Mesele fazla kendine güven. Mourinho ve Fenerbahçeli oyuncuların son haftalarda alınan galibiyetlerle özgüvenleri tavan yaptı. Özgüven iyi ama fazlası tehlikeli. Nitekim fazla kendine güvenin cezasını 5 net gol yiyerek ödedi Fenerbahçe, ikisinin ofsayta takılması durumu kurtarmıyor.
Maçın daha hemen başında Syzmanski’nin ceza yayı üzerinde iki kere kaptırdığı top filelere giderken Fenerbahçe için de sonun başlangıcıydı. Kendine abartılı güvenmiyorsa bir oyuncu neden yay üzerinde topla oynamakta bu kadar ısrar edip iki kere kaptırır topu? Altıncı dakikada yenilen bu golden sonra Fenerbahçe’de hiçbir şey doğru gitmedi. Mourinho’nun da maçtan sonra söylediği gibi başta savunma olmak üzere, takımın her hattı hata üstüne hata yaptı. Benzer şekilde Mourinho da hatalar yaptı.
Mourinho maçtan önce İskoçya’da oynanacak rövanş maçından çekinmediğini ama bu maçın kiritk olduğunu söylemişti. Rakibin gol atmak zorunda olduğu maçlarda açık verdiğini, geriye kapanabildiğinde ise hızlı ataklarla tehlike yarattıklarını anlatmıştı.
“Ama takımıma çok güveniyorum” demişti. Tam da korktuğu gibi oldu. Daha 6. dakikada öne geçen İskoçlar sonrasında geride beşli defansla kapanıp, hızlı uzun ataklar ve tek top paslarıyla Fenerbahçe’ye kabus yaşattılar.
Skriniar dışındaki defans oyuncuları hızlı rakip ataklarında hiçbir ikili mücadeleyi kazanamadı. Fenerbahçe orta sahasının Fred’siz işlemediğini bir kere daha gördük. Merkezden oyun kuramayan, pozisyon üretemeyen Fenerbahçe hücumdan dönen hiçbir topu da alamadı.
İkinci yarı Mourinho’nun, böyle bir futbolu ve yenilgiyi hazmedemediğini gördük. Yaptığı tüm değişikliklerle gol istediğini ortaya koydu ama aldığı riskler çok daha büyüktü. Maçın sonlarına doğru neredeyse orta sahada Amrabat tek başına kalırken kanatlar birbirinin ayağına basan adamlarla dolmuştu.
Maçtan sonra Mourinho, hiçbir şeyin bitmediğini söyledi ama inanması zor. Şimdi önemli olan bu mağlubiyetin takımın genel havasını bozmaması ve ligde yakalanan olumlu ivmenin bozulmaması. Bakalım bunu başarabilecek mi Mourinho.
