Üçlü ittifak, DEM’i bölme planı mı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın PKK’nın ilk silah bırakma görüntüsünü vermesinin ardından yaptığı, “AK Parti, MHP ve DEM, biz en azından üçlü olarak bu yolda beraber yürüme kararı verdik” sözlerinin siyasette yarattığı tartışma sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi ihtiyacına göre, yine kendi kontrolünde bir süreç yürütmek istediğinin farkında olduklarını söyleyen DEM Partililere göre “çok bilinçli sarf edilen” bu sözlerin amacı da partiyi karıştırmak, bölmek. İktidarın CHP içindeki fay hatlarını harekete geçirmek için son dönem söylem ve müdahalelerine dikkat çeken DEM Partili bir yönetici, “Üçlü ittifak olasılığının DEM Parti içinde sorun yaratacağını biliyor. Parti içinde, özellikle sol-sosyalist bileşenler başta olmak üzere AKP ile ittifaka asla yaklaşmayacak çok sayıda yapı var. Seçmenimiz de farklı değil. İçeride bir soru işareti yaratmaya çalışıyor. Eş başkanımız Tülay Hatimoğulları’na dönük eleştiriler de bundan bağımsız değil. Ama bu oyuna gelmeyeceğiz” yorumu yaptı.

DEM PARTİ’NİN ADALET BAKANI’NDAN 2 ANA TALEBİ

PKK’nın feshi ve silah bırakma sürecinde Meclis Komisyonu’nun kurulmasıyla yeni bir aşamaya geçilecek. Silah bırakma sürecini izleyip doğrulayacak olan komisyon sürecin gerektirdiği yasal düzenlemeleri çalışacak. DEM Parti’nin İmralı Heyeti bu kritik süreçte Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u ziyaret etti. Görüşmenin içeriği açıklanmadı, sadece “Komisyon aşamasında Adalet Bakanının rolü ve görevi artıyor” denildi. DEM Parti kaynaklarından edinilen bilgiye göre süreç, komisyonun kurulmasıyla bir aşama daha kaydedecek ama bir iyi niyet göstergesi olarak uygulamadan kaynaklı sorunların çözülmesi gerekiyor. Atılan onca adıma karşın hasta hükümlülerin tahliyesinde Adli Tıp Kurumu nedeniyle infazı tamamlanan hükümlülerin tahliyesinde ise gözlem kurullarının direnişi nedeniyle ilerleme kaydedilemiyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a idari gözlem kurulları ve adli tıp kurumunun kararlarıyla ilgili rahatsızlığın iletildiği, kötü uygulamaların kaldırılması talebinde bulunulduğu ifade ediliyor. DEM Partili bir yetkili, “30 yıl cezaevinde yatmış insanlara ‘pişmanlık’ dayatması kabul edilemez. Bu yanıtı alamadıkları için 2-3 yıl daha yatırılıyorlar. Çözüme böyle gidemeyiz” diyor.

MHP’DEN SİLAHLARIN YAKILMASINA NEVRUZ BENZETMESİ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Partililere el uzatmasıyla başlayan “Terörsüz Türkiye” sürecinde beklenen ilk silah bırakma görüntüsü geldi. MHP’liler geçen 9 ayda sürecin ilerlemesi için hep pozitif tutum aldı. Geçmiş duruşu bilinen MHP’nin ezber bozan çıkış ve açıklamaları şaşırtmaya devam ediyor. Meclis’te konuşan MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, "Terörsüz Türkiye" hedefine bağlılıklarının anlattığı konuşmada, “Silahları yakan ateşin bir Nevruz ateşi olmasını temenni ediyorum” dedi.

İKTİDARIN DA MUHALEFETİN DE GÖZÜ CHP’DE

Bir taraftan belediyelere yönelik operasyonlar, diğer taraftan 38. Olağan Kurultay’ın iptali davası ile iki ateş arasına sıkıştırılmaya çalışılan CHP yaklaşık 4 aydır sokakta. Parti yöneticileri, milletvekilleri mesailerinin büyük kısmını adliyelerde, cezaevlerinde, sokak eylemlerinde geçiriyor. Bu süreçte kendine dönen partinin, iktidar hedefini ortaya koyduğu yeni politik programıyla halkın karşısına çıkması gerektiği, ayrıca ana muhalefet olarak sorumluluklarını yerine getirmek için diğer partilerle daha yoğun bir ilişki sürdürmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. CHP’nin bir an önce kendini toplaması ve dışa dönmesi gerektiğini dile getiren, muhafazakar bir siyasetçinin Meclis kulisinde sarf ettiği şu sözler dikkat çekici: “Türk demokrasinin CHP’ye ihtiyacı var. Bahçeli gibi siyasi tecrübesi yüksek, siyaseti yönlendiren bir isim bile CHP olmayınca Tayyip Erdoğan’ı dizginlemekte zorlanacağını görüyor. Siyaseten eleştirileri bir yana Bahçeli’nin ‘CHP’nin kendi içinde birlik ve dirlik halinde olması, iç huzur ve dengeyi yakalaması Türk demokrasisinin hayrına olacağı kanaatindeyim’ demesi önemliydi. Yine DEM Partililer de PKK’nın silah bırakmasıyla başlayan sürecin CHP olmadan başarıya ulaşamayacağının farkında. O nedenle sorumluluğu daha da ağırlaşıyor.”

BEŞİR ATALAY İKİNCİ CİLDİ YAZABİLECEK Mİ?

AK Parti’nin kuruluş sürecinde önemli rol üstlenen, sonrasında bakanlık başbakan yardımcılığı gibi birçok kritik görevde bulunan Beşir Atalay “Dünden Bugüne Anılar: Sadece Yaşayıp Yazdıklarım” adlı bir kitap çıkardı. Kişisel hayat öyküsünü dönemin toplumsal, siyasal şartlarını irdeleyerek anlatan Atalay’ın kitabı AK Parti’nin kurulması ve ilk hükümetin göreve başlaması ile bitiyor. Atalay kitabın sonunda okuyucusuna, 12 yıl bakanlık yaptığı süreci de içine alan dönemi bir başka kitapta anlatacağını, kitabın taslağının da hazır olduğunu söylüyor.

AK Parti’nin kurucuları arasında bulunan ve sonrasında önemli birçok görevde bulunan Bülent Arınç’ın yaşam öyküsünü anlatan kitabın da AK Parti’nin kurulduğu 2001 yılına kadar dönemi içerdiğini hatırlatan eski AK Partili bir başka bakan, “Sayın Arınç’ın hayatı da kitap oldu. İlk bölümü yazıldı, devamı gelecek dediler. Ama kaç yıl geçti ikinci kitap gelmedi. Bakalım Sayın Atalay ikinci cildi yayınlayabilecek mi?” diye sordu.

30 MİLLETVEKİLİ YER DEĞİŞTİRDİ: BİR DE VEKİL PAZARI AÇILINCA GÖRÜN

2023 seçimlerinde oluşan 28. Yasama Dönemi Parlamentosunda geçen 2 yılda yaklaşık 30 milletvekili partisinden istifa etti. AK Parti, CHP ve MHP’den çeşitli nedenlerle istifa etmek zorunda kalan 5 milletvekili dışında diğerleri kendi istekleriyle ayrıldı. Bu süreçte en çok milletvekili kaybeden İYİ Parti oldu. 43 milletvekili ile Meclis’e giren İYİ Parti’nin milletvekili sayısı 29’a indi. DEVA Partisi Milletvekili sayısı 15’ten 9’a, Gelecek Partisi Milletvekili sayısı 10’dan 5’e indi. Partilerinden istifa eden milletvekillerinin yeni, adreslerinde ilk tercih AK Parti, ikinci tercih CHP oldu. İYİ Parti ve Gelecek Partisi’nden 11 milletvekili AK Parti’ye geçti. En son Gelecek Partisi’nden istifa eden Selim Temurci ve İsa Mesih Şahin’in de AK Parti’ye geçmesi bekleniyor. Yaşanan tabloyu değerlendiren tecrübeli bir siyasetçi, “Geçmişte de siyasi ikbal için çok sayıda siyasetçi bu adımları atmıştır. Ama ufukta daha seçim yokken bu hareketlilik dikkat çekici. Bir de seçim yaklaşırken, ‘milletvekili pazarı’ açılınca bakmak gerek. Bugünden böyle ise o gün için daha çok endişe ederim” dedi. Meclis kulislerine bakılırsa İYİ Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nde istifalar önümüzdeki aylarda da devam edebilir.

“BİZ DE ÇEVRECİYİZ” DİYEN ESKİ BAKANA, NETWORK SORUSU

Zeytinlikleri madenciliğe açan yasa Meclis’te büyük tartışmalara neden oldu. İktidar adına yasayı savunan milletvekillerine muhalefetten sert tepkiler geldi. Önceki dönem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, enerji arz güvenliğinin öneminden bahseden konuşmasında pandemi sürecinde yaşananları anlattı, Avrupa’da kömür santrallerinin yeniden açılmak zorunda kaldığını söyledi. Dönmez konuşmasını “Biz de çevreciyiz ama maden de bizim, çevre de bizim” ifadeleriyle sürdürdü.

İktidarı, maden şirketlerinin sözcülüğünü yapmakla suçlayan CHP’den itiraz geldi, Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, “Sizin çevre ‘network’ anlamında mı?” diye seslendi. Enerji ihtiyacının önemine vurgu yapan Dönmez’in Meclis’te kurulan Yapay Zekâ Araştırma Komisyonu Başkanlığı yaptığını hatırlatan DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli de, “Keşke konuşmasını yapmadan önce yapay zekâya sorsaydı ‘Türkiye'nin enerji sorunu ne?’ diye. Biz sorduk, Türkiye'nin birinci sıradaki enerji sorunu fosil yakıtlara bağımlı olması. Gelip kömür güzellemesi yapıyorsunuz” diye karşı çıktı. Bunun üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, “Yapay zekânın da enerjiye ihtiyacı var. Hem zeytine hem enerjiye ihtiyacımız var; bu kadar!” karşılığı verdi. Tüm muhalefetin karşı olmasına karşın teklif AK Parti ve MHP oylarıyla Meclis’ten geçti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Perde Arkası Arşivi