Sizin Adayınız Kim?

Ülkenin içinde bulunduğu çıkmazlardan kurtulmanın tek çaresi olarak erken seçim tartışmaları yoğunlaştıkça, iktidar panik halinde her kesime gözdağı verme ve kutuplaştırma politikalarına hız verdi.

Aslında erken seçim, geçen yıl yapılan yerel seçimlerde AKP’nin hezimete uğrayıp ikinci parti konumuna düşmesinden sonra siyaset sahnesinde yerini almaya başladı.

AKP’de durdurulamayan kan kaybında elbette ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhran önemli rol oynadı ve oynamaya da devam ediyor.

Ama bu kayıpta, Erdoğan’ı “kalesi olarak gördüğü” İstanbul’da hem de oylarını artırarak üç kez üst üste mağlup eden Ekrem İmamoğlu ile yine aynı başarıyı Ankara’da gösteren Mansur Yavaş’ın da önemli başrol oyuncuları olduğunu unutmamak gerekir.

İktidar çevreleri dahil kimsenin 2028’e kalmaz dediği Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Erdoğan “şu anki mevcut durumda” anayasal olarak hakkı olmamasına rağmen, kendisini yeniden Cumhurbaşkanı adayı olarak görmek istiyor. Küçük ortak MHP de aynı görüşte.

Açılan dava ve soruşturmalardan anlıyoruz ki, Erdoğan, karşısına İmamoğlu’nun çıkarılmasından ciddi şekilde endişe ediyor.

İmamoğlu’nun ifadeye çağrılması nedeniyle İstanbul Çağlayan’daki Adliye Sarayı önünün, polis şiddetine rağmen dev bir miting alanına dönmesi, özellikle de İmamoğlu ile Yavaş’ın otobüsün üzerinde birlikte elele pozu, Yavaş’ın iktidar değişiminden sonra Silivri Cezaevi’ni kapatacaklarını söylemesi; kendisi gibi düşünmeyenler için baskıyı artıran, gazetecileri gözaltına alıp tutuklayan, 12 yıl sonra Gezi’yi yeniden gündeme getirerek toplumda korku imparatorluğu yaratmaya çalışan iktidar cenahında endişeyi daha da artırdı.

Bugünden yarına olmayacak ama şu veya bu şekilde Türkiye artık sokaklarında, çarşıda pazarda, kahvehanelerinde, erken seçimin konuşulduğu bir ülke haline gelmiştir.

CHP’de cumhurbaşkanı adayı belirlemek için gündeme gelen ön seçim tartışmaları gayet doğaldır. İktidarın belirlenecek adaya yapabileceği siyasi yargı atağını önceden görmek ve gereken önlemi almak açsından bence doğrudur.

Türk toplumunun artık şu gerçeği görmesi şart:

CHP, hiçbir zaman AKP ve MHP gibi tek bir adamın ağzına bakan bir parti olmadı, bundan sonra da olmayacak. Bu, her şeyden önce Türkiye’de 20 yılı aşkın süredir kurutulmaya ve ortadan kaldırılmaya çalışılan demokratik mücadelenin, yeniden yeşerme ümidinin devam etmesi açısından önemlidir. Ön seçimle ilgili İmamoğlu ve Yavaş’tan farklı açıklamaların gelmesini de bu kapsamda görmek gerekir.

Bilgiye dayanarak söylüyorum. Mansur Yavaş, CHP olmadan etkisinin şimdiki kadar olamayacağının; İmamoğlu da Yavaş’la birlikteliğinin kendisine katacağı gücün farkında. CHP yönetimi de Çağlayan’da İmamoğlu ve Yavaş’ın elele birlikteliğinin kazandırdığı ivmeyi görmüş durumda. Gereken formülü bulmak için çalışmalar yapılıyor.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı için ana muhalefet CHP’de konuşulan isimler belli. Diğer muhalefet partileri de adaylarını açıkladılar.

Peki iktidarın adayı kim?

Öyle milletvekili seçilmek için atmadığı takla kalmayan, kadına el kaldırmayı kendinde hak gören şarkıcı-türkücü üzerinden mesaj vermek yerine, çıkın açıkça söyleyin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Ergan Arşivi