Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

İstanbul’a, kendine, aslında hayata tutunmaya çalışmak…

“Sadece bu şehirden kurtulmayı hayal ediyorum” diye başlayan bir hikâye aslında bu! Hangi şehir olduğu önemli değil, kendini ait hissetmediğin bir şehir hatta zamanla ülke bile olabiliyor bu.

Reşat Ekrem Koçu tarafından yazılan ve tamamlanamayan bir kültür ansiklopedisinden referansıyla Selman Nacar bize öyle bir kişisel kendi ansiklopedimizi yazma hikâyesi sunuyor ki bugüne kadar yapılmış Netflix yerli yapımlar içerisindeki en iyi proje diyebilirim.

O kadar iyi ki İstanbul başrolde ve bütün karakterlere öyle bir eşlik ediyor ki İstanbul ile birlikte herkes kendini sorguluyor, tanımaya çalışıyor. Onlara her türlü eylemi yaptıran İstanbul; hem kendini çok sevdiren hem kendinden nefret ettiren de İstanbul.

Tarihçi ve yazar Reşad Ekrem Koçu’nun kentin muazzam kütüğünü çıkarma arzusuyla 1944’ten 1973’e dek aralıklarla yayımladığı İstanbul Ansiklopedisi’nden yola çıkarak Selman Nacar öyle başarılı bir dünya kuruyor ki, o dünyadaki yerinize izleyici olarak başlıyor ama sonrasında onun içinde hissediyorsunuz.

Sanki bir ansiklopedinin sayfaları içinde Selman’ın yazdığı her diyaloğun anlamında kalıyorsunuz. İzlediğiniz şeyin altını kurşun kalemle çizemezsiniz elbette ama tükenmez bir kalemle notlar alırken buluyorsunuz kendinizi. Çünkü anlattığı hangi yaştan olursanız olun kendi olmaya çalışan sizsiniz ama kendinden kaçamayan da... İnsanın köklerinden bugüne getirdiği kendini, kimlik edinme ve var olma duygusunu; aile, şehirler, mekânlar, çevre, inanç faktörü üzerinden çok boyutlu sorgulatarak veriyor.

ansilopedi-afis.jpg

Nesrin ve Zehra’nın hikâyesinin içinde, kendi hikayemizin peşine düşüyoruz

İstanbul’dan nefret eden bir Nesrin, kişisel tarihini değiştirmek için İstanbul’a gelen Zehra ile ilişkisi odağında diğer karakterlerle birlikte insanın kimlik ve yer edinme arayışını izliyoruz.

8 bölümden oluşun dizinin temel derdi; kimliğini bulmak, kimliğinden kaçmak, kimliksizlik içinde kalmak, edindiğin kimlikle yaşamak içinde gelip gidiyor. Nesrin geçmişteki kendini Zehra’da, Zehra ise gelecekteki kendini Nesrin’de görüyor. Geçmiş onları bir arada tutarken gelecekteki değişimi ve dönüşümü simgeliyor adeta tüm yaşananlar. Nesrin kendi öz eleştirisinde şöyle diyor; “Kaçınca mutlu olacağımı düşünürdüm ama öyle olmadı…”

Selman Nacar yazdı ve yönetti!

‘İstanbul Ansiklopedisi’ Netflix’te yayında. Selman Nacar yazdı ve yönetti. Yapımcıları Timur Savcı ve Burak Sağyaşar. Uygulayıcı yapımcısı olarak sevdiğim arkadaşım İpek Erden de yer alıyor. Nesrin rolünde Canan Ergüder, Zehra rolünde Helin Kandemir var ve o kadar iyi oynuyorlar ki çok çok başarılılar. Zehra’nın annesi rolünü oynayan oyuncuyu buradan yazmak istemedim, izlerken sürpriz olsun. Oyuncu kadrosunda özlediğimiz bir isim Müjde Ar’ı izlemek ise çok özeldi. Dizide ayrıca Nezaket Erden, Tolga Tekin, Kaan Miraç Sezen yer alıyor.

‘İstanbul Ansiklopedisi’ dizisini lütfen izleyin.

Diziyi izledikten sonra herkes kendi ansiklopedisini hazırlayacak eminim…

Not aldığım sayısız cümlelerden biriyle yazımı bitirirken Selman Nacar’ı kalemine ve duyguna sağlık diyerek alkışlıyorum. Emeği geçen bütün ekibe teşekkürlerimi sunuyorum.

“Umarım bu ülkeye dair öğreneceklerim bir gün biter ve sadece yaşamaya odaklanabilirim.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi