Mehmet Şandır
...”Bu Adam”
Geçen hafta sayın ki bir rüya gördük; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’ta BM Genel Kurul toplantısı konuşması ve Trump’la Beyaz Saray’da yaptığı görüşme ilk anda buruk bir haz bırakan Türk filmi tadındaydı...
Film bu cümle ile başlıyor;
TRUMP, “This man is very...”
Trump Erdoğan görüşmesini canlı yayınlayan Türk televizyonlarının alt yazı bantlarında “inatçı, çetin” diye tercüme ettikleri Trump’ın kullandığı ingilizce kelime hangisiydi belirleyemedim; Google’da aynı anlamlı yaklaşık 60 kelime bulunuyor.
“This man is very...” İnatçı, dirençli, dikbaşlı, aksi, dediğim dedik, vazgeçmeyen...
”Bu Adam, ülkesinde hatta tüm dünyada çok saygın, ben de saygı duyuyorum ve benim dostum” diye başlayan film, Trump’ın yarım kalan öpüşme hamlesi ile bitti.
6 yıl sonra Türk Cumhurbaşkanı’nın Oval Ofis’te görünmesi gerçekten heyecan yarattı; çünkü beklentiler yüksekti...
Ancak, sonuçları görünce burulduk; yeniden öpüldük gibi...
Görüşülecek konular sanki önceden belirlenmişti;
Türkiye’nin Boeing yolcu uçakları almak istediği, F-35 ve F-16 savaş uçakları satışı konusunda görüşmeler yapılacağı Trump tarafından önceden açıklanmıştı.
Sayın Cumhurbaşkanımıza birinci sınıf protokol uygulandı; Trump çok olumlu sözlerle konuşmaya başladı; kendine eşit tuttu, heyeti de çok saygılıydı. Sorular ve cevaplar da güzel geçti; görüşmeye geçildi; iki saat yirmi dakika süren uzun bir görüşme oldu; sonuçta imza törenlerini izledik.
Gördük ki Trump’ın isteklerinin tamamı kabul edilmiş;
1-THY, 150’si kesin, 75’i opsiyonlu 225 adet Boeing uçak alınması anlaşmasını imzaladı; Toplam tutar açıklanmadı ancak yıllık 8 milyar dolarlık bir ödeme öngörülüyor.
2-BOTAŞ, iki ayrı şirketle, yüksek kapasiteli ABD gazı alımı anlaşması yaptı;
a) İsviçre merkezli Mercuria şirketiyle ile yıllık yaklaşık 4 milyar metrek kapasiteli, toplamda 70 milyar metreküpü bulan, 20 yıllık ABD’ye ait LNG alımı anlaşması imzaladı.
b) Avustralya merkezli Woodside şirketiyle, yıllık 5.8 milyar metreküp kapasiteli, 9 yıllık ABD’ye ait LNG alımı anlaşması imzaladı.
BOTAŞ, daha önce yaptığı antlaşmalarla birlikte yıllık 22 milyarmetreküplük LNG alımı yapacak. LNG, doğal gazdan yaklaşık %25 daha pahalı bir gazdır.
Bu iki anlaşma, Türkiye’nin ABD’den yıllık ithalatını 10 milyar dolar artırarak devasa bir dış ticaret açığı yaratmış olmaktadır. İş dünyası, Türkiye'nin "ortak"tan çok "pazar" konumuna gelme riski taşıdığı uyarısında bulunuyor.
3-Türkiye ile ABD arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı imzalandı; bunun ne anlama geldiğini sonra öğreneceğiz. Böylece Rusya’nın tekelinde olan nükleer enerji konusunda ABD’nin denetimini kabullenmiş olduk; çift yönlü bir bağımlılık altına girdik.
4-Heybeliada Ruhban Okulu konusunda Erdoğan’dan “üzerimize düşeni yapmaya hazırız” sözünü aldı. Malum, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türkiye’yi “dini azınlıklara zülüm ediyor” diye şikayet etmişti; Lozan’da gedik açılmasına izin mi verdik?
TÜRKİYE’NİN BU GÖRÜŞMEDEN BEKLENTİLERİ NEYDİ?
1- 7 Nisan 2021 tarihinden bu yana özellikle savunma sanayi taleplerimize uyguladığı, Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası (CAATSA) kapsamından çıkmak istedik; Trump "Toplantımız iyi geçerse hemen kaldırabiliriz" yanıtını verdi.
2- CAATSA kapsamında kurucu ortağı ve tedarikçisi olduğumuz F-35 projesine geri dönmek ve 1.4 milyar dolar ödediğimiz 6 adet F-35 savaş uçağının hemen teslim edilmesini istedik; Trump, "İstesem kolayca yapabilirim" "Evet [anlaşma] yapabiliriz. Duruma bağlı. [Erdoğan] bizim için bir şey yaparsa" dedi.
Neydi Trump’ın bizden beklediği; "Rusya’dan petrol alımını durduracağına inanıyorum" dedi. “Turpun büyüğü heybeden çıktı”
Savunma sanayii girdilerine konulan ambargonun kaldırılması konusu galiba gündeme hiç gelmedi! (Hakan Fidan itirafı)
Suriye’yi, SDG’yi hiç konuşamadık, 2026 savunma bütçesine SDG için koydukları 120 milyon doları hiç hatırlatmadık...
Halk Bankası konusunu dil ucuyla söyledik; Erdoğan’a açtığı bir telefonla Rahip Brunson’ı serbest bıraktırdığını söylemesine rağmen bizim talebimizi duymamazlıktan geldi.
Gazze konusunda “Erdoğan’ın bu konudaki görüşünü bilmiyorum” diye alay etti...
Türkiye, görüşme öncesinde ABD’ye bazı ürünlerde uyguladığı ek vergileri kaldırmıştı; ABD'nin Türkiye’nin ihracat ürünlerine uyguladığı yüzde 30-50 arasındaki yüksek vergiler konusunu konuşmaya hiç yanaşmadı...
Rüya gibi bir ABD seferi yaşadık(!)
Trump’a göre harikaydı...
Erdoğan ise memnun(!)
Ancak, sabah uyandık(!) öpüldüğümüzü anladık!