Hitler’in kadınları: Geli Raubal & Eva Braun

Bugün Hitler’in doğduğu gün. Dünyamız benzer bıyıklılar ve sarmanlarla rehin alınmışken ben de führer’in kişisel hayatını araştırıp hayatındaki kadınları yazmaya karar verdim. Hitler’e yakından bakınca, bir nevi narsisistik kişilik bozukluğu testi yapıyor, günümüzdeki liderlerle ne kadar benzeştiklerini de görebiliyoruz.

Siyasi olarak hiç ses çıkarmamış. İnsanlar fırınlara atılıp dünyayı fethetmeye hazırlanan bir sevgiliyle birlikte olurken olup bitenden ne kadar bihaber olabilirsiniz?

Hitler gibi narsistlerin çocukluklarına baktığınızda, genellikle sevgisizlikle büyümüş, ebeveynleri tarafından ezilmiş, empati kurma yetisinden yoksun, her şeyi en iyi kendilerinin bildiğini sanan, kompleksli zavallılarla karşılaşıyoruz. Aslında çok korkaklar o yüzden böyle böğürürcesine kükrüyorlar.

Freud bile bunları muayene etmeyi reddediyor zira narsistlerin ortak özelliği, kendilerinde kusur bulmadıkları gibi bir illetlerini kabul etmemeleri. Yani tedavi edilemiyorlar.

Özel hayatlarında da iş sahalarında da her şeyi kontrol etmek isteyen, kıskanç, sahiplenici kişiler.

BİRAHANELERDE BAŞLAYAN HİTABET ÜSTATLIĞI

Ve evet, genellikle çok karizmatik ve iyi konuşmacılar- kendilerini iyi satıyorlar.

Kulağa çok tanıdık geliyor değil mi? Narsisizmin 70’lerden beri en büyük pandemi olduğunu söyleyenler var çünkü bu hastalık ergen kalan toplumlarda kontrol edilmeyip sosyal medya gibi araçlarla önü açılınca yükselişi önlenemez oluyor.

Şuna eminim, Çin malı gibi hepimiz hayatımızda bir narsistle çarpıştık.

Hitler’in özel hayatını okuyunca, bir nevi narsisistik kişilik bozukluğu testinin sağlamasını yapıyor, dünyamızdaki diğer egomanyak liderlerle paralelliklerini gözlemliyoruz.

Hitler, Münih’teki birahanelerde başlayan hitabet üstatlığı sayesinde tanınmaya başlayınca, “kadınların rüyalarını süsleyen tek adam” imajı inşa etmek için kişisel hayatını gizli tutmaya çalıştı. O yüzden de daha sonraları onun gençliğini araştırmaya çalışan tarihçiler ve gazeteciler çıkmazlara girip muhaliflerinin dedikodu mahiyetindeki yazılarına başvurmak ve spekülatif edebiyat yapmak durumunda kaldılar.

‘HAYATIMIN AŞKI…’

Hitler’in hem kendisi, hem de yakın çevresindeki Nazi propagandistleri onu gizlemeyi, onunla ilgili belgeleri imha etmeyi görev bildiler. Buna rağmen en az iki kadını tarihe kaldı. Ama bunlardan birincisi olan, ‘Hayatımın aşkı’ dediği iddia edilen Geli Raubal ile ilgili çok fazla boşluk dolayısıyla pek çok teori var.

Geli Raubal, Adolf Hitler’in üvey kız kardeşi Angela Hitler’in öz kızıydı. Yani yeğeniydi.

Angela Hitler 1925 yılında Hitler’in Münih’teki evine çeki düzen verip ortalığı toparlamak için Hitler’in yanına taşındıktan kısa bir süre sonra kızı Geli’yi de yanına alıyor. Geli hiçbir zaman bitiremediği üniversiteye burada başlıyor. Bundan sonrası Hitchcock kıvamında bir takıntı hikâyesine dönüşüyor. 1920’lerin sonunda 40’ına merdiven dayamış Hitler, Geli’nin her şeyini kontrol altına alıyor…

Delirmiş bir şekilde kızın giyiminden kuşamına, nereye gittiğinden kiminle görüştüğüne, neler yaptığına kadar hayatının her alanını kaplayıp ona müdahale ediyor.

geli.jpg

SADO-MAZOŞİST VE CİNSEL BİR İLİŞKİ

Joachim Fest ve Ian Kershaw gibi bazı biyograflar Hitler ve Geli’nin sado-mazoşist ve cinsel bir ilişki yaşadıklarını düşünüyor.

Hitler’den hiç hazzetmeyen siyasi rakibi Otto Strasser’e göre Hitler, Geli’yi aşağılayıp onu yapmak istemediği şeylere zorluyordu.

Tüm bu yazılıp çizilenler hiçbir zaman kanıtlanamıyor, ortada olabilecek tüm belgeler yok edilmiş. Ama Hitler Nazi partisinde yükselirken Geli’ye hapishane hayatı yaşatmaya başlattığı gerçeği var.

Geli, 1927 yılında Hitler’in şoförü Emil Maurice ile ilişki yaşamaya başlayınca Hitler ilişkilerini sonlandırıp şoförünü işten atıyor. Bir başka dedikoduya göre Geli’nin Yahudi bir sevgilisi var.

Sonuçta ilişkisi hangi düzeyde olursa olsun Hitler’in Geli konusunda obsesif olduğu kesin.

PES ETTİĞİ GÜN GELİ ÖLÜYOR

Hitler, Geli’nin hayatındaki her konuyla yakinen ilgileniyor, o kadar ki ‘Kız yalnız başına evden çıkamaz hale gelmişti’ deniliyor.

Sonunda Geli pes ediyor ve Viyana’ya gidip orada şan dersleri alacağını söylüyor. 18 Eylül 1931 tarihinde Hitler ile Geli bu yüzden kavga ediyor çünkü Hitler Geli’nin Viyana’ya gitmesine izin vermiyor.

Ve Geli o gün ölüyor.

Ertesi sabah kızı Hitler’in tabancasıyla akciğerlerinden vurulmuş vaziyette ölü buluyorlar.

Daha 23 yaşında. Tabii haberler çıkıyor.

Kimileri Hitler’in kızı öldürdüğü ya da öldürttüğü, kimileriyse kızın intihar ettiğini yazıyor.

VE TABİİ Kİ DOSYA KAPATILIYOR

Bazıları Geli’nin belki Hitler’den hamile olduğunu söylüyor. Hitler mezarına iki gün sonra gidiyor ve ciddi bir depresyona girer gibi oluyor ama sonraları kendini siyasete veriyor.

Tarihçi William L. Shirer’a göre Geli, Hitler’in hayatta tek sevdiği kadın. Reich’daki makam odasında hep fotoğrafları bulunuyor, Hitler’in evindeki odasına dokunulmayıp müze gibi korunuyor.

Ve pek tabii ki dosya kapatılıyor ve Hitler tek adama dönüşünce zaten özgür basın diye bir şey kalmadığı için kimse konunun üzerine gidemiyor.

ÇOK GEÇMEDEN EVA BRAUN İLE TANIŞIYOR

Hitler’in ikinci kadını Eva Braun çok geçmeden beliriyor. Ama Eva, Geli’den çok farklı.

1912 doğumlu Eva daha 17 yaşındayken kendinden 23 yaş büyük Hitler ile 1929’da tanışıyor.

Hitler’in fotoğrafçısının yanında asistanlık yaparak führer’in yakın çevresine giriyor. Saçlarını platinyum sarısına boyatınca Hitler’in dikkatini çekiyor.

Geli öldükten/öldürüldükten hemen sonra Eva Hitler’in hayatına giriyor.

O Geli’den çok farklı, psikologların “narsist eşi” dedikleri türden Hitler’e hayran bir kadın.

İKİ KEZ İNTİHAR GİRİŞİMİ

O kadar ki Geli’nin ölümünden bir sene sonra, 1932’de Hitler kendisiyle çok ilgilenmediği için kendini babasının silahıyla kalbinden vuruyor ama kurtuluyor.

Eva iyileştikten sonra Hitler ile daha bir yakınlaşıyor- ne de olsa bu kadın uğruna ölmeye hazır bir kadın.

Tam narsistlik.

Eva 1935 yılında Hitler kendisiyle daha çok ilgilensin diye bir kez daha intihara kalkışıyor. Bu sefer aşırı dozda uyku hapıyla deniyor.

Sonuç, Hitler’in yanına Berghof’a taşınıyor.

Hitler halkın içindeyken ya da siyasi konuşmalar yapmak için ortalardayken Eva ile hiçbir zaman yan yana gelmiyor. ne de olsa Propaganda Bakanı Goebbels vb. tarafından ulaşılmaz ilah, cool yalnız adam imajı çizilmeye çalışılıyor. Ama Hitler nerede yaşasa Eva da orada oluyor.

Bunu sadece halk değil en yakın halka dışında kimse bilmiyor.

Zaten Nazi ideallerine göre kadının yeri evde, dolayısıyla Eva ne bir toplantıya, ne de bir mitinge katılıyor.

Pek de meraklı değil zaten.

adolf-hitler-taking-tea-with-eva-braun-in-bavaria-april-1935-1-of-5-id-242-eb-9-25a.jpg

LÜKS DÜŞKÜNÜ, APOLİTİK KADIN

Günlüklerinden ortaya çıkanlara göre modaya, makyaja, fotoğrafa ve sinemaya meraklı lüks düşkünü apolitik bir kadın.

Hitler kendisine ve kız kardeşine villalar tahsis ediyor. Belki de Hitler ile tek takışması 1929 krizinde makyaj malzemelerinin ihracatının durdurulması mevzu bahis olunca.

Bazı tarihçiler Eva’yı hoş ve boş olarak yorumlamış.

Siyasi olarak hiç ses çıkarmamış. İnsanlar fırınlara atılıp dünyayı fethetmeye hazırlanan bir sevgiliyle birlikte olurken olup bitenden ne kadar bihaber olabilirsiniz?

Belli değil.

Ama Neville Chamberlain, Hitler’in Münih’teki evindeki koltuğunda otururken fotoğrafına bakarak “O koltukta neler yaptık bir bilseler” dediği de kayda geçmiş!

ALMAN HALKI İLİŞKİYİ BİLMİYORDU

Şu bir gerçek ki Alman halkı Rus orduları Berlin’e girerken intihar etmeye karar verdikten sonra Hitler ve Eva Braun ilişkisinden haberdar oluyor.

1945 Nisanı’nda intihar etmeden bir gün önce Hitler ve Eva gece yarısı evleniyor. Yanlarında Goebbels gibi birkaç yakınları var sadece. 30 Nisan’da Hitler, köpeklerine bakan adama kurt köpeği Blondi’yi ve Eva’nın iki köpeğini vurdurtuyor. Ardından Eva siyanür kapsülü yutuyor, Hitler de başına silahını dayıyor ve intihar ediyor.

SADECE DİŞLERİ BULUNUYOR

Ruslar şehre girdiklerinde kendilerinden hiçbir şey kalmasın diye Hitler adamlarına kendisini ve Eva’yı arka kapıdan çıkartıp bahçede yakmasını emrettiği için harfiyen uygulanıyor. Ruslar sadece dişlerini buluyor.

Geriye baktığımızda, tarihin başka türlü yazılmaya çalışılıp bazı şeylerin engellenemediğini görüyoruz.

Yine de Hitler’in özel yaşamına dair yazılan onca şey, çekilen onca belgesel ve filmden anlaşıldığı üzere ilaçlar ve uyuşturucularla ayakta duran, gittikçe paranoyaklaşıp yalnızlaşan, kendi bildiğini okuyup başka fikirlere tahammül edemeyen bir adam olarak kadınlarını pasif ve geri planda tercih ediyor.

Sonunda da aradığını bulmuş görünüyor.

Bu kadıncağızlara boşuna “narsist eşi” denilmiyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Pelin Batu Arşivi