Mutlu Hesapçı
Peyami ‘Aşkın P’ Hali
‘Sorun sende değil, bende’ diyen sorunlu adamlarla geçti bizim kuşakta zaman, tabii ki istisnalar oldu ve bulanlar treni yakaladı ama bazılarımız için ise bulduğumuzu zannettiğimiz anda uçuverdi aşk diye tanımladığımız o şey… Çok uzun yıllardır görüşmediğim, yanında staj yaptığım meslektaşım ve arkadaşım Orkan Şancı’nın ilk romanı ‘Peyami’ elime geçince ‘sorun sende değil, bende’ cümlesinin aslında ezber-bahane bir cümle olmadığını anladım. Evet, kendimi iyi hissettim, gerçekten sorun bende değil ondaymış. Çünkü ‘Peyami’ karakteri gibi kendiyle mücadelesi süren, kendiyle yüzleşmesini sağlayamamış adamların hayatına denk gelmişiz, yanlış zamanmış ve aradığımız o aşkı bulamamak bu nedenleymiş.
Peyami ve Perihan karakterleri üzerinden aşkı bulma yolculuğu
‘Peyami’ bir karakterin değil, bir zihnin romanı olmuş; iç dünyasına hapsolmuş bir adamın kendisiyle, geçmişle, hayal kırıklıklarıyla en önemlisi de aradığı o şeye ulaşmada kelimelerden acısını çıkartarak aşkla hesaplaşmasını anlatıyor. Orkan, buna Aşkın P Hali demiş çünkü Peyami ve Perihan karakterleri üzerinden aşkı bulma yolculuğunu anlatıyor kitap. Feridun Düzağaç’ın sen kısaca bana ‘F.D’ şarkısı da aklıma geldi bu tanımlama haline. O zaman hepimiz aşkın kendi halini alıyoruz; bu durumda ben aşkın M halinde, karşıma çıkacak harfin halini arıyorum aslında. Belki de düğün arabalarının arkasına yazılan baş harflerimiz aşkın halinden dolayıdır, kim bilir. Ama kitapta geçen bir paragrafta şöyle yazmış Orkan, karakteri Peyami’ye şöyle sorgulatıyor; “P’yi unutup Perihan’ı düşünüyorum. Eee? Ne çıkarmalıyım bundan? Aşkın anlık ve geçici olduğunu mu? Bunu binlerce yıldır bilmiyor muyuz? Ama oluyoruz işte ne yapalım! Sanki biz karar veriyoruz. Sanki beynimizde bizim yerimize karar veren ilkel bir taraf yok! Sanki kendi mutsuzluğumuzu kendimiz kurguluyoruz, sanki anti-serotoninimi isteyerek salgılıyorum”
“Görmek istemekle başlıyor her şey”
Bu roman, doğru ilişkiyi yakalamak ve teğet geçmemek üzerine söyleyecek çok cümlesi olan bir hatırlatma hikâyesi. Aradığımız şeyin aynı duygular olduğu ama bir türlü ortak noktada buluşamamanın içsel yüzleşmesi ve sorgulaması. Ve evet, o hissi yakaladığımız anda kendi yolumuzu değiştirmeden hayat çizgimizi yeniden düzenlememiz gerektiğine dair de bir yolculuk. Hepimiz o kitaptaki ‘Peyami’ ve ‘Perihan’ karakterleriyiz, sadece karar vermediğimiz takdirde savrulmaya devam eden bireyleriz. Savrulmak istememize rağmen savruluyoruz çoğu zaman ama aşkın o denk geliş halini arıyoruz ve bulmak istiyoruz aslında, kitapta altını çizdiğim cümle her şeyi özetliyor; “Görmek istemekle başlıyor her şey” Ve tabii bu bize bağlı olan bir seçim!
‘Peyami’ çevremizdeki erkekleri anlatması açısından derinliği olan, çok güzel yazılmış bir karakter. Kitabın adı da bu zaten ama Perihan’ın da daha derinine inmeyi bekledim kitap boyunca, ‘Peyami’ye göre daha yüzeysel kalmış Perihan ama sanırım ana karakter ‘Peyami’ ve onun yolculuğu olduğu içindir diye düşünüyorum.

Kitapta aşkın hallerinde geziniyoruz
Orkan Şancı’nın ‘Peyami’ kitabını okuyun, memleketin hali ne olursa olsun, memleket meselesini konuşmak için bile bizi anlayan arkadaştan öte özel birine ihtiyaç var. Aşkın hallerine düşerek ancak yaşanabilir hayat ve aşkın hallerinde kim kaybolmak istemez ki! Öyle ki kendi halinden bile çıkmayı başaran ve aşkın hallerine düşen bir ‘Peyami’ var karşımızda. ‘Peyami’ bile aşka düştüyse okuyucu olarak bizler zaten düşeriz. Kitapta aşkın hallerinde geziniyoruz ve ‘On Altıncı Hal’ e geliyor hikâye ama elbette ‘Son Hal’ var ve çok önemli, zaten o son halimiz belirlemedi mi aşkın o son vuruşunu? İşte o noktada kitapta geçen bir başka paragraf her şeyi özetliyor gibi: “Olanı kabul et, değiştirmeye çalışma. Hala bana tam olarak uyan bir çift ayakkabı bulamadım zaten. Ayakkabı değil çift olmaktan bahsettiğimi anlamışsınızdır. Belki de ben birine göre fazla küçük veya büyük ayakkabıyım. Sanırım en önemli şey dengeyi kurmak ve birlikte yürümeyi istemek.”