Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

Yaman Çelişki

BENCE; varlık içinde yokluk çekiyoruz.

Tarım ürünleri üretiminde Avrupa'da birinci, dünyada yedinci sıraya yükselmişiz...

Tarım ve Orman Bakanı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Bankasının verilerine dayanarak yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 2023 yılında 68,9 milyar dolar olan tarımsal üretiminin 2024’te yüzde 7 artışla 74 milyar dolara çıkarak rekor kırdığını söyledi.

Bu sonuç, Türk çiftçisinin eseridir! Tarımla uğraşan insanlarımızın, (kronikleşen birçok soruna rağmen) üretmekte mucizeler yaratırken ürettiği ürünün fiyatlarına yetişmekte zorlanması bir yaman çelişkidir. BM’ye göre, Türkiye, dünyada, ‘insanların gıdaya erişimi en zor ülkelerden’ biri...

Gıda enflasyonu, Türkiye’de Eylül/2025 için yıllık %36,06 ile dünyanın 4,75 katı.

Bu rakam Avrupa’da ortalama %2-3 seviyesinde...

Dünyada yıllık ortalama yüzde 7,6.

Biz, bu kadar çok üretirken nasıl oluyor da fiyat artışında dünyada birinci oluyoruz?

Bu yaman çelişkiyi bu ülkenin insanlarına yaşatanlar kim?

Çiftçimizin üretmekte bir sorunu yoktur; her şeye rağmen üretim artarak devam etmektedir.

Ancak sorunların yönetilmesinde yöneticilerin ‘aymazlık’ sorunu bulunmaktadır!

İç Anadolu; Afyon, Konya, Aksaray, Kayseri ovaları kuruyor; suya hasret...

Sakarya, Kızılırmak, Göksu nehirleri ise denizlere akıyor; Yöneticiler seyrediyor(!).

Tarım uzmanlarının yaptığı araştırmalara göre;

Türkiye’de 206 çeşit mahsul üretiliyormuş ve bu ürünlerin çoğunda ülkemiz kendine yeter konumda hatta birçok tarım ürününde tüketim fazlası varmış...

Buna rağmen bu yüksek fiyatlar neyin nesi, fiyatların bu denli hızlı artışının sebebi ne?...

Kendi toprağımızda kendi emeğimizle yetiştirdiğimiz tarım ürünlerini satın almakta neden bu kadar çok zorlanmaktayız? Sefalet, yoksulluk bu kadar derinleşti mi?

TÜRK-İŞ yayınlarına göre 2024’te dünyanın en sefil beşinci ülkesi olmuşuz; Sudan, Arjantin, Suriye, Yemen, Türkiye...

Bu sonuç bize, bizi yönetenlere yakışıyor mu?

Bıçak kemiğe dayandı; Türkiye’nin maalesef, artık, “Açlık” diye bir sorunu bulunmaktadır!

GERÇEKLER ACI...

TÜRK-İŞ verilerine göre; Türkiye’de ağustos ayı itibarıyla geniş tanımlı işsiz sayısı 12 milyon 190 bine çıkarken, yaklaşık 4 milyon kişi haftalık 40 saatten az çalışıyor. Türkiye’de 5.3 milyon kişi ise çalışmak istemesine rağmen iş bulamıyor; bunların çoğu aile reisi...

Geçimini borçla sürdürenlerin sayısı da katlanarak artıyor. Bireysel kredi borçlu sayısı son bir yılda 1.8 milyon kişi artarak 43 milyon kişiye dayanırken, devlet yardımıyla hayat mücadelesi verenlerin sayısı 20 milyonu geçmiş.

Toplumun %80’i yani sabit ve dar gelirliler, emekliler, küçük çiftçiler, asgari ücretle çalışanlar, işsizler, düzenli ve sürekli bir geliri olmayanlar, yoksulluk içinde hatta büyük kısmı ise açlık sınırı altında bir gelirle yaşam mücadelesi veriyorlar.

Eylül ayında TÜRK-İŞ verilerine göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 27 bin 970 liraya, yoksulluk sınırı da 91 bin 109 TL’ye yükselirken, mutfak enflasyonu aynı dönemde yüzde 3.17’ye çıkmış...

Aslında AÇLIK, bir küresel insanlık sorunudur; FAO verilerine göre dünyada yaklaşık 733 milyon insan açlıkla mücadele ediyor. 2,8 milyardan fazla insan sağlıklı beslenemiyor.

Ancak, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) tahminlerine göre, dünya çapında bir milyardan fazla insan obez; çok yemekten ve sağlıksız beslenmekten dolayı tedavi oluyor.

Ayrıca, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından hazırlanan 2024 Gıda İsrafı Endeksi Raporuna göre, dünya genelinde her yıl 1,5 milyar ton gıda israf ediliyor.

Günümüz dünyasının en temel insanlık sorunu gelir dağılımı adaletsizliğidir.

“Açlar ve toklar” bir arada, aynı sokakta birlikte yaşıyorlar; ateşle barut misali patlamaya hazır...

“GIDA HAKKI” en temel insan hakkıdır!

“İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi bunu ‘yeterli gıdaya ulaşabilme hakkı’ şeklinde tanımlar.

Geçen hafta Dünya Gıda Günü’nü ve Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü kutladık!

Gıdaya ulaşımda yaşanan zorlukları, gelir dağılımı adaletsizliğini ve israfı özellikle de üretimde kadın emeğinin değerini yeniden hatırladık!

Türkiye’de tarımda çalışan nüfusun yarıdan fazlası kadınlardan oluşuyor; sosyal güvenceden yoksun bu kadınlara tüm toplumun bir özür borcu bulunmaktadır!

İnsanımıza “varlık içinde yokluk” yaşatan yöneticiler artık bu acı gerçekleri görmeli!

Tekraren söylüyorum; Türkiye’nin bir “Açlık Sorunu” bulunmaktadır!

20-30 bin TL. aralığında bir gelirle TOK olabilmek mümkün mü?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi