Türkiye’nin orman yangınları karnesi

Bizim gibi dağlık tepelik ülkelerde orman yangınlarına karşı havadan müdahale filosunun önemini, artık beş yaşındaki çocuklar bile öğrendi.

2024 yılı verilerine bakarsak; ülkemizde (zaten 2025 kriz yılı yangın söndürme uçağına beş kuruş çıkmazdı) 18 amfibik uçak ve 50 helikopter var.

ABD’nin sadece California eyaletinde çoğu tanker 100’den fazla uçak var. İspanya ve Portekiz orman yangınlarına karşı birlikte hareket ediyorlar, filolarında 130 uçak bulunuyor, Avrupa Birliği’nden gelen destek de cabası.

Buna rağmen bu ülkelerde son yıllardaki devasa orman yangınlarını biliyoruz. Artan hava sıcaklığı ve şiddetli rüzgar karşısında ekipler çaresiz kalmıştı.

Orman yangınlarında geniş çaplı söndürme havadan yapılıyor ama kontrol ve yayılmanın önüne geçilmesi yerdeki ekiplerin görevi.

Şimdi bu konuda eksiklerimize bakalım… Orman Mühendisleri Odası ve orman fakültelerinin araştırmalarına göre, ülkemizde ısı haritalama, otomatik erken uyarı sistemi gelişmemiş durumda. Yani çoğu zaman yangın çıktıktan saatler sonra haberimiz oluyor.

Orman Genel Müdürlüğü ve AFAD koordinasyonunda çalışan beş bin profesyonel orman işçisi bulunuyor. Bunlar yangın mevsiminde adeta ülkeyi turluyorlar. Bu ekiplerin sorunu da yangın bölgesini tanımamak olarak karşımıza çıkıyor. Konya’dan gelen işçinin Ödemiş yangınında şehit olmasını unutmayalım. Gönüllü itfaiyeciler var ama eğitimleri yetersiz, yaygın tatbikat yapılmıyor. Ayrıca gönüllülük sisteminin kurumsallaştığı söylenemez.

Orman suçlarına af yok ama anız yakmaya hala ağır para ve hapis cezası uygulandığı söylenemez. Yangınlara karşı ayrılan bütçeler de yetersiz. 2024 bütçesi sadece bir buçuk milyar lira…

ASIL MESELE KÖY KAVRAMININ BİR MASALA DÖNÜŞMESİ

Son yangınlarda dikkatimi çeken bir konudan bahsetmek istiyorum. Özellikle Ege Bölgesinde zarar gören orman köylerinde emekli ve yaşlı nüfusta artış olduğu belli. Muhabirlerin evleri zarara gören emeklilerle yaptıkları röportajlar acı gerçeği yüzümüze vuruyor. Yangına karşı çaresiz kalan bu insanların yangınla mücadele konusunda bilgileri çok sınırlı. Küçük bahçelerinde küçük bütçelerle tarım yapmaya çalışan bu insanların elinden tutan da yok.

Verilere bakarsak; 1980’de nüfus 44 milyon, bunun 12 milyonu da orman köylüsüydü. Bugün nüfus 84 milyon iken orman köylüsü sayısı ise yedi buçuk milyon. Genç nüfus artık parmakla sayılıyor.

Küresel ısınma, madencilerin yağması, düzensiz ve plansız enerji nakil hatları, her türlü beton işgali ormanlarımızı kuşatıyor. Orman köyleri kılık değiştirip mahalleye dönüşürken, yeşil denizin canlıları üzerinde soykırımın kılıcı sallanıp duruyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi