Barışcan İğrek

Barışcan İğrek

Yorgunluk Galatasaray’ı etkiledi

Trendyol Süper Lig ve UEFA Şampiyonlar Ligi’nde üst üste aldığı galibiyetler ile yoluna fire vermeden devam eden Galatasaray ile yeni teknik direktörü Sergen Yalçın önderliğinde yepyeni bir başlangıç yapan ve yenilgiye tahammülü olmayan Beşiktaş, Süper Lig’in 8.haftasında RAMS Park Stadyumu’nda karşı karşıya geldi.

Geçtiğimiz hafta içi, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 2.haftasında RAMS Park Stadyumu’nda karşılaştığı İngiliz temsilcisi Liverpool’u 1-0’lık skorla mağlup eden Galatasaray, Beşiktaş maçı öncesinde büyük bir moral ve özgüven depolaması yaşadı. Liverpool karşısında oldukça disiplinli bir futbol ortaya koydu Sarı kırmızılar. Özellikle, savunmada çok iyi bir görüntü ortaya koydular. Karşılaşmanın genelinde, ilk yarıda kaleci Uğurcan Çakır’ın kurtardığı mutlak gol pozisyonu dışında rakiplerine kayda değer bir pozisyon vermediler. Bu ayrıntı, Galatasaray savunması açısından çok önemli bir artı. Türk futboluna yaşattıkları büyük sevinç nedeniyle Galatasaray’a bir kez daha teşekkür ediyorum.

Beşiktaş ise, Süper Lig’in start almasının üzerinden 8 hafta geçmesine rağmen halen takım kimyasını oturtamamış bir takım. Bu durum kendileri için önemli bir handikap. Tüm bu olumsuz etkenlere rağmen ligin geride kalan son iki haftasını galibiyetle tamamladılar. Bu galibiyetlerin getirdiği moralle de Galatasaray deplasmanına geldiler.

Galatasaray- Beşiktaş karşılaşması, her iki takımın artılarını ve eksilerini teraziye koyduğumuz zaman kağıt üzerinde Galatasaray’ın ağır bastığı bir derbi idi.

Karşılaşmanın ilk yarısında, beklentilerin aksine oyunun kontrolü Beşiktaş’ın elindeydi. Savunmada ve hücumda son derece bilinçli ve ne yaptığını bilen bir görüntü sergilediler. Saha avantajı Galatasaray’ın elindeydi ama ilk yarıda çok pasif bir futbol ortaya koydular. Kayda değer tek bir pozisyon bile üretemediler. Sarı Kırmızılıların en büyük hücum silahı olan iki futbolcu Osimhen ve Barış Alper Yılmaz sahada adeta yokları oynadılar. Özellikle Barış Alper Yılmaz, saçma sapan ve etkisiz şut tercihleriyle taraftara saç baş yoldurdu.

12.dakikada Tammy Abraham’ın attığı golle 1-0’lık skor üstünlüğünü sağladı Beşiktaş. Sağ kanatta Vaclav Cerny’in akıl dolu pasıyla topla buluşan Orkun Kökçü’nün Galatasaray kalecisi Uğurcan Çakır’dan seken sert şutunu, santrafor Tammy Abraham net bir vuruşla ağlara gönderdi.

34.dakikada, Galatasaray savunmasının bel kemiği olan stoper Davinson Sanchez kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı. Gelişen Beşiktaş atağında Vaclav Cerny’in ara pasında topla buluşan Rafa Silva’yı, kaleciyle karşı karşıya kalacak iken ayağına çelme takarak düşürdü. Kırmızı kart kararının tartışma gerektirmeyecek kadar doğru olduğunu düşünüyorum.

İlk yarıda sahanın gözüme çarpan en iyi ismi, Beşiktaş’ın sağ kanat oyuncusu Vaclav Cerny oldu. Takımı adına son derece faydalı işler yaptı. Beşiktaş’ın attığı golde, Orkun Kökçü’ye “zeka kokan” bir pas verdi. Kırmızı kart pozisyonunda Rafa Silva’ya müthiş bir ara pası göndererek Galatasaray stoperi Davinson Sanchez’i zor durumda bıraktı ve kırmızı kart görmesini kolaylaştırdı. Bir hücum oyuncusu olmasına rağmen gerektiği zaman savunmaya da yardım eden bir isim. Yaz transfer döneminde Beşiktaş’ın gerçekleştirdiği en iyi transferin Vaclav Cerny olduğunu düşünüyorum.

Mücadelenin ikinci yarısına, 1-0 mağlup olmanın getirdiği reaksiyonla -bir tık- daha istekli başladı Galatasaray. İlk yarıya oranla biraz daha oyuna hükmetme niyetinde idiler. Tabii bu hükmetme eğiliminde, 45-60.dakikalar arasındaki süreçte Beşiktaş’ın oyunu -gereksiz bir şekilde- kendi yarı sahasında kabul etme stratejisinin de payı büyüktü.

Nitekim Sarı Kırmızılılar, 55.dakikada İlkay Gündoğan’ın attığı gol ile skoru 1-1’e getirdiler. Bu golde, Beşiktaş kalecisi Mert Günok ile Beşiktaş ön liberosu Ndidi’nin kolektif bir şekilde yaptıkları bir hata var. Hava zaten yağışlı. Zemin kaygan. Galatasaraylı iki oyuncu pres yapıyor. Böyle bir durumda ayağa pas yaparak hücuma çıkmak mantıklı bir tercih değil.

60.dakikadan sonra pas yaparak oyunun kontrolünü eline almak isteyen bir Beşiktaş izledik. Ancak bu top kontrolü genellikle yan pas, geri pas şeklinde gerçekleşti. Yan pas ve geri pas, nefret ettiğim bir oyun stratejisidir! Galatasaray 10 kişi kalmış, orta sahada Beşiktaş’a büyük boşluklar veriyor. Ancak buna rağmen, Orkun’un ayağına top geliyor, hemen geriye oynuyor. Stoperler Tiago Djalo ve Emirhan Topçu’nun önü bomboş, birbirlerine yan pas yapıyorlar. Sonradan oyuna dahil olan stoper Felix Uduokhai de aynı şekilde... Bu nasıl bir anlayıştır arkadaş! Bu taktiğe, kelimenin tam anlamıyla “bir puanın üzerine yatmak” denir! Yan pas ve geri pas yapa yapa, Galatasaray savunmasındaki boşlukları değerlendiremedi Beşiktaş. İkinci yarıda Beşiktaş’ın girdiği tek pozisyon, 73 dakikada Rafa Silva’nın yakaladığı mutlak gol pozisyonu. Daha fazla yoruma gerek duymuyorum!

Karşılaşmada başka gol olmayınca takımlar sahadan 1-1’lik beraberlikle ayrıldı. Bu beraberlik ile Galatasaray puanını 22’ye, Beşiktaş ise puanını 13’e çıkardı.

Galatasaray-Beşiktaş derbisi, Galatasaray açısından pek iç açıcı bir şekilde sonuçlanmadı. Belki de son 4 senedir, iç sahada bu kadar etkisiz, iştahsız ve üretkenlikten uzak bir Galatasaray izlememiştim. Tabii bu kötü performansta, dört gün önce İstanbul’da oynanan Liverpool maçı sonrası takımda oluşan yorgunluğun da çok büyük bir payı var. Sarı Kırmızılı futbolcular Liverpool maçında büyük bir efor sarf ettiler. Haliyle bu yorgunluk derbiye de yansıdı ve uzun zaman sonra iç sahada bu kadar pasif bir Galatasaray izledik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Barışcan İğrek Arşivi