İYİ FUTBOLCULARLA OYNAYINCA…

Artık Fenerbahçe geri de dönebiliyor. İlk yarı da Mesut yüzünden on kişi oynayan Fenerbahçe bir de şanssız gol yedi. Fenerbahçe ikinci yarı Mesut’tan kurtulup on bir kişi oynamaya başlayınca tribünlerin de desteğiyle geri dönmesini bildi. Sehiç’in dokuz kurtarışı olmasa maç daha farklı da bitebilirdi.

Herkes bilir Fenerbahçe için rakiplerinin kendisinden önce oynayıp kaybetmeleri risktir. Hele Galatasaray da kendisinden önce oynayıp yenilmişse Fenerbahçe ne yapar eder puan kaybeder.

Bu maç öncesi de tüm rakipler puan kaybetmişti, üstelik Galatasaray da birkaç saat önce üç yemişti. Daha önemlisi ise, rakip Konya’yı yenerse bu yıl elde kalan tek hedef, lig ikinciliği için büyük bir adım atmış olacaktı.

Bu koşullarda, o meşhur şanssızlığıyla Fenerbahçe’nin bu maçta puan kaybetmesi gerekiyordu.

Ama son haftalarda üst üste alınan puanlar ve galibiyetlerle oluşan pozitif hava ve tribünlerle bütünleşme de sanki bu kötü şansa meydan okuyor gibiydi.

Fenerbahçe tribünlerin de coşkusuyla önde basarak başladı. Şurası net, sezon başından bu yana Fenerbahçe bireysel yetenekleriyle ayakta kalmaya çalışırken, Konya oynadığı takım futboluyla uzun süredir lig ikinciliğini kaptırmıyor. Ama bu maç tersi oldu ve Fenerbahçe daha organize ve yüzde 91 pas isabetine sahip bir takım oyunu sergiledi. Pozisyonlar da ürettiler. Crespo ve Zajc orta sahanın merkezinde iyi bir ikili oldu. Hem teknik yetenekleriyle hem mücadele güçleriyle orta sahayı kolay kolay rakibe bırakmıyorlar. Ayrıca defansa ve hücuma destek konusunda da iyiler. Özellikle Crespo bugün kaptığı toplarla Konya’yı orta sahada pek çok kez durdurmayı başardı. Ayrıca attığı etkili ara paslarla hücuma da katkı sağladı.

Ancak Mesut Özil’in hiçbir ikili mücadeleye girmemesi, İrfan Can’ın defansif anlamda katkı vermemesi bütün yükü Crespo ve Zajc’a bırakıyor. Top onları geçtiğinde de büyük yük Kim Mİn-Jae’ye geliyor. Tüm bu nedenlerle de Fenerbahçe tempo yükseltemiyor ve ilerde çoğalamıyor.

İlk yarının sonunda tribünlerden gelen “Arda Güler” tezahüratları aslında şu soruyu soruyordu; “Bu Mesut ne işe yarıyor, neden bu kadar etkisiz bir isme tahammül ediliyor?”

Ve bir taç atışında yine klasik bir Fenerbahçe golü yediler. Defansın bir anlık konsantrasyon bozukluğunu affetmedi Konya.

İkinci yarıya Mesut Özil yükünden kurtulup yerine Pelkas’ı alarak başladı Fenerbahçe. Futbolcuların geriye düşmeyi kabullenmedikleri ve çok öfkelendikleri gözle görülüyordu. Hakem Halil Umut Meler de kimi düdükleriyle bu öfkeyi körükledi. Takımın en sakini Kim Min-Jae bile sarı kart gördü.

Tribünlerin desteği ve hırsla yüklenince tempoyu yükseltip üst üste pozisyonlar üretti Fenerbahçe. İrfan Can’ın serbest vuruşunda kalecinin kurtardığı top Kim’in önüne düştü. Topa tüm öfkesiyle vurdu Kim ve ligdeki ilk golünü attı.

Golden sonra Fenerbahçe galibiyet için yüklenirken, 75. dakikada tribünlerin ısrarlı talepleri karşılığını buldu ve Arda Güler, İrfan Can’ın yerine oyuna girdi.
Kaleci Sehiç üst üste toplar çıkarırken, Pelkas geçen yıldan bir esintiyle galibiyet golünü atmayı başardı.

Fenerbahçe tüm rakiplerinin kaybettiği bir haftada, en önemli rakibini de yenerek çok karlı bir hafta geçirdi. Artık oyuncular ve taraftarlar geleceğe daha umutlu bakıyor.

TRİBÜNÜN MUHALEFET ŞERHİ: KADIKÖY'E BAHAR GELİYOR / İBRAHİM CAN

Gördünüz mü tribünleri?.. Nasıl keyifli, nasıl umutlu, nasıl mutlu insanlar vardı. Doksan dakika hiç vazgeçmedik ve bu maçı alacağımıza inandık. Bize bu umudu veren elbette sahada gözle gördüğümüz, neredeyse elle tuttuğumuz hırs, istek, inanç. Biz futbolcuların inancını besleriz, futbolcular da bizim umudumuzu.

Sezonun en iyi topunu oynadı dün Fenerbahçe, hem de ligin en iyi ekiplerinden Konyaspor’a karşı… İsmail Kartal ile Fenerbahçe gözle görülür bir çıkış yaşıyor. Bu sene bu kadar keyif veren başka maç hatırlamıyorum açıkcası. Takımın gençleşmesi, hırsının artması bizleri umutlandırıyor. Tek problemimiz, mega, süper, hiper yıldızımız Mesut Özil. Kendisi iki haftadır ilk 45 dakikada görev alıyor ve hiçbir işe yaramıyor. Yemin ederim ben tribünde ondan daha çok katkı sağlıyorum bu takıma. İsmi var kendisi yok bu arkadaşı, umarım İsmail Hoca biraz yanında oturtur. Bu arada bireysel performanslarda da ciddi artış oldu son dönemde. Kim, Crespo, Osayi, Pelkas her hafta daha iyiye gidiyor ve bizi çok mutlu ediyor.

Mutlu demişken, şunu açıkça söyleyeyim bu mutluluk Fenerbahçe’nin yeniden çıkışa geçmiş olması, yeniden Fenerbahçe gibi oynamasıyla ilgili. Dört senedir yaşadığımız hayal kırıklığının öfkesi içimizde ve buruk tadı ağzımızda. Ama dün tribünlerde aramızda tartıştık ve bu yakalanan ivmeye destek olmak için acımızı içimizde tutmaya karar verdik. İsmail Kartal ve ona inanarak oynayan bir grup futbolcu arkadaşımızı desteklemek adına, hesaplaşma talebini ileri tarihe bırakıyoruz. Anlık mutluluklarla hiçbir şeyi unutmuyoruz, yönetime değil takıma destek veriyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi