Emre Özpeynirci

Emre Özpeynirci

Tarihi yatırım fırsatı kaçmasın!

Türkiye, Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara koyduğu %40’lık ek vergi kararı nedeniyle tarihi bir yatırım fırsatını kaçırıyor. Türkiye’de üretim yaparak Avrupa’ya açılmayı düşünen bazı Çinli markaların, alınan bu karardan dolayı fabrika yatırımları için Almanya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkeleriyle temas halinde olduğu belirtiliyor. Togg için alınmış gibi görünen bu karardan dolayı Çinli markalar istenmedikleri sonucuna varmışlar.


ÇİNLİ otomotiv devleri, Türkiye’nin Çin’den ithal edilen elektrikli otomobillere uygulamaya başladığı %40’lık ek gümrük vergisiyle ilgili çok hassas ve hatta biraz da alıngan davranıyorlarmış. Türkiye’de üretim yaparak Avrupa’ya açılmayı düşünen bazı Çinli markaların, Türkiye’nin almış olduğu bu karardan dolayı fabrika yatırımları için Almanya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkeleriyle temas halinde olduğu belirtiliyor. 

Tarihi bir fırsatı tepiyoruz

Bakıldığı zaman sadece Togg için alınmış gibi görünün bu karanın Togg dâhil olmak üzere piyasada ne kadar faydası olduğu da tartışılır. Togg projesini en başından beri destekleyen birisi olarak hep şu uyarıyı yapmıştım; “Togg ‘siyasi’ bir proje değil, daha uzun soluklu ve stratejik bir proje olmalı. Türkiye değişen otomotiv dünyasında kendi markasını yaratmalı.” 

Ama geldiğimiz noktada, belki de seçim öncesi heyecanına da kapılıp alınan siyasi ve bana göre çok erken alınmış bu kararlalar yüzünden Çinli markalardan bir tek yatırımı dâhi Avrupa’ya kaptırırsak, gerçekten tarihi bir fırsatı tepmiş olacağız. 

İstenmediklerini düşünüyorlar

Şu anda Çinli markalara kucak açan ve fabrika yatırımı yapmaları durumunda bir çok teşvik ve kolaylık sunacaklarını belirten diğer Avrupa ülkeleri sonuca ulaşmadan bizim de yetkililerimiz, ilgili bakanlıklarımız bu konuya sahip çıkmalı, hatta Çin hükümeti ve Çinli markalarla irtibata geçerek, Türkiye’de yatırım yapmanın avantajları anlatılmalı, yatırım yapmaları durumunda sağlanacak kolaylıkları ifade etmelerinde çok büyük fayda olacaktır. 

Çünkü görünen o ki, Çinli markalar Türkiye’nin bana göre erken alınmış bu ek vergi uygulamasını farklı yorumlamışlar ve istenmedikleri sonucuna varmışlar. Avrupa’ya ilk fabrikayı kuracak Çinli markayı bizim yakalamamız ve bunun için de acil adımlar atmalıyız. 

Çinli SAIC, Doğu Avrupa’da başka bir lokasyona bakıyor

ÇİNLİ otomotiv grubu SAIC’in bünyesindeki İngiliz MG’nin Türkiye distribütörü olan Doğan Trend Otomotiv’in CEO’su Kağan Dağtekin, ek vergi nedeniyle Çin’den gelecek yatırım fırsatın zora girdiğini söylüyor. Dağtekin, SAIC’in Avrupa’da daha rekabetçi olabilmek için bir MG fabrikası kurma planı olduğunu ve bunun için doğru lokasyon araştırması yaptığını belirterek, şunları aktardı: “Biz son iki yıldır SAIC’in Türkiye’de MG araçları üretmesi için büyük efor harcadık ve devam ediyoruz. Çin’li otomotivcilerin ülkemizde yatırımlarını cazip hale getirmek üzere Sanayi bakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile görüştük. Eşzamanlı olarak SAIC ile görüşmeler belli bir aşamaya geldi. Niyetimiz; Avrupa’da artık yatırım yapacak hacme ulaşan MG’yi yatırım için Türkiye’ye ikna edip hem buradaki konumumuzu güçlendirmek hem de Avrupa için ihracat kapısını açmaktı. Yeşil ışık da almıştık. Ancak maalesef Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara getirilen yüzde 40 ilave gümrük vergisi nedeniyle kafaları biraz karıştı. Zira; bu ek verginin sadece Çin’de üretilen araçlara yönelik olmasından rahatsızlık duydular. Doğu Avrupa’da bir başka lokasyonu da incelemeye aldıklarını duyuyoruz. Biz tabi pes etmedik ama kuralları sürekli değişen bir ülkede yatırım yapmayı kim ister?”

Yatırımı bırak, satış için bile gelmiyorlar!

ÇİNLİ otomotiv markaları Türkiye'de sadece yatırımları değil distribütörlük görüşmelerini de askıya almış, hatta durdurmuş durumda.  Seçim sonrasını takip eden aylarda her şeye rağmen 3-4 yeni markanın daha satış için gelebileceği söyleniyor. 'Ama eğer ek vergi olmasaydı net en az 10 marka daha gelirdi' diye de sektörde yüksek sesli dile getiriliyor. 


Şimşek, otomotivdeki ÖTV’yi daha da yükseltir mi?

TÜRKİYE’de kurlardaki sıçramayla birlikte şu anda 1.6 litre ve altında motora sahip tüm modeller %80’lik matrah diliminde yer alıyor. Yani %45, 50, 60 ve 70'lik ÖTV diliminde hiçbir araç kalmamış durumda. Normalde bu durumda yaz aylarında en azından yerli otomobilleri kapsayacak bir ÖTV güncellemesi yapılması beklenirdi. Ama malum ekonomik şartlar biraz karışık. Bugün Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğindeki yeni ekonomi yönetiminin önünde 2 gerçek var. 

1) Otomotivden tahsil edilen ÖTV gelirlerinin bütçeye desteği çok net ortada. Toplam vergi gelirlerinin %10'unu aşmış durumda. Düşünün ilk 6 ay sonunda 155 milyar TL'yi bulacak bir ÖTV tahsilatı söz konusu ki bu yıl sonu hedefinin %76'sına tekabül ediyor.

2) Diğer tarafta ise ülkenin artan cari açık problemi var. 

Yani Şimşek ve ekibinin hangisine öncelik vereceği çok önemli. Ya otomotivdeki rekor satışların devam etmesini sağlayıp ÖTV gelirleriyle bütçe dengesini sağlayacak, ya da cari açığı düşürmek için rekor satışlara yönelik bir vergi hamlesi yapacak. Bakalım hangisini seçecek, bekleyip hep birlikte göreceğiz!

Bayrama rağmen yine rekor geliyor

BİLDİĞİNİZ gibi ilk 5 ayda otomobil+hafif ticari araç satışları %60.5 artarak 445.006 adet olarak gerçekleşti. İlk 5 ayın 10 yıllık ortalaması 277.551 adetken, ortalamanın %60,4 üstünde tarihi bir sonuçtan bahsediyoruz. Haziran ayında da pazarın aynı mart, nisan, mayıs gibi yine tarihi satışa ulaşacağı kesin. Hem de 9 günlük bayram tatiline rağmen. Haziranda pazarın minimum 100 bin adet olacağı, gemiler yetişirse, gümrükte ve tescilde bir sıkıntı yaşanmazsa 115 bin adetleri bile bulabileceğinden bahsediliyor. 10 yıllık haziran ortalamasının 66.406 adet olduğu düşünülürse, bu yıl '3 haftalık' performans bile zaten durumu özetliyor. Diğer taraftan ilk 6 ay sonucunda pazarın 550 bin adet veya üzeri olacağı da net. Eğer pazar yılı Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği’nin (ODMD) öngördüğü gibi 900-950 bin adet civarında tamamlarsa, ikinci 6 ayda tempo düşerek satışlar 350-400 bin adetlere kadar inebilir. Ama ortada büyük bir bilinmezlik de var. Düşünsenize 23 ay sonra faizler artmasına rağmen, kurlar uçuşa geçti. Ya tarihi rekor gelecek ya da 2018'deki gibi işler ikinci yarı tam tersine dönecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Özpeynirci Arşivi