
Gönç Selen
Kendinize gelin!
Artık bilmiyorum kaçıncı kez oldu ama yine oldu. Cuma akşamüstü bu ülkede ‘Bu kadarı da olmaz’ denilen bir şey daha oldu. Atatürk’ün ordusundan Cumhuriyet’i emanet ettiği gençler kovuldu. Atatürk’ün ordusundan ilim, irfan, vicdan, akıl, ülkenin istikbali kovuldu. Atatürk’ün ordusundan Atatürk kovuldu.
Evet… Atatürk ordudan kovuldu. Peki kovuldu da ne oldu? Hiçbir şey… Teğmenler hakkında soruşturma başlatıldığı anda, bırakın başlamasını, onlar hakkında ‘soruşturma’ kelimesi ağızlardan çıktığı anda yeri yerinden oynatması gerekenler ne yaptı? Ne yapıyor?
Biri gitmiş Çağlayan adliyesinde kendisi hakkında açılan soruşturmayı protesto ediyor, öteki kalkmış “Biz iktidara gelince teğmenleri görevine iade edeceğiz” diyor. Bazıları çıkmış televizyonda “Bu haksız, adaletsiz ihraç…” gibi laflar ediyor.
Kendinize gelin beyler, bayanlar… Kendinize gelin!!! O ordudan atılan Atatürk’ün ta kendisiyken, ilim, irfan, akıl hatta Cumhuriyet ordudan kovulmuşken; sizin yaptıklarınız, yapacaklarınız, yapabildikleriniz bu kadar mı?
AKP BİLDİĞİNİZ GİBİ
Siz AKP’nin yaptıklarına hâlâ şaşkınlıkla bakarken, hâlâ “Aklımızla alay ediyorlar” diye sığ sığ gevelerken Atatürk’e ‘kırmızı kart’ gösteriyorlar.
Siz ne yapıyorsunuz?
Emin olun az kaldı. Yakında Atatürkçüler terörist ilan edilecek siz yine şaşıracaksınız. Bazılarınız çıkacak “operasyon çekiliyor” diyecek. Adamlar 50 senedir operasyondalar. Günaydın!
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni altı temel kavram üzerine inşa etti. Hani sizin de mensubu olduğunuz partinin ilkeleri, yani var oluş nedeni olan 6 ilke var ya... Onlardan bahsediyorum.
Hatırlamak ister misiniz?
1. Cumhuriyetçilik, 2. Milliyetçilik, 3. Halkçılık, 4. Devletçilik, 5. Laiklik, 6. Devrimcilik.
İşte AKP en başından beri bunlara saldırıyordu siz uyurken.
Siz gündelik politikaların peşinde koşarken, birbirinizi yerken, onlar sizin var oluş nedenlerinizi parça pinçik etmekle uğraşıyordu.
İlk ilkeniz olan Cumhuriyet’e bir bakın bakalım ne hâle geldi?
Milliyetçilik, “Biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık” diyenlerin elinde oyuncak oldu.
Halkın ne durumda olduğunu hiç konuşmayalım isterseniz, zira sayfalar, ciltler, kütüphaneler yetmez bunu anlatmaya.
Devletin kurumları liyakatsizlerle, kendi işinin peşinde koşanlarla dolmuş, devletin neredeyse hiçbir kurumuna güven kalmamış.
Laiklik desen bazı soytarılar tarafından ‘masaya yatırılmış’, sorgulanacakmış.
Devrimcilik karşı devrim olmuş…
Sakın AKP’yi suçlamaya kalkmayın. Onlar daha en başından niyetlerini söylediler. Bunları yapacakları gün gibi ortadaydı.
Esas problem “Atatürk bizim kırmızı çizgimizdir” diyenlerde.
KIRMIZI ÇİZGİNİZ YANLIŞ YERDE
Bunu daha önce ‘Bu bir Atatürk değildir’ başlıklı yazımda da belirtmiştim, tekrar etmek lazım. Kırmızı çizgi sınırdır değil mi? “Burası son nokta, buradan ileriye gidemez, bu sınırı geçemezsin” demektir. “Atatürk bizim kırmızı çizgimizdir” diyen CHP’lilere o yazıda da söylemiştim, bu yazıda da sesleniyorum.
Kırmızı çizginizi (sınırınızı) bu kadar geriye koyamazsınız.
Sizin kırmızı çizginizde 6 ilke yoksa, demokrasi, adalet yoksa sınır tanımayanlar Atatürk’e kadar gelir hatta o sınırı da aşar. Şimdi bu kırmızı çizgi meselesini kendimden alıntı yaparak ‘Bu bir Atatürk değildir’ yazısına dönerek hatırlatmak istiyorum.
“…bir soytarı çıkıp “laiklik atık masaya yatırılmalı” dediğinde, “tamam ya… Atatürk’e
gelmedi daha” mı diyorsunuz? “Eski Türkiye bitti, uyanın artık. Biz onlara STK diyoruz” diyen
gericiyi duyunca, “neyse ki kırmızı çizgimizi geçmeye kalkmadı” diye istifaya davet etmekle
mi yetiniyorsunuz? Siz kırmızı çizginizi, başka bir deyişle savunma hattınızı Atatürk’ün hemen
önüne, bir adımcık ötesine mi kurdunuz? Atatürk’e gelene kadar laiklik, Cumhuriyet, demokrasi,
adalet gibi kavramlar sizin kırmızı çizginizin dışında mı? Onlara karşı yapılan her müdahale sizin Atatürk diye bir kırmızı çizginizin aslında olmadığının net bir göstergesi değil mi? Yapmayın… AKP’yi “aklımızla alay ediyor” diye eleştiren kırmızı çizgiciler. Bilmelisiniz
ki o kırmızı çizgiyi nereye çizmeniz gerektiğini göremediğiniz sürece aklınızla alay edilmeye
devam edilecek.”
Evet… Şimdi dönüp bir bakar mısınız lütfen.?! Ne oldu kırmızı çizginize?
Atatürk ordudan kovuldu efendiler.
Sizin kırmızı çizginiz nerede?
CHP İKTİDAR OLUNCA…
Ne olacak CHP iktidar olunca? CHP Genel Başkanı Özgür Özel demiş ki “İktidar olduğumuzda bunların haksızca attığı teğmenler orduya geri dönecek.”
Vallahi pes…
Siz hâlâ ordudan teğmenlerin atıldığını mı zannediyorsunuz? Hâlâ gündelik siyaset üzerinden, hâlâ kişiler üzerinden mi konuşuyorsunuz? Belli ki o teğmenlerin Cumhuriyet’in, aklın, Atatürk’ün ta kendisi olduğunu göremiyorsunuz.
Sizin göreviniz o teğmenleri orduya geri almak değil, ordudan ihracını engellemekti. O teğmenler kişiliğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerini, genlerini korumaktı. Alay ediliyor dediğiniz ‘aklı’ korumaktı.
Mustafa Kemal Atatürk hayatımızın merkezine aklı koydu, bu Cumhuriyet’i öyle kurdu. Siz o aklı koruyamadınız.
EFENDİLER!!! ŞU SÖZLERİ HATIRLAYIN VE KENDİNİZE GELİN!
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı!
İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!