Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

Salt bütçe üzerine yapılmış bir konuşma değildi

AKP, Türkiye’nin siyasal tarihinde demokratik seçimlerle iş başına gelen önceki iktidarlar ile kıyaslandığında, ortalama 10 yıl olan görev süresini iki katı aştı.
Dünyada bir anlamda, “Yeniden paylaşım süreci” diye adlandırılacak bu dönemde, dış ittifaklarının içerik ve kapsamını ustalıkla ve eline geçirdiği siyasal iletişim kanallarını kullanarak, Türk seçmeninden gizledi.
Bu açıdan siyasal başarı sağladığı rahatlıkla söylenebilir.
AKP, kırsaldan kaçışlarına yol açan nedenleri, bu kez çok farklı boyutlarda kentlerde yaşayan, varoşlarda yaşama mücadelesi veren kitleleri, İslami dayanışma anlayışından yararlanarak kendisine oy verecek biçimde örgütlemesini bildi.
Etkileşimde başvurdukları araçlar; İslami görünümlerinin altında seçmenlerine doğrudan yarar sağlamaya yönelikti. Kamu ihalelerini üstlenen müteahhitlerin, ilk iktidar yıllarında özellikle İstanbul Belediyesi sınırları içinde başlattıkları; iftar çadırları, kumanya paketleri ve yakacak yardımları, dağıtıldıkları kitle tarafından AKP’ye oy vermek için yeterli görülüyordu.
2019 yılından sonra kamu ihaleleri dahil, Ankara’nın belirlediği her türlü parasal işlem, yine Ankara’nın belirlediği dar bir çevreyi gözetmek amacıyla planlandı.
Muhalefet bu süreçte iktidara gelmenin yolunun, AKP’ye benzeyerek muhafazakar seçmeni kazanmaktan geçtiğini kabul eden bir taktik izledi. Sadece bununla da yetinilmedi. Önemli Belediye Başkanlıkları için belirlenen adaylarda, AKP+MHP ortaklığının siyasal çizgilerine benzerlik arandı.
Özellikle Meclis’teki Parti sözcüleri, halkın sosyal medya aracılığıyla daha hızlı öğrendiği yolsuzluk iddialarını dile getirmekten ileri geçemediler. CHP’li siyasetçiler çok az sayıda etkili olabildikleri televizyon kanallarında, aynı programcılar ve aynı kişilerle sürüp giden ve zaman içinde heyecanını yitiren programlarda, salt yakınma yolunu tercih ettiler.
Eleştirdikleri her konuda, iktidara geldiklerinde hangi tutumu alacaklarını dile getirmediler. AKP sonrası ortaya çıkacak tahribatı nasıl onaracaklarını, dış politikada hangi yolu izleyeceklerini, Suriye ve genelde Ortadoğu’ya ilişkin tasarımlarını, yeterince seçmenleriyle paylaşmadılar.
Ancak 2021 yılı bütçe görüşmeleri sırasında, Genel Başkan Kılıçdaroğlu ilk kez AKP Grubuna dönerek, geçmişte Meclis’te yapılan tartışmaları anımsatan, iyi hazırlanmış ve içtenlikli konuşmasıyla gündemi ele geçirdi.
Kanımca bu denli etkili olmasının nedeni, CHP’nin son dönemde ilk kez Millet İttifakının diğer üyelerinden farklı biçimde, kendisi gibi davranmasıydı. Ve en önemlisi ortaya dökülen bütün yolsuzlukların hesabının sorulacağını açık bir dille anlatmasıydı.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının toplumda kabul görmesi, elbette rastlantı değildi.
AKP’nin salgını seçmenlerine dönük, dünya ölçeğinde bir başarı hikayesi gibi sunmak hayali ve belki de çıkarcılık yüzünden seçmenlerce fark edilmişti.
Meclisteki konuşmada vurgulanan parlamenter sisteme yeniden dönüş, denetlenebilir kamu yönetimi ve siyasal kararlar alınması ilkelerinin savunulması, TBMM’nin yeniden geçmiş hatalardan arındırılmış, çoğulcu demokrasinin en üst organı olacağına ilişkin vaadler umut vericiydi.
AKP Grubunun bunca ağır eleştiri karşısında beklenen tepkiyi vermeyişi ise seçim bölgelerinde, kendi seçmenlerinin yoğun eleştirileriyle karşılaşan iktidar milletvekillerinin, gelecek seçimlerdeki yenilginin ağırlığını, şimdiden hissetmelerinden olabilirdi.
Evet dün yaptığı konuşma salt bir bütçe üzerine konuşması değildi, Sayın Kılıçdaroğlu’nun.
Sonraki aşamada; Meclis’ten güç alan yolsuzlukları ve haksız uygulamaları soruşturacak, geçici süreyle olağanüstü yetkilerle donatılmış bir komisyonun görevlendirileceğini ve çalışmalarının bitiminde uygun göreceği dosyaları yargıya taşıyacağını, ayrıntılarıyla kamuoyuna açıklamalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi