Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

Türk atları Vistül'den su içmedikçe Lehistan kurtulamaz.

İstanbul önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyor. Rusya-Ukrayna savaşını izleyen, uluslararası kamuoyunun gözü kulağı Dolmabahçe’de.

Yer seçimi mekânsal yakınlıktan çok daha fazla anlam yüklüyor İstanbul’a. Rusya ile Ukrayna arasındaki günümüzün çatışma alanları 2,5 yüzyıl önce Topkapı’nın tartışmasız egemenliği altında bulunan bölgelerdi.

Türkiye ve katılımcı ülkeler bu tarihsel rastlantıyı düşündüler mi, bilemiyoruz? Geriye dönerek bakalım.

Toplantıdan 11 gün önce kutladığımız “Çanakkale Zaferi” kutlamalarında adı pek anılmayan Cevat Paşa’yı (Çobanlı) çoğumuz anımsamayız.

“Ne ilgisi var” demeyin.

Cevat Paşa, Çanakkale’de (1915) İngiliz ve Fransız ortak deniz gücüne ağır kayıplar verdiren çatışmalarda, Osmanlı güçlerine komuta eden “müstahkem mevki” kumandanıdır. Her yıl 18 Mart günü kutladığımız Zaferin önde gelen mimarlarındandır.

Cevat Paşa, daha sonra Çanakkale’den Galiçya Cephesinde görevlendirilen 15. Kolordunun da komutanıdır. Atına Vistül Nehrinden su verirken, 2.Viyana Kuşatmasının ardından Avrupa’da çok kullanılan bir deyişi yanındakilere anımsattığı söylenir. "Türk atları Vistül'den su içmedikçe Lehistan kurtulamaz."

Viyana’nın ikinci kez kuşatılmasında Osmanlı Ordusuna komuta eden, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın yenilgisi ve Saraydan gönderilen Bostancıbaşına kellesini teslim ettiği dramatik gelişmeleri bir yana bırakalım.

Viyana düşmek üzeredir. Lehistan’ın kralı Jan Sobieski, Avusturya’ya yardıma hazırlandığı anlaşılır. Daha önce alınan istihbarata dayanılarak, Sobieski ’nin Osmanlı mevzilerini ikiye bölecek bir saldırı planlayacağı var sayılır.

Sobieski’nin, Kahlenberg dağına geçişini engellemek için yolu üstündeki İskender Köprüsü’nün korunması, Kırım Hanı Hacı Murat Giray’a bırakılır. Kırım Hanı Osmanlı Sadrazamı ile aralarındaki geçimsizlik yüzünden, köprüyü savunmayınca Viyana kurtulur ama Osmanlı için uzun sürecek Avrupa’dan geriye dönüş başlar.

Kırım Hanı tarihçilere göre basit bir rekabete dayalı tutumuyla 1783’te Rus Çarlığının topraklarına kattığı ülkesi Kırım’ın talihsiz geleceğini de belirlemiştir.

Ardından sıra bugün ateş altına kalan Lehistan’ın sonradan Rusya’ya katılması ve Polonya ile Ukrayna olarak bölünmesine gelecektir.

Günümüzdeki Polonya’nın 2.Dünya Savaşında yaşadığı acıları ve içinden doğduğu, Osmanlı kaynaklarında yer alan adıyla “Lehistan”, bu kez Ukrayna bölümüyle karşımıza çıkmıştı.

İbni Haldun'un “coğrafya kaderdir” tanımı boşuna değildi.

Osmanlı’nın Orta Avrupa’dan çekilmesine yol açan gelişmenin kilit ismi Lehistan Kralı Sobieski ile ona geçit veren Kırım Hanı Murat Giray’ın ülkeleri, bugün Osmanlı’nın eski Başkentinde ve Rusya karşısında barışı arıyorlardı.

Ve Türk süvarileri için Vistül nehri artık çok uzaklardaydı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi