
Kaya Türkmen
Otoriter rejimler
Juan J. Linz, “Totalitarian and Authoritarian Regimes” adlı kitabında otoriter ve totaliter rejimleri karşılaştırmalı bir şekilde inceler, bu rejimlerin temel özelliklerini sistematik bir şekilde açıklar.
Fareed Zakaria, “The Future of Freedom: Illiberal Democracy at Home and Abroad” adlı kitabında demokratik rejimlerin nasıl otoriterleşebileceğini anlatır ve "liberal olmayan demokrasiler" kavramı üzerinde durur.
Steven Levitsky ve Daniel Ziblatt ise, “How Democracies Die” adlı kitaplarında, demokratik kurumların nasıl aşındığını ve otoriter yönetimlerin nasıl yerleştiğini anlatırlar.
Otoriter rejimlerin nasıl ortaya çıktığını ve ortak özelliklerini inceleyen daha yüzlerce eser var kitapçı raflarında. Bu çalışmalarda otoriter iktidarların ortak özellikleri genellikle şu başlıklarda toplanıyor:
1. Güç Yoğunlaşması ve Tek Adam Yönetimi: İktidar, genellikle bir liderin veya dar bir elit grubun elinde yoğunlaşır. Karar alma süreçleri merkeziyetçidir ve geniş katılımlı değildir.
2. Siyasi Özgürlüklerin Kısıtlanması: Muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşları ve bağımsız medya üzerindeki baskılar artar, eleştiriler bastırılır, ifade özgürlüğü sınırlandırılır.
3. Medya Kontrolü ve Propaganda: Devlet, medyayı sıkı bir şekilde kontrol eder veya sansür uygular. İktidarın lehine propaganda yapılır ve alternatif seslere yer verilmez.
4. Hukukun Üstünlüğünün Zayıflatılması: Yargı bağımsızlığı ortadan kaldırılır veya ciddi şekilde kısıtlanır. Mahkemeler, siyasi iktidarın bir aracı haline gelir.
5. Güvenlik Aygıtının Güçlendirilmesi: Polis ve ordu gibi güvenlik güçleri, iktidarın çıkarlarını korumak için kullanılır. Vatandaşların üzerinde sürekli bir denetim ve baskı hissi oluşturulur.
6. Seçimlerin Manipülasyonu: Hukuk, medya ve devlet kaynakları, demokrasiyi desteklemek yerine iktidarın çıkarlarını korumak için kullanılır. Seçimler yapılıyor olsa bile, sonuçlar halkın iradesini tam olarak yansıtmaz. Bu da “seçimli otoriterlik” veya “rekabetçi otoriterlik” gibi kavramlarla tanımlanan rejim tiplerinin ortaya çıkmasına yol açar. Seçimler tamamen kaldırılmasa bile adil ve özgür olmaktan çıkar.
7. Düşman Yaratma ve Kutuplaştırma: İktidar, toplumda bir "biz ve onlar" ayrımı yaparak kutuplaşmayı körükler. İç ve dış düşmanlar yaratarak meşruiyetini sağlamlaştırır.
8. Ekonomik ve Sosyal Kontrol: İktidara yakın iş adamlarına ihale verilmesi veya ekonomik avantajlar sağlanması sık görülen uygulamalardır. Böylece, ekonomik elitler iktidara bağımlı hale gelir ve rejime destek verir. Muhalif iş insanları, şirketler veya bireyler ise hedef alınarak vergi incelemeleri, lisans iptalleri ya da ticari kısıtlamalar gibi yollarla cezalandırılır.
Eğitim müfredatları iktidarın ideolojisine uygun şekilde düzenlenir. Tarih yazımı, milli kimlik ve değerler iktidarın bakış açısına göre şekillendirilir. Kültürel üretim devlet destekli hale getirilerek iktidarın mesajlarını yayar. Dini kurumlar ya da ideolojik araçlar kullanılarak toplum yönlendirilir. Sivil toplum kuruluşları, sendikalar, dernekler ve bağımsız topluluklar üzerindeki baskılar artırılır. Sosyal medya platformları sıkı şekilde denetlenir, internet erişimi kısıtlanır veya dijital gözetim teknolojileri kullanılarak bireylerin çevrim içi faaliyetleri takip edilir.
9. Korku ve Sindirme Politikaları: Muhalifler, aktivistler ve bağımsız düşünen bireyler tehdit edilir, tutuklanır ya da susturulur. Halkın üzerinde sürekli bir korku atmosferi yaratılır.
10. İdeolojik veya Milliyetçi Söylemler: Otoriter rejimler, güçlü ideolojik ya da milliyetçi söylemlerle kendi yönetimlerini meşrulaştırmaya çalışır. Bu, dini, etnik ya da ulusal değerler üzerinden yapılabilir.
Bu özellikler farklı rejimlerde farklı derecelerde görülebilir, ancak çoğu otoriter yönetim bu unsurların bir kısmını ya da tamamını taşır.
Maazallah!