AY BİR SEN EKSİKTİN!

Fed’in beklendiği gibi yapılan 75 baz puanlık faiz artırımı ve beklenenden daha şahin olan Powell’ın konuşması, TCMB faiz kararının politika faizini indirmek yönünde olması, Rusya’nın ateşi harlandırması, İtalya’da aşırı sağın iktidar yürüyüşü, işleri bizim için fena halde karıştıracak.

Yavaşlayan ve resesyona girmenin eşiğinde gezinen, eş anlı olarak son 40 yılın en yüksek enflasyonu ile mücadele eden Amerika’da Fed’in faiz artırımlarına devam edeceğini öngörmek hiç de zor değil.

Hem enerji fiyatlarının düşmeyeceği gerçeği, hem de gıda fiyatlarındaki yüksek seyir, enflasyonist baskıların ortadan kalkmayacağını gösteriyor.
Bu ne anlama geliyor.

Fed faiz artırımlarına devam edecek.

Koyalım bunu bir kenara.

···

Avrupa’daki ülkeler, birer birer faiz artırmaya devam ediyor. Avrupa Merkez Bankası’nın da eli kulağında.

Koy… Koy bunu da bir kenara.

···

Biz mi?

En çok bunu koy kenara.

Biz faiz indirmeye devam ediyoruz. İndirmeye de devam edeceğiz. “Faydası oluyor mu?” diye soracak olursanız; rakamlara bakınca bence olmuyor. Bir önceki aydan fazla enflasyon çıkıyor çünkü.

···

Rusya’nın kısmi seferberlik ilan etmesi, dünyadaki savaş tehditlerinin artması, uzun zamandır gündemimizde olmakla birlikte uzunca bir zaman da gündemimizde olacak.

Haydi, koyduk bunu da bir kenara.

···

İtalya’da seçimleri, sağ ittifak koalisyonu lideri Giorgia Meloni, kazandı. İtalya’da 1945’ten, yani 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez adı faşizmle anılan bir parti seçim zaferi elde etmiş oldu. İlk iş, yüklendiği ülke Fransa, kişi ise Macron oldu. Şu halde Avrupa Birliği’nin birliğine, dirliğine ilişkin endişeler artacak gibi duruyor. Meloni’nin aynı zamanda Ukrayna yanlısı olduğunu, mülteci karşıtı olduğunu da biliyoruz. Türkiye’ye de dost olduğunu söyleyemeyiz.

Bunu da koyduk kenara.

···

Tüm bu gelişmeler alt alta üst üste toplandığında, Türkiye açısından bazı riskler ön plana çıkıyor. Doların tüm dünyada güçlenmesiyle birlikte dolar endeksinin 114’ü aşması, “Euro/Dolar Paritesi”nin 0.96’lara gerilemesi, ithalatını dolar ile ihracatını da ağırlıklı olarak Euro ile yapan Türkiye için kötü haber.

Bir kötü haber de daralan pazarlar kısmı.

Resesyona düşeyazan ülkeler haliyle taleplerini erteliyor. Doğalgaz konusu Avrupa ülkeleri ve onların ekonomileri için çok ciddi bir risk. Doğalgazın yaklaşık %20’si ısınma amaçlı kullanılıyor. Esas gaz tüketimi sanayi tarafında. Dünya genelinde sıkı para politikası uygulanıyor. Bu da paranın eskisi kadar çok olmayacağı anlamı taşıyor.

Yabancı yatırımcının gelmesi de gitgide zorlaşıyor.

Yerli yatırımcınınsa bence kafası biraz karışık son günlerde.

Reel faiz makası açıldıkça enflasyonun altında ezilmek istemeyen yatırımcı, tasarruflarını borsada değerlendirmeye başlamıştı. Ancak aşırı volatilite bu yatırımcıların bazılarında çok doğal olarak önemli bir taşikardiye sebep oldu.

Diğer yandan kur korumalı mevduatın ne zaman biteceğine dair net bir takvimin olmaması, biterken nasıl bir çıkış planı izleneceğinin bilinmemesi de başka bir kafa karışıklığı.

Mesela çözülen bu mevduat tekrar kur korumalı yapılmayacaksa dövize kaymayacağına kim garanti verebilir?

“İçimizi kararttın Mine” diyenler için dünya açısından kötü ama bizim için “fiyatlaması” iyi olacak bir haberle bitireyim.

Şu Rusya meselesi.

Kısmi seferberlik ve savaş yanlısı söylemleri, ilhak edeceğine ilişkin iddiaları bölgeden kaçışları beraberinde getiriyor. Enerji fiyatlarındaki artış da düşünüldüğünde, güvenlik, hava koşulları ve kur açısından görece ucuz kalan Türkiye turizmi ve özellikle güney sahillerinde gayrimenkul piyasası için bir şans olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mine Uzun Arşivi