"Kızlar kocalarını, anne oğlunu istiyor"

DEVA’YA GÖRE CHP TEPKİSİNİN ARKA PLANI

2023 seçimlerine CHP’nin öncülüğünde kurulan Altılı Masa ittifakı ile giren DEVA ve Gelecek Partisi liderlerinin Meclis açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile verdiği fotoğraf çok tartışıldı. Özellikle CHP’li seçmenden gelen sert eleştirilere Babacan da aynı sertlikte yanıt verdi. Tartışma halen bitmiş değil hatta DEVA Partililere göre devam etmesi sürpriz olmaz. DEVA Partisi’nde üst düzey bir yetkili, bunun nedeninin DEVA Partisi’nin CHP seçmenini etkileme potansiyeline bağladı. Parti üyelerinin yüzde 20'sinin daha önce CHP’ye oy veren isimlerden olduğuna dikkat çeken yetkili, “CHP tabanına hitap ettiğimiz görülünce bize ‘Mavi AKP’ dediler. Bu lafı çıkartarak, ‘bunların AKP'den farkı yok’ mesajı vermeye çalıştılar. Bakın CHP'nin hiçbir zaman Yeniden Refah’la problemi olmadı, olmaz. Çünkü aralarında rekabet yok, geçişkenlik yok. Ayrı dünyalar. Ama biz değiliz. O nedenle CHP tepkisinde bir miktar rekabet hissi de var. ‘DEVA güçlenirse CHP’den kayış olur mu’ endişesi bu. Yeni bir tartışma açmamak için bunu söylemiyoruz ama durum bu” değerlendirmesi yaptı.


BAKANLARDAN KAĞIT TASARRUFU!
Meclis’te bütçe görüşmeleri başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın genel bütçeyle ilgili sunumunun ardından ilk görüşülen Meclis Başkanlığı bütçesi oldu. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş Meclis’in geçen bir yılda yaptığı çalışmaları anlatırken tasarruf tedbirleri kapsamında atılan adımlarla ilgili de bilgi verdi. Kurtulmuş çok fazla kağıt tüketilen Meclis’te dijital imkanlar kullanılarak 176 milyon sayfa tasarruf edildiğini anlattı. Bu kapsamda soru önergelerinin cevapları da fiziki kâğıt yerine dijital ortamda e- posta ve SMS' lerle gönderildi. Bu sayede de sadece soru önergelerinden 125 bin adet kâğıt tasarrufu yapıldı. Tasarruf önemli ama milletvekillerinin en önemli denetim araçlarından soru önergelerine cevaplarla ilgili sorun devam ediyor. Önergelerin neredeyse üçte birine yanıt verilmiyor. CHP Milletvekili Veli Ağbaba, Kurtulmuş tasarrufu anlatırken araya girerek bu duruma tepki gösterdi, “Başkanım, affedersiniz, esas tasarrufu Bakanlar yapıyor, cevap vermiyorlar” dedi.


GENÇLERİN KURUMLARA GÜVENİ: BİRİNCİ ORDU, SONUNCU MEDYA
CORE Araştırma Enstitüsü, gençlerin “Tolerans, Kapsayıcılık ve Çoğulculuk Sınırları” başlıklı bir araştırma yaptı. Çalışma kapsamında 21 ilde 2 bin 401 kişiyle yüz yüze görüşüldü. Araştırma sonuçlarına göre gençler siyasi liderlere mesafeli. Gençler için siyasetçilerden daha çok araştırmacılar, kanaat önderleri ve ilgili alanlarındaki uzmanlar ilgi çekici. Gençlerin güveni “güç–bilim–kurallar” üçgeninde toplanıyor. Gençler siyasi liderlere temkinli ama güvenlik (ordu) ve teknokrasi (TÜBİTAK) eksenindeki kurumlara nispeten güven duyuyor. Kurumlara güvende ilk sırada yüzde 6.6 ile ordu yer alıyor. Orduyu yüzde 5.7 ile TÜBİTAK ve yüzde 5.5 oranlarında BM, AYM, AB, TBMM takip ediyor. AB’nin notu yerli pek çok kurumun önünde yer alıyor; bu, “kurallı düzen/liyakat” beklentisinin de bir yansıması olarak görülüyor. Gençlerin kurumlara güven sırlamasında en düşük güven ise yüzde 4.8 oranıyla medyaya.


4 PARTİNİN İRLANDA İNCELEMESİNE MHP KATILMADI, İŞTE NEDENİ!
TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonundan bir grup milletvekili İrlanda modelini incelemek üzere Dublin’e gitti. İngiltere merkezli Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün (DPI) davetiyle yapılan ziyaret başta komisyonun resmi bir programı olarak algılandı, ancak böyle olmadığı kısa süre sonra anlaşıldı. Enstitü komisyonda bulunan üyelere özel olarak davette bulunmuştu. Davete AK Parti’den Abdurrahman Babacan, Yeni Yol Partisi’nden Bülent Kaya, Mehmet Emin Ekmen, DEM Parti’den Celal Fırat ve Gülistan Kılıç Koçyiğit, CHP’den Sezgin Tanrıkulu ve Oğuz Kaan Salıcı katıldı. Daveti reddeden tek parti ise MHP oldu. MHP’li üst düzey bir yetkili bu reddin gerekçesini, “Çatışma çözümü adı altında birçok ülke incelendi. Bunlara dair araştırmalar yapıldı, kitaplar yazıldı. Akademisyenler de gelip komisyonda bunları anlattı. Türkiye bu örneklerin hiçbirine benzemiyor. Biz kendi önerimizi geliştirecek imkanlara sahibiz. Ortaya konulacak öneri de yerli ve milli olmalı. O nedenle gitmeye gerek görmedik” sözleriyle açıkladı.


KIZLAR KOCALARINI, ANNE OĞLUNU İSTİYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2023 seçimleri ile birlikte iki hatta üç dönemi tamamlıyor. Ancak Erdoğan’ın yeniden aday olmak için anayasa değişikliği ve Meclis’in erken seçim kararı alması gibi tüm seçenekleri sonuna kadar zorlayacağı da bir sır değil. Peki bu seçenekler sonuç vermezse ne olacak? Kulislere bakılırsa Erdoğan sonrası için öne çıkan isimler arasında bir aile tarafı bir de son dönem parlayan siyasetçiler var. Kimi anketlere de giren siyasetçiler arasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, hatta MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın adının konuşulduğunu görüyoruz. Aile tarafı da bir o kadar dikkat çekici. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, damatları Selçuk Bayraktar ve Berat Albayrak AK Parti içindeki siyasi çekişmelerde ve adaylık tartışmalarında hep adı geçen isimler. Öyle ki bu çekişmenin aile içinde de yaşandığı söyleniyor. Ankara’da bu durum için, “Kızlar kocalarını, anne oğlunu istiyor” esprisi yapılıyor.


YENİDEN REFAH-SAADET BİRLEŞİR Mİ?
2023 seçimlerinde başarısız olan Altılı Masa ittifakı dağıldı. Altılı Masa benzeri partiler arası iş birliği yerine “tabanda ittifak” diyerek yeni bir dönem başlatan CHP’nin bu tutumu diğer muhalefet partilerinin de yeni yol arayışına neden oldu. Bir tarafta İYİ Parti, Zafer Partisi, Anahtar Parti gibi milliyetçi partiler, diğer tarafta DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi gibi muhafazakar kimlikleriyle öne çıkan partiler aralarındaki iletişimi güçlendirmeye başladı. Son günlerde Yeniden Refah Partisi, Saadet Partisi arasında bir Milli Görüş ittifakı kurulabileceği hatta birleşme olabileceği iddiaları konuşulmaya başlandı. Ancak iki taraf da bugüne kadar gerçekleşen temaslarda ittifak ile ilgili bir konunun ele alınmadığını söylüyor. Seçimlere doğru kısmi bir iş birliğinin olabileceği dile getirilirken birleşme olasılığı içinse “imkansız” değerlendirmesi yapılıyor.


BAKAN FİDAN’DAN SÜREÇ AÇIKLAMASI: DUYGUSAL DAVRANAMAYIZ
PKK’nın feshi ve silah bırakma sürecinde iktidar kanadından yapılan açıklamalar genelde umutlu, pozitif, dikkatli açıklamalar oldu. Yürütmenin bütününe bakıldığında “en sert, eleştirel, tehditkar” diyebileceğimiz açıklamalar ise Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan geldi. Öyle ki iktidar gibi pozitif bir dil kullanmaya dikkat eden DEM Parti’den bugüne kadarki en sert açıklama Hakan Fidan’a yönelik oldu. DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, Fidan için, ““Bildiğim kadarıyla Hakan Bey, Suriye’nin kabinesinde değil… Her gündemi, her konuyu güvenlikçi bir perspektiften görmek, sürekli buyurgan bir tonda, sürekli çözümü zorlayan bir davranışta durmak doğru değil” dedi. Fidan’ın sürece dair tutumu halef selef oldukları MİT Başkanı İbrahim Kalın ile de ters düştüğü yorumlarına da yol açtı. Ancak iktidar kulisleri bunun doğru olmadığı görüşünde. Fidan’ın da açıklamaları ile ilgili kendisine yönelik eleştirilere, “Mesele devletin güvenliği meselesi. Gerçekçiyim. Duygusal davranamayız” yanıtı verdiği söyleniyor.


MASAÜSTÜ DOSTLUK GRUPLARI
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Çin, Hindistan ve ABD gibi çok nüfuslu ülkelerden Şeyseller, Kabo Verde gibi dünyanın en küçük ülkelerine toplam 147 ülke için dostluk grubu var. Her birinde en az 8- 10 milletvekilinin yer aldığı dostluk gruplarının diğer ülkelerle parlamenter diplomasi açısından çeşitli faaliyetlerde bulunması gerekiyor. Ancak bu nafile bir beklenti, çünkü bu dostluk gruplarının çok büyük kısmı bir kez dahi olsa bir araya gelip tek bir çalışma yapmış değil. Bu tablo Meclis bütçesinin görüşmelerinde ortaya çıktı. DEVA Partisi Milletvekili Sadullah Kısacık, “Dostluk grubu ülke sayısı 147 olmuş ama bu dostluk grupları çalışmıyor ki. 2.5 yıl geçti, toplanmadı, hiçbir şey yok” dedi. Bu sözler Meclis Başkanı
urtulmuş’u şaşırttı. Kısacık’ın sözlerini “hiç toplanmayan dostluk grupları, hakikaten enteresan” diye karşılayan Kurtulmuş, hemen dostluk grupları başkanlarına bir yazı yazacağını, hepsinin en azından senede bir kere mutlaka toplanması ve hangi düzeyde
yapabiliyorlarsa çeşitli temaslarda bulunmasını isteyeceğini söyledi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Perde Arkası Arşivi