Perde Arkası
AK Parti’de DEM rahatsızlığı
PKK’nın feshi ve silah bırakma kararının açıklanmasından sonra Meclis’te kurulan komisyon ortak rapor yazımına başladı. Siyasi partilerin sunduğu raporlar aslında partilerin konuya bakışında ve duruşlarında bir yakınlaşma olmadığını gösterdi. Komisyonun nasıl bir ortak rapor çıkaracağına dair sorular, kaygılar artarken AK Parti’de DEM Parti’ye dair rahatsızlığın da arttığı görülüyor. Bu rahatsızlığı açıkça dile getiren bir parti yöneticisi, “AK Parti dilini değiştiriyor. MHP çok büyük bir değişim sergiliyor. Ama DEM Parti hiç böyle bir süreç yok gibi davranıyor” diyor.
"Peki siz 4 Ocak’ta ne isteyeceksiniz?"
DEM Parti’nin eski tarz konuşmalar yapmasını eleştiren yönetici, “DEM'in bu tarzı kendi tabanlarında da şüphe uyandırıyor. Bir şey değişmedi, değişmeyecek duygusu uyandırıyor” değerlendirmesi yapıyor. AK Parti ve MHP de değişim bekleyenlerin de değişim göstermesi gerektiğini dile getiren partililere göre DEM Parti’nin dili süreci tehlikeye sokuyor. Her gün birçok milletvekilinin parti yöneticilerine giderek seçmenlerin DEM Partililerin dilinden duyduğu rahatsızlığı anlattığı ifade ediliyor. DEM Parti’nin 4 Ocak’ta yapmayı planladığı “Öcalan’a özgürlük” eylemi de “Öcalan kendisi için tahliye istemedi, umut hakkı istemedi. Peki siz 4 Ocak’ta ne isteyeceksiniz? Sürecin önemli olduğunu söyleyen DEM’in yaptığı açıklamalar, eylemler bu sürece hizmet mi ediyor, engel mi oluyor, sorun mu çıkartıyor? Bize sorarsanız sorun çıkartıyor, katkı sağlamıyor” şeklinde değerlendiriliyor.
YENİ ANAYASAYA SÜREÇ AYARI
AK Parti 2023 seçimlerinin ardından çağrısını yaptığı yeni anayasa için 2026 yılında adım atmayı planlıyor. Parti bünyesinde kurulan 11 kişilik anayasa komisyonu çalışmalarında sona gelindi. Hazırlanan politika belgesinin bütçe görüşmelerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulacağı dile getiriliyordu. Ancak Meclis çalışmalarındaki yoğunluk nedeniyle kısa bir erteleme yapıldı. Bir komisyon üyesi çalışmayı ocak ayı sonunda Cumhurbaşkanına sunmayı planladıklarını ancak adım atmak için “Terörsüz Türkiye” sürecindeki gelişmelerin bekleneceğini söyledi. Bunun nedeni de süreç tamamlanmadan açılacak bir anayasa gündeminin farklı tartışmalara yol açma ihtimali. Terörsüz Türkiye sürecinde yol alınmadan yeni anayasanın yapılamayacağını dile getiren komisyon üyesine göre toplumun önce bu konuda olumlu bir gelişmeyi görmesi lazım. Eğer süreç başarılı olursa yeni anayasa vaadinin daha gerçekçi bir gündeme dönüşeceği, değişiklik olasılığının artacağı ileri sürülüyor.
KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ BEKLENTİSİ ARTIYOR
Yeni yılda beklenen siyaset gündeminin önemli başlıkları arasında kabine değişikliği var. Bu konu AK Parti kulislerinde artık yakıcı bir konu olarak dile getiriliyor. AK Parti’de üst düzey bir yönetici bu ihtiyacı, “Kararı elbette Cumhurbaşkanı verecek ama bizler de bazı bakanlıklarda değişim ihtiyacını görüyoruz. İsim veremem ama kimi bakanlıkların çalışma alanlarında önemli iyileştirme, restorasyon ihtiyacı var. Seçimlere bu bakanlıklardaki iyileştirmeyi yaparak gitmek gerek” sözleriyle açıklıyor. Bu değerlendirme Aile ve Sosyal Hizmetler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Gençlik ve Spor, Tarım ve Orman Bakanlığı gibi daha çok vatandaşa dokunması gereken bakanlıklarda değişim olabileceğine işaret ediyor.
SEÇİM SONRASI İKİ YENİ BAKANLIK PLANLANIYOR
Ankara’da artan kabine değişimi beklentileri içinde yapısal değişim ihtiyacı da dile getiriliyor. Bir olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı sayısının ikiye çıkarılabileceği, bazı bakanlıkların ise bölünebileceği konuşuluyor. Ancak parti yönetimi bu yapısal değişikliğin 2028 yılı veya öncesinde yapılacak bir seçimin sonrasında mümkün olacağı görüşünde. Seçimin kazanılması durumunda yeni kabinde gerçekleşecek yapısal değişimde ilk sırada Tarım ve Orman Bakanlığının bölünmesi yer alıyor. Yeni yüzyılın ihtiyaçları doğrultusunda Su ve Orman Bakanlığı ile Tarım ve Gıda Bakanlığının kurulması gerektiği konuşuluyor. Bu kapsamda uzun zamandır üzerinde çalışılan kapsamlı bir su yasasının da gündeme alınması bekleniyor. Yürütülen çalışmanın taraf kurumların görüşlerine açıldığını anlatan bir yetkili, iklim değişikliği tartışmalarına işaret ederek “Suyun petrolden çok daha değerli olacağı bir çağa girdik. Bu konuda çok kapsamlı çalışmalar yapmamız gerek” diyor
ERDOĞAN PAYI 2 PUAN OLDU!
Geçtiğimiz haftanın en önemli gündem maddelerinden biri asgari ücretin açıklanması oldu. 2026 yılında asgari ücret yüzde 27 artışla 28 bin 75 TL olarak belirlendi. Çalışanlar için bu zam beklentinin çok altındaydı. Ekonomi kurmayları ise bu zammı beklentinin üzerinde buldu. AK Parti’nin ekonomi kurmaylarına göre 2026 ekonomi hedefleri, işverenin durumu gibi çeşitli parametrelere dayanarak en çok yüzde 25 zam öngörüldü. Ancak bunun 2 puan üzerinde bir artış oldu. Bu artışta Erdoğan müdahalesine işaret eden kurmaylar, “Görünen o ki 2 puan Erdoğan payı olmuş” diyor.
DENİZ HUKUKU SÖZLEŞMESİ: 341 KABUL, 1 RET
Meclis bütçe ve yargı paketi nedeniyle yaptığı yoğun mesaide bir de Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi onayladı. Sözleşme üzerinde ne AK Parti MHP’den ne de muhalefet partilerinden kimse konuşma yapmadı. Jet hızıyla oylaması yapılan sözleşme için 341 milletvekili kabul oyu verdi. Sözleşmeye karşı ret oyu kullanan tek milletvekili Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık oldu. Tüm partilerin “evet” dediği sözleşmeye “hayır” oyu veren TİP bu kararın gerekçesini şöyle savundu: “Bu anlaşma iddia ettiği gibi ekolojik dengeyi ya da deniz biyoçeşitliliğini korumak değil deniz altı madenciliği ile ilgili talana ortak olmayı amaçlamakta. Çıkardıkları yasalarla kolaylıkla verilen maden arama ruhsatlarıyla akarsuları gölleri kurutan, ormanları yok eden, olumsuz ÇED raporlarına rağmen talancılığı engellemeyen, her yeri betonlaştıran ve sermaye çıkarı için doğa talanında kimsenin eline su dökemediği bir iktidarın deniz biyoçeşitliliğini koruyacağı iddiası tutarsız ve inandırıcılıktan uzaktı ortak olmak istemedik parti olarak.”