Besim Güçtenkorkmaz

Besim Güçtenkorkmaz

Gökyüzü Kadınları

Kadınlar, en zor mesleklerden birisine daha el attılar. Yükselen inşaatların en önemli unsurlarından birisi olan ‘Kule Vinçleri’ de yönetiyorlar. Yerden yüzlerce metre yüksekte. Küçücük bir kabinde ve orada kurdukları kendi dünyalarında.

Kule vinçlere çıkmak için önce ciddi anlamda tırmanmak gerek. O çelik demirlerin arasındaki demir basamakları dikkatle kullanarak uzun bir yürüyüşten sonra kumanda odasına ulaşılabiliyor. Bu küçücük kabine çıktıktan sonra, ancak hava kararıp iş bitince aşağıya inilebiliyor. Bitmeyen merdivenlerden çıkıp inmek o kadar yorucu ki, gün içinde kimse bu zorluğa iki kere katlanmak istemiyor.

Kule vinç kadınlarının zorlu yaşamını anlayabilmek için, üç çocuk annesi Fatma Hatıl’ın Ankara’nın Çubuk ilçesinde çalıştığı şantiyeye konuk oldum. İş bitimine daha bir saati olduğu için, ilk selamı kulenin tepesinden gelen telefonla aldım. Kafamı kaldırıp kuledeki küçük kumanda odasına baktığımda, Esenboğa’dan havalanan bir yolcu uçağı kule vincin az üzerinden geçiyordu.

dsc-3291.jpg

Kule vinçlerin kadın çalışanları olarak şimdilik 6 kişiler. Birisi İzmir’de ikisi ise Ankara inşaatlarında gökyüzünü delen kule vinçleri yönetiyor. Ama hep aynı yerde değiller. Nerede ne zaman iş bulurlarsa o şehre gidiyorlar. Fatma Hatıl Ankara’ya, İzmir’deki bir işten sonra geldiğini anlatıyor.

Aşağıdaki ustalar ellerindeki telsizle Fatma Hatıl’a hangi malzemenin nereye taşınacağını söylüyor, o da söyleneni yapıp, vincin ucundaki halkalara bağlanan tonlarca ağırlığı oradan oraya özenle yer değiştiriyor.

İşi bitince kulenin merdivenlerinden çok dikkatlice inip yanıma geldi. Telefonda konuşmuştuk ama ilk defa karşılaşıyorduk. Ayağında bot, üzerinde kalın bir mont ve sanki keçeden yapılmış çok kalın bir pantolon vardı. Yüzü ise bolca kremliydi.

Giysilerini sorunca, yerden o kadar yüksekte ve rüzgara açık alanda havanın çok daha soğuk olduğunu, üşümemek için kat kat giyinmeleri gerektiğini anlattı. Ama her tarafı cam olan kabinde kışın bile yüzünü ve ellerini güneşten korumaya çalıştığını, bunun için özellikle yüzüne bolca güneş kremi sürmesi gerektiğini söyledi.

dsc-3246.jpg

Hayata muhasebeci olarak başlamış Fatma Hatıl. Evlendikten sonra tekstil atölyesinde çalışmış. Eşinden ayrıldıktan sonra 3 çocuğunun eğitimini sağlayabilmek için, getirisi oldukça yüksek, “baba mesleği” dediği kule vinç operatörlüğüne soyunmuş. Hem de babasının ısrarla karşı gelmesine rağmen. Kule Vinç operatörü olarak önce ehliyet almak gerekiyormuş. İzmir’de yaşayan Türkiye’nin ilk kadın operatörü Nuray ablasından büyük destek görmüş ve onun yanında bir süre pratik yapmış. Bu meslekte henüz ikinci yılında olduğunu söylüyor. Bazen şantiyelerde kendine ayrılan bir odada bazen de ev kiralayarak çocuklarından uzakta hayat mücadelesi verdiğini belirtiyor. Haftada 7 gün çalıştıkları için, Ankara’yı gezme şansının olmadığını, ama inşaat biter bitmez Anıtkabir’e gitmek istediğini vurguluyor, “Anıtkabir buraya yakın mı?” diye soruyor.

combined-image-12.jpg

24 SAAT AŞAĞI İNMEDEN ÇALIŞTIM

En küçük bir hatanın çok büyük kayıplara neden olabileceği bir noktada çalışıyor. Taşıdığı ağırlığın tonlarca ağırlığını, zaman zaman aşağıda çalışan işçilerin başlarının üzerinden geçirerek yerine ulaştırıyor. İyi dengelenmeyen malzemenin düşmesi halinde büyük faciaların yaşanma riski her zaman var. Can kaybı olmasa bile malzeme kırımı da elbette inşaat için ekonomik kayıp anlamına geliyor.

İnşaatlarda mesai sabah çok erken saatlerde başlıyor. İşin olmazsa olmazı kule vinçlerin de o saatlerde devreye girdiğini, bunun için karanlıkta yollara düştüğünü söylüyor. Soğuk demirleri tutarak yüzlerce metreye demir bir kafesin içinden tırmanarak çıktığını anlatıyor. 10 saate yakın kalacağı 3 metrekarelik kumanda odasında radyosu, kahve ve çay makinası ile klimasının olduğunu söylüyor. Kule Vinci çalıştırdıktan sonra ilk iş olarak, kulenin çengeline bağlanan damacana suyunu yukarıya çekiyor ve güne küçük kabininde kahve ile başlıyor. Öğlen yemeğini de yine vinç aracılığı ile aşağıdan kulesine çekiyor. Yemek molasında, kuledeki koltuğunu yatırarak bir süre uyumaya çalıştığını söylüyor. Malzeme boşaltılırken gelen kamyonların çokluğu nedeniyle bir kez 24 saat hiç aşağıya inmeden çalıştığını anlatıyor. Vinçte kadın olduğunu gören işçilerin önce çok şaşırdığını, ama küfürlü konuşmaların da azaldığını ifade ediyor.

Ve çocuklarına kavuşmak için kışın gelmesini havanın çok soğumasını bekliyor. Çok soğuklarda inşaatlarda çalışma yapılamadığı için, buz tutan günlerin sayısının artmasını ve o günleri çocuklarıyla geçirmeyi istiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Besim Güçtenkorkmaz Arşivi