Uzayda sıradan bir yaşam

Alper Gezeravcı adlı F-16 pilotu, uzayı insan gözüyle gören ilk Türk olmuştu. Övündük, gurur duyduk, manşetlere taşıdık, ekranlara konuk ettik. Ve şimdiden unuttuk.

Sorun bakalım liseli gençlere, Gezeravcı’yı tanıyacaklar mı? Belki soyadına bakıp attığını vuran bir avcı sanacaklar!

Halbuki ondan önce uzaya “Astronot Niyazi” gitmiş, onun öykülerini Devekuşu Kabere’de kahkahalarla izlemiştik! Bir komedi kahramanı olan Niyazi’yi hala hatırlıyoruz ama gerçek astronotumuzu çoktan unuttuk bile.

Neyse, bu ciddi yolculuğu fazla sulandırmayalım, konumuza dönelim.

Uzay yolculuğumuzun faturası biraz tuzlu olmuştu. Şimdi ABD yönetiminin ikinci adamı, çocuk fabrikatörü (14. çocuğu da doğdu), Başkan Trump’ın kankası Elon Musk’a 55 milyon dolar bilet parası ödemiştik. Artı, diğer masraflar. Söylendiğine göre 75 milyon doları bulmuştu toplam maliyet.

Olsun.

alper-ekip.jpeg

PARSEL PARSEL UZAY!

Kıymetli Türk büyüğümüz ne demişti: “İtibardan tasarruf olmaz!”

Biz de bu sözün peşine takılıp elimizi cömert tutmuş, onca yoksulluğa, açlığa, hayat pahalılığına rağmen, bu rakamı tıkır tıkır ödemiştik!

Uzay yarışında geri kalmak bir Türk’e yakışır mıydı hiç?

Gezeravcı’yı uzaya götüren kapsül, bugüne kadar Uzay İstasyonu’na 26 uçuş yapmıştı. Bu uçuşlarla istasyona çeşitli ülkelerden 65’i kadın olmak üzere 570 astronot taşımıştı.

Minibüs misali!

Bunca ülke arasında adımızın anılmaması, biraz itibar kırıcı gelmiyor mu size?

Neyse!

Halbuki aynı kapsül, parasını bastıran birkaç iş adamını da Uzay Kapsülüne götürmüştü.

Bizim iş adamlarımız, sanayicilerimiz, müteahhitlerimiz, birer bilet alıp adamlarını yukarıya gönderip kendi işleri ile ilgili araştırmalar yaptıramazlar mıydı?

Özellikle müteahhitlerimiz, uzayın nasıl parselleneceği konusunda önemli tespitlerde bulunabilirlerdi!

Astronotumuz istasyonda tam 13 deney yapmıştı.

Mutlaka önemli deneylerdi ama bilimsel bilgi birikimim, bunlar hakkında bir yorum yapmamı engelliyor!

Bu deneylerin ne olduğu, kimin işine yaradığı da açıklanmadı zaten. Açıklansa bile aklımızda tutacağımızdan emin değilim.

Nedense bilimsel açıklamalar, beynimizin kıvrımları arasına giremiyor!

alper-deney.jpg

MERAK ETTİĞİM KONULAR

Bir korkumu dillendirip benim merak ettiğim konulara değineceğim.

Korkum şu: Bu ciddi yolculuk, önümüzdeki seçimlerde propaganda malzemesi yapılıp Tayyip Bey’in seçilmesine destek olarak kullanılacak mı?

Benim aklımı fikrimi meşgul eden soruların bilimle pek ilgisi yok. Sıradan insanların, sıradan merakları.

Şöyle ki:

Acaba yer çekimsiz ortam, iştah üzerinde olumlu-olumsuz bir rol oynuyor mu? Yani obeziteye bir çözüm bulunabilir mi?

Eğer olumlu sonuç veriyorsa, dünyada yer çekimsiz spor salonları kurulabilir mi?

Veya uzaya “diyet turları” düzenlenebilir mi?

Yer çekimsiz ortamda, mide kaslarının çalışma düzeni nasıl oluyor? Başıboş kalan kaslar, hazım ve dışkılama konusunda bir değişim gösteriyorlar mı?

Sabah, öğle ve akşam yemeği menülerinde neler var? Menüler her gün değişiyor mu?

İstasyonun bir lokantası var mı? Yoksa bulduğun boş zamanda ağzına bir şeyler mi tıkıştırıyorsun? Yemekler hap halinde mi? Her öğünün başka bir hapı mı var?

Beslenmede dini tercihlere dikkat ediliyor mu? Örneğin domuz eti yemeyen Alper kardeşimize veya et yemeyen vejetaryen Hintli bir astronota özel menü çıkıyor mu?

İstasyonun barı var mı? İş bitince, “Hadi bir iki kadeh parlatalım” denebiliyor mu? İçkiyi fazla kaçırıp olay çıkaranlara karşı ne gibi önlemler alınıyor?

İstasyonun koridorlarında, yemeğe geç kalanlar için seyyar yemek arabaları geziniyor mu?

SORULAR ZİRZOP AMA…

Kuru gıda ile beslenme kabızlığa neden oluyor mu?

İstasyonda daha uzun (örneğin bir yıl) kalan astronotlar arasındaki aşk ilişkilerine göz yumuluyor mu?

Tedbirsiz kadın astronotlara kürtaj konusunda yardım ediliyor mu? Çocuk doğarsa hangi ülkenin vatandaşı oluyor?

Dünyanın seyredildiği küçük pencerenin önünde fazla kalana, “Hop hemşerim, haftayım oldu, çekil de biraz da biz seyredelim” deniyor mu?

Birbirine düşman olan ülke astronotları arasında “yan baktın” kavgaları oluyor mu?

Yerçekimsiz ortam, rüyaları etkiliyor mu?

Çekimsiz ortamda, kemikler uzuyor mu? Yani bu deneylerden çıkan sonuçlarla, kısa boyluluğa karşı herhangi bir çözüm üretilebilir mi?

Yerçekimsiz ortam özellikle erkeklerde seksi nasıl etkiliyor? Yani bazı organlar, yerçekimine karşı ne tür direniş gösteriyorlar?

Daha birçok “zirzop” soru var ama işi fazla uzatmayalım.

Niye bu soruları sordum?

Çünkü bunlar, bugünlerde başınıza “dert açmayacak” sorular da ondan!

Ayrıca bu sorduklarımın hepsi, ciddi sorulardır. Çünkü günün birinde uzayda yaşamaya mecbur kalırsak, bunların yanıtı, günlük yaşamda bize yardımcı olacaktır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Yaşin Arşivi