Hüseyin Tapınç

Hüseyin Tapınç

Travma

“Sayılı gün çabuk geçer” derler, geçiyor. Ben bu yazıyı kaleme alırken Türkiye’nin geleceğini belirleyecek seçimlerin başlamasına tam 38 gün 21 saat 40 dakika kalmış bulunuyor.

Seçimlerle ilgili bildiğimiz ilk şey Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde yarışacak adaylar ve ikincisi de Genel Seçimler’e katılacak ittifaklar ve siyasi partiler. İttifaklarda yer alan siyasi partilerin seçime nasıl bir yapı içinde katılacakları ve seçmene sunulacak aday listeleri de önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.

İttifakların ve siyasi partilerin liste hazırlıklarını, milletvekili aday adaylığı sayısından yola çıkarak toplumda cazibesini yitiren ve arttıran siyasi partileri, vitrine yerleştirilen isimleri, D’Hondt sisteminin inceliklerini, ittifaklardan gelen çatlak sesleri, egolarının ve kişisel hırslarının kurbanı olan siyasetçileri, seçim gününde ve sonrasında bugün alınan kararların sonucunda verilecek hesaplara dair beklentileri, Cumhurbaşkanı adaylarının konuşma ve vaatlerini ve çok daha fazlasını televizyondan izliyor, sosyal medyadan okuyor ve takip ediyorsunuzdur.

Seçim artık gündemimizin en önemli konusu. Deprem ve ekonomik sorunlar seçimin ardından sıralanıyor.

Seçime doğru hızla ilerlerken seçmenler nasıl bir ruh hali içinde, duygu durumlarını nasıl ifade ediyorlar?

Bu sorunun genel yanıtlarını paylaşmadan hemen öncesinde seçmenlerin ruh durumuna yön veren koşulları kısaca hatırlatmakta fayda var.

Seçmenlerin bugün içinde bulunduğu ruh durumunu şekillendiren üç ana unsur bulunuyor ve bunlar bugün düğüm olmuş bir şekilde iç içe geçmiş bulunuyor: öncelikle toplumca tüm dünyayı kasıp kavuran pandemi neticesinde son üç yıl içinde yüzbinlerce kayıp verdik, yaşam biçimlerimiz değişti; son beş yılımız ekonomik bir kriz içinde geçiyor ve özellikle son iki yıl içinde yoksullaşmayı tüm toplumca en derin şekilde yaşıyoruz ve ülkemizin neredeyse beşte birini etkileyen ve resmi rakamlara göre 50 bin kaybımızın olduğu Kahramanmaraş depreminin üzerinden henüz iki ay geçmiş bulunuyor.

Ölüm ve yoksulluk hayatımıza damga vurdu, vuruyor. Tüm toplumca derin bir travma yaşıyoruz. Yas içindeyiz. Geleceğe dair umutlarımızı kaybettik.

Seçim dönemi boyunca siyasi partilerin, cumhurbaşkanı ve milletvekili adaylarının seslendikleri kitlenin ruh halini bilmesinde sonsuz fayda var. Bu dönem süresince ne söylendiği kadar, nasıl söylendiği de büyük önem taşıyor.

Bugün metropol illerinde yaşayan seçmenlerin beşte dördünden fazlası kendisini stresli, kaygılı ve üzgün ve dörtte üçü de sinirli olarak tanımlıyor (1). Son derece hassas ve kırılgan bir ruh halimiz var. Toplumca travmanın tüm belirtilerini taşıyoruz ve hiç bu denli dibe vurmamıştık.

Üstüne üstlük bu ruh halinden kurtulmak için neredeyse hiçbir şey yapmıyoruz. Metropollü seçmenlerin yüzde 59’u içinde bulunduğu ruh halinden çıkmak için son üç ayda bir şeyler yapmaya çabalarken, geri kalan yüzde 41’i bu konuda hiçbir çaba göstermemiş. Çaba gösterenler özellikle kadınlar ve üst sosyo-ekonomik sınıf mensuplarıyken, yüzde 41’i daha çok gençler ve erkekler oluşturuyor.

Bu genel ruh halimizin dışında metropollü seçmenlerin içinde bulundukları ruh halini daha iyi anlayabilmek, daha derine inebilmek adına ruh dünyalarını geniş bir duygu durumu spektrumunda da değerlendirmek gerekiyor.

Olumlusuyla olumsuzuyla 36 farklı duygu durumu arasında bugün ruh dünyamıza şekil veren duygular ağırlıklı olarak olumsuz duygular. Bugün kendimizi özellikle endişeli, zihni karışmış, güvensiz, bunalımlı ve çaresiz hissediyoruz. Bu beş duygu durumunu takip eden bir diğer his de kızgınlık. Hayatımızda neredeyse hiçbir pozitif duygu durumu yok.

Endişe özellikle kadınların duygu dünyasına damga varıyor. Bununla birlikte kadınların duygu durumunda olumlu hisler erkeklere kıyasla daha büyük bir çeşitlilik gösteriyor ve göreceli olarak daha yoğun yaşanıyor. Ancak, bunlar da varla yok arasında.

İçinde bulunduğumuz ve uzun süredir devam eden bu ruh hali karşılığını Birleşmiş Milletler tarafından onuncu kez hazırlanan Dünya Mutluluk Raporu’nda da buluyor. Ülkeleri mutluluk düzeyine göre değerlendiren ve sıralayan bu rapora göre ülkemiz 137 ülke arasında 106. sırada yer alıyor. Bir üstümüzde Namibya ve bir altımız da Gana yer alıyor.

2023 seçimlerine bu karamsar ruh hali ve gelecekten umudunu yitirmiş, travmalardan mağdur bir seçmen kitlesi olarak giriyoruz. Siyasi partilere ve siyasetçilere duyurulur.

●●●

(1) Sia Insight tarafından Marketing Türkiye dergisi için gerçekleştirilen Türkiye’nin Duygusal Fay Hatları Araştırması (Mart 2023). Araştırma üç büyük ilde yaşayan 18-45 yaş grubu 400 tüketici ile 15 – 17 Mart 2023 tarihleri arasında online bilgi toplama yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hüseyin Tapınç Arşivi

Ayna

21 Mart 2024 Perşembe 07:00