bir karakter oynamayı ve güzel bir dizi istiyorum. Çünkü televizyonda olmayı özledim. İsteğimi belli ederken de reytingi olan bir oyuncuyum ben. Kendime de iyi baktığımı düşünüyorum. İşlerim de seyrediliyor. Bu olaylardan sonra acaba niye bana bir tane dizi, bir karakter gelmiyor diye düşünürken köşeler kapanmış. Şimdi çıkan haberler de acaba dedirtti. Kimseye bir şey diyemiyorum tabii ki. Ama şu an herkes acaba diyor gerçekten.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi