Mutlu Hesapçı
İlk yerli tarihi bilim kurgu filmi ‘Tehlikeli Bölge’ vizyonda!
Senaristliğini ve yönetmenliğini Ramazan Ekmekçi’nin, yapımcılığını Serkan Semiz’in üstlendiği Türkiye’nin ilk tarihi bilim kurgu filmi ‘Tehlikeli Bölge’, bu hafta vizyona girdi. Film, Türkiye’de bir dönem filmine bilim kurgu ögeleri ekleyen ilk prodüksiyon olma özelliğini taşıyor. Filmin başrollerini Kadir Parlak, Ozan Turan, Hasan Şenbayrak, Aykut Yavuz, Sevim Oyar, Seyfi Azrak ve Abdurrahim Demir paylaşıyor. Askerlerin, hayatları pahasına görevlerini yerine getirmek için düşman hatlarının içinde mücadele ederken daha önce hiç görmedikleri bir başka düşmanla daha karşı karşıya kalma hikâyesini anlatıyor. Vahşi bir hayvan sürüsü zannettikleri uzaylı yaratıklarla dolu bölgede askerler aynı anda iki cephede savaşmaya başlıyorlar. İşte o noktada filmin farklı ve yenilikçi olma yanı ortaya çıkıyor. ‘Tehlikeli Bölge’ filmini, senaristi-yönetmeni Ramazan Ekmekçi ve filmin yapımcısı Serkan Semiz ile konuştum. Röportajımızı okuduktan sonra filme gidebilirsiniz, ‘Tehlikeli Bölge’ sinemalarda! Herkese iyi pazarlar dileriz.

RAMAZAN EKMEKÇİ: “Yeni bir fikir değil fakat ülkemizde ilk kez deneniyor”
Böyle bir film nasıl ortaya çıktı ve proje nasıl şekillendi?
Dönem bilim kurguları çok seviyorum. Çünkü tarih ve bilim kurgu bir araya geldiğinde ortaya çok güzel bir kontrast çıkıyor. Bu kontrast ise izlemesi keyifli ve heyecanlı filmler izlememizi sağlıyor. Ben dönem olarak düşündüğümde Birinci Dünya Savaşı’nın prodüksiyonel açıdan en rahat gerçekleştirilebilir dönem olduğunu fark ettim. Ayrıca Kurtuluş Savaşı döneminde ülkemizin içinde bulunduğu durum, konuyu daha da ilginç hale getiriyordu. O yüzden o dönemi seçmek istedim.
Kurtuluş Savaşı'nda neden uzaylılar var, bu fikir nereden aklınıza geldi?
Kurtuluş Savaşı’nı seçme nedenim hem prodüksiyon rahatlığı hem de hikâye arka planı olarak en uygun dönem olarak görmemdi. Daha eski bir dönem seçseydik, kostümler, mekânlar ve prodüksiyon için çok daha yüksek bir bütçe olması gerekirdi. İmkânları ve fikri en iyi değerlendireceğimiz dönem olarak beni de çok heyecanlandırarak Kurtuluş Savaşı’nı seçtim.
Tarih ve bilim kurgu iki tür olarak nasıl bir araya geldi ve çatısını nasıl oluşturdunuz?
Buna benzer tür filmler yurtdışında çok yapıldı. Yeni bir fikir değil fakat ülkemizde ilk kez deneniyor. Bence bu tür filmler denendikçe ve başarıya ulaştıkça benzer, farklı türlerde birçok film göreceğimize inanıyorum.
“Mesaj vermek gibi bir kaygım olmadı”
Filmin konusu ve seyirciye verilmek istenen mesaj ne?
Yazarken düşündüğüm çok şey vardı. Seyirciler izlediğinde zaten mesajları alacaklar fakat benim mesaj vermek gibi bir kaygım olmadı. Amacım, seyir zevki yüksek, sürükleyici ve türün ilk filmi olması nedeniyle iyi bir film yapmaktı.
“En büyük zorluğu oyuncularımız yaşadı”
Çekimler nasıl geçti, zorluklar yaşadınız mı? (Tarihi bir film çekmek, üstelik bilim kurguyu birleştirmek zor olmalı.)
Bazı çekim bölgelerine araçları bırakıp birkaç kilometre çekim ekipmanları ile yürümemiz gerekti. Sıcaklık dolayısıyla su sorunu yaşadığımız anlar oldu fakat en büyük zorluğu oyuncularımız yaşadı. O kostümlerle 2023 Ağustos ayının en sıcak günlerinde güneş altında çalıştılar. Bu yüzden tüm oyuncu dostlarıma özverilerinden dolayı tekrar teşekkür etmek istiyorum.
“Az tanınırlıkları olmasını film için çok kıymetli buluyorum”
Oyuncu kadrosunu nasıl belirlediniz?
Oyuncuların büyük bir kısmı daha önce en az bir işte çalıştığım dostlarımdı. İkisi hariç hepsi Adanalı oyunculardı. Bu projede zorlanacağımızı ve sıcakların yıpratıcı olduğunu biliyordum. Bu yüzden Adana sıcağına alışık ve yetenekli insanlar olmalıydı. Aslında senaryonun ilk fikir aşamasından itibaren bilenler çoğunluktaydı. Senaryo bittiğinde ise hepsi, oynayacağı karaktere kadar biliyordu. Bazı karakterleri direkt olarak, oynayacak kişinin en iyi oynayabileceği şekilde yazdım. Aslında hepsi ekranlarda yer almış tecrübeli oyuncular. Az tanınmış olmalarını film için çok kıymetli buluyorum; çünkü atmosferin inandırıcılığını artırıyor bu durum.

Ünlü oyuncularla çalışmak ister miydiniz?
Açıkçası ünlü-ünsüz gibi bir ayrım kafamda hiçbir zaman olmadı. Benim için sanatını severek yapan, uyumlu ve yetenekli insanlar olmaları yeterli. Role uygunluk her şeyden önce geliyor.
“Tüm ekip çok heyecanlı”
Filminiz vizyonda, heyecanınızı öğrenebilir miyiz?
Açıkçası yaklaşık bir buçuk yıllık ön hazırlık süreci sonrasında yaklaşık iki yıl süren bir post prodüksiyon süreci atlattık ve çok emek verdik. Tüm ekip çok heyecanlı. Bu üç buçuk yıllık süreçte durmadan çalıştım ve gece gündüz projemiz için bir şeyler yapmaya çalıştım. Seyircinin karşısına çıkmak beni çok heyecanlandırıyor.
“Bu filme gelen izleyiciler, sinemamızda farklı filmlerin önünü açmak için destek vermiş olacaklar”
Filmin yönetmeni olarak seyirciyi sinemaya çekmek için size sormak istiyorum: ‘Tehlikeli Bölge’ filmini neden izlesinler, neler söylersiniz?
Büyük emekler verilmiş iyi bir film yaptığımızı düşünüyorum. Benim en büyük amacım, farklı filmlerin büyük yapımcılar tarafından yapılıp sektörün renklenmesi ve gelişmesi. Bu filme gelen izleyiciler, sinemamızda farklı filmlerin önünü açmak için destek vermiş olacaklar. Ayrıca keyifli ve sürükleyici bir film izleyecekler.

SERKAN SEMİZ: “Bu filmin Türk sinemasında farklı kulvar açacağına inanıyorum”
Özellikle bu dönemde bir sinema filmine yapımcı olmak cesaret gerektiren ve riskli bir durum. Neden ‘Tehlikeli Bölge’ filminin yapımcısı olmaya karar verdiniz, bu filmin sizin için önemi nedir?
Sinema her zaman riskli ama aynı zamanda heyecan verici bir alan. Bugün özellikle ekonomik koşullar, yapımcıların cesaretini sınayan bir noktada. ‘Tehlikeli Bölge’ye yapımcı olmayı kabul etmemin sebebi, bu filmin Türk sinemasında farklı bir kulvar açacağına inanmam. Bizde çok nadir denenen ‘alternatif tarih’ fikri beni baştan beri heyecanlandırdı. Kendi tarihimizin en önemli dönemeçlerinden birini alıp, hiç beklenmedik bir bilim kurgu ögesiyle harmanlamak, hem cesur hem de öncü bir yaklaşım. Bu yüzden bu film, benim için sadece bir yapım değil, Türk sinemasında farklı bir kapı aralamak anlamına geliyor.
“Ya böyle bir şey olsaydı?” diye düşündürecek bir senaryo kurguladık.
Filminiz, Türkiye'nin ilk tarihi bilim kurgu filmi olarak tanımlanıyor. Tarih ile bilim kurguyu nasıl birleştirdiniz?
Önceliğimiz, tarihsel gerçekliğe saygı göstermekti. Askerlerin kıyafetlerinden kullanılan silahlara, mekânlardan atmosferine kadar her şey dönemin ruhuna sadık kalacak şekilde hazırlandı. Bunun üzerine bilim kurgu ögesini, yani uzaylı tehdidini ekledik. Seyirciyi koparmadan, “Ya böyle bir şey olsaydı?” diye düşündürecek bir senaryo kurguladık. Tarihi gerçeklerin sağlamlığı üzerine alternatif bir ihtimal inşa etmek, bize hikâyeyi çok daha güçlü kıldı.
‘Tehlikeli Bölge’, askerlerin zorlu görevi yerine getirmek için yola düşmeleri ve yolda başlarından geçenleri kapsıyor. Çekimler nasıl geçti, tarihi bir film çekmek masraflı ve daha zor değil mi?
Dönem filmi çekmek başlı başına zor; çünkü her detayda dönemin ruhunu yansıtmak zorundasınız. Kostümler, silahlar, mekânlar… Hepsi için titizlikle çalıştık. Bunun üstüne bir de bilim kurgu ögeleri eklenince iş daha da karmaşık hale geldi. Ama bu zorluk, filmi farklı kılan asıl şey oldu.
“Bu filmde uzaylıları kullanmamız da biraz bu merakın ve bilinmeyene duyulan heyecanın yansıması oldu”
Düşmanlarımız yetmezmiş gibi bir de yeni düşmanımız çıktı: Uzaylılar… Neden uzaylılar ve sizin uzaylılarla ilgili düşünceleriniz neler?
Uzaylı fikri aslında insanlığın en eski meraklarından biri. Gökyüzüne bakıp “Acaba yalnız mıyız?” sorusunu herkes sormuştur. Bizim için uzaylılar, düşmanın bambaşka bir yüzünü temsil ediyor. Sadece bilmediğimiz bir tür değil, aynı zamanda korkularımızın ve bilinmezle mücadelenin sembolü. Bir anlamda, filmin içinde “insanın sınırları” ile yüzleşmesini de sağlıyor. Kendi adıma, evrende yalnız olmadığımıza inanıyorum. Bu filmde uzaylıları kullanmamız da biraz bu merakın ve bilinmeyene duyulan heyecanın yansıması oldu.
“Acaba yapılabilir mi?” dediğimiz bir işin gerçekten sinemada karşılık bulduğunu gördüm.
Siz filmi izlediğinizde neler hissettiniz?
İlk izlediğimde büyük bir gurur hissettim. Çünkü hayalini kurduğumuz, “Acaba yapılabilir mi?” dediğimiz bir işin gerçekten sinemada karşılık bulduğunu gördüm. Bir yandan askerlerimizin kahramanlıklarını izlerken, bir yandan da sinema dilinde farklı bir şey ortaya koymanın mutluluğunu yaşadım. Bence film, sadece bir hikâye değil; aynı zamanda cesaretin, inancın ve üretme arzusunun bir göstergesi oldu.
Sinemalarda olmak nasıl bir heyecan?
Bunu tarif etmek kolay değil. Dijital platformların bu kadar öne çıktığı bir dönemde, filminizi sinema perdesinde görmek, salonda seyirciyle aynı anda nefes almak hâlâ benzersiz bir duygu. Sinemada izleyiciyle o ortak anı paylaşmak, hem yapımcı hem de sinemasever olarak beni çok heyecanlandırıyor.
Gişeden umudunuz ve beklentiniz var mı? Bu filmi neden izlesinler?
Elbette her yapımcı gişeden umutludur. Ama benim asıl beklentim, seyircinin sinema salonlarını yeniden keşfetmesi. ‘Tehlikeli Bölge’ tam da bu yüzden önemli: Büyük ekranda, kalabalık bir salonda, topluca izlenmesi gereken bir film. Seyirciler, hem tarihimizin çok kritik bir dönemini farklı bir gözle görecekler hem de alışık olmadıkları bir sinema deneyimi yaşayacaklar. “Neden izlesinler?” sorusuna cevabım çok basit: Çünkü bu filmde bildikleri tarih ile hayal etmedikleri bir ihtimal bir araya geliyor. Ve bu birliktelik, onları hem gururlandıracak hem de şaşırtacak.
