Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

Stratejik Akıl

1984’ten bu yana 40 yıllık bir terör mücadelesi, 22 yıllık bir AKP’nin tek başına iktidarı; hala terörün kökünü kazıyacağız nutukları atılıyor.

İçimiz kan ağlıyor;

Geçen hafta 12 insanımızı teröre şehit verdik!

“Emperyalistlere taşeronluk yapan kiralık katil sürüleri” yeni nesil roketlerle Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde 12 Nisan 2022 tarihinde başlattığı Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde kurduğu üs bölgesine baskın düzenlediler ve 12 askerimizi şehit ettiler.

“Türkiye, ne pahasına olursa olsun Irak’ın veya Suriye’nin kuzeyinde bir terör yapılanmasına müsaade etmeyecektir. Emperyalistlere taşeronluk yapan kiralık katil sürüleriyle mücadelemizden kesinlikle geri adım atmayacağız. Hem eli kanlı caniler hem de bölücü örgüte destek verenler bölgemizin geleceğinde teröre yer olmadığını er ya da geç anlayacaklardır” diyor, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan.

1984’ten bu yana 40 yıllık bir terör mücadelesi, 22 yıllık bir AKP’nin tek başına iktidarı; hala terörün kökünü kazıyacağız nutukları atılıyor.

Bu işte bir yanlışlık (veya eksiklik) var!

Türkiye’yi yönetenler, stratejik akla ve öngörüye sahip olmalı, büyük düşünmeli, geleceği planlamalı ve kurmalıdır; ödenecek bedel hedeflenen sonucu alabilmelidir.

Tarihin tozlu sayfalarından bazı hatırlatmalar yapalım;

İznik, Hristiyanlık için çok önemlidir; Hristiyanlık dininin temel ilkelerinin tartışılıp, karara bağlandığı ve bugünkü İncil Kitabı’nın kabul edildiği 1. Konsil’in toplandığı şehirdir. Anadolu Selçuklu Sultanı Kutalmışoğlu Süleyman Şah, İznik şehrini başkent yaparak Anadolu’nun fethine başlamıştır. Bu olay tüm Hristiyan dünyasını ayağa kaldırmış ve meşhur Haçlı seferlerini başlatmıştır; büyük bedeller ödenmiş ancak Avrupa nezdinde artık Anatolia’nın adı Türkiye’dir ve işgal eden halkın adı Türklerdir. Bugünleri işte bu stratejik karara borçluyuz.

Günümüzün küresel güçleri (Haçlılar) bugün, terör örgütlerini kullanarak Türkiye’yi kontrol altında tutmak istiyorlar. Terör örgütünün bölücü, dinci veya ideolojik olması Haçlılar için fark etmez; Hınıslı Şeyh Sait'ten Fethullah Gülen’e, Asala’dan PKK’ya kadar kanımızı akıtanların hepsi küresel güçlerin katilleridir. Mesele yalnız güvenlik meselesi değildir. Tarihi derinliği olan siyasi meseledir. Güvenliği ihmal etmeden meselenin tamamını görerek “yapılması gereken neyse onu yapmak” mecburiyetindeyiz. Geçmişten ders almak zorundayız!

“Bir fatura ödenecekse bunu geciktirmeden ödemeliyiz”

Tarih, 1990’lı yıllar, cumhurbaşkanı, rahmetli Turgut Özal. Türk Ocakları yönetim kurulu üyesiyim. Rahmetli Özal için Kürt bölücü siyasetinin arkasında olduğu, himaye ettiği haber ve yorumları yapılıyor ve benim bulunduğum zeminlerde “Özal haindir” ithamları yapılıyordu. Bir grup arkadaşla randevu alıp ziyaretine gittik, durumu anlattık; çok rahatsız oldu, uzun konuştu. İki şey söyledi;

Bir, “Ben akıllı adamım; çocukluğumdan bu yana Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetmek ve büyütmek hayalleri ile büyüdüm, hazırlık yaptım, bölücülere destek vermeyi aklıma saygısızlık olarak görürüm.” İki, “Ben imanlı bir adamım; İslam dinine hizmet etmiş bu büyük Millete ihanet etmeyi küfür sayarım, Allah razı olmaz.”

“PKK ve Kürt bölücü siyaseti konuşulmalı ve ne yapılması gerekiyorsa yapılmalı, bir fatura ödenecekse de geciktirilmeden ödenmeli, bu sorunu bitirmeliyiz” diye ilave etti.

30 yıl sonra yine PKK’yı ve ölümleri konuşuyoruz.

17 Nisan 2022’de başlayan Pençe-Kilit harekâtında şimdiye kadar 1 Binbaşı, 4 Üsteğmen, 9 Teğmen, 9 Astsubay, 63 Uzman Çavuş, 31 sözleşmeli er ve 8 korucu olmak üzere 125 güvenlik görevlisi şehit olmuş; insanımızı ve ülkemizi korumak için ölümü göze almak çok yüce bir duygu. Tüm şehitlerimize rahmet diliyorum.

İnsan hayatı çok değerlidir, ölüm bu kadar ucuz olmamalı; bir tek insanımızın kaybı dahi gündem oluşturmalı; sebepler soruşturulmalı, sorumlular sorgulanmalıdır. İki günde 12 şehit verdik, gündemde iki gün kalamadı; ölümleri, şehitleri kanıksadık. Birkaç beylik taziye beyanatı dışında herkesin kendi gündemi devam ediyor. Ortadoğululaşmak bu olmalı…

Bu söylenenler doğru mu?

Irak’ın kuzeyinde sarp dağların başlarında karakol kurarak vatan savunması yapan Mehmetçikler’in elinde “gerekli ve uygun” teçhizat gerçekten yok mu? Çok başarılı nokta operasyonları yaptığını basından takip ettiğimiz Milli İstihbarat Teşkilatı’nın böyle bir baskın yemesini nasıl ve ne ile izah edeceğiz?

Türk insanının hayatı bu kadar ucuz olmamalı, Türkiye’ye saldırmak bu kadar kolay olmamalı! Türk güvenlik güçlerinin vatan savunmasında gösterdiği fedakârlığa ve verdiği başarılı mücadeleye gölge düşmemeli. Terörle mücadelede ölçü, öldürülen terörist sayısı değildir, ölçü verdiğimiz şehit ve yaralı sayısıdır; bir damla Mehmetçik kanı dünyaya bedeldir.

BENCE

Sözün bittiği yerdeyiz; “Öfkemiz acımız kadar büyük”

Acımız büyük eyvallah. Ancak öfke ile hareket etmemeliyiz; düşmanımızı biliyoruz, gölgelerle kavga etmek bize bir şey kazandırmaz; İsveç’in NATO’ya üyelik meselesi anlamını kaybetmiştir, aleyhimize kullanılmasına fırsat vermemeliyiz.

Hesaplaşmanın zamanı ve zeminini biz belirlemeliyiz.

Stratejik akıl bunu gerektirir.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi