
Yaşar Seyman
Ahparig!
“Su akar, çatlağını bulur.”
Hrant Dink
“Ah benim güzel abim uzun abim
Uçurum çiçeği abim
Ah benim giden abim türkülere dağlara
Ah benim güzel abim uzun abim
Uçurum çiçeği abim
Ah benim giden abim çocuklara dağlara”
Hüsnü Arıkan
Bugün Hrant Dink’in aramızdan alınışının 18. Yıldönümü…
Onun gidişiyle nasıl da bir rengimizi kaybettik!
Yazımı yazarken Hüsnü Arıkan’ın şarkısını dinliyor, yıllar öncesi aynı gazetede kalem kardeşi olarak yazmamıza, zaman zaman İstanbul’daki dost ortamlarında buluşmamıza bir de vurulduğu anın görüntülerine acılar içinde savruluyorum.
Bu ülkeyi yönetenler neden gençlerini daha güzel bir dünya düşledikleri için idam ediyor, ölümlere yolluyor. Yaşayanları da yıllarca cezaevlerinde ve sürgünlerde çürütmeye çalışıyor. En iyi şairimiz, romancımız, yazarımız, sinema yönetmenimiz, müzisyenimiz kısacası yüzümüzü dünyada ve ülkemizde ağartan herkese ölümü, tutukluluğu, sürgünü yaşatıyoruz. Hrant Dink’te bunlardan payına düşeni alan bir güzel insan, unutulmaz bir değerimizdi.
Bu yapılanları dün de bugün de anlamakta zorluk çekiyorum.
Hrant Dink’i sevenler bugün kurucusu ve genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesi önünde vurulduğu yerde bir araya gelecekler. “Her yıl olduğu gibi yine adalet istemini haykıracağız! Geride bırakılan dava sürecinde “adalet” yoktu çünkü! “Onu aramızdan alan mekanizma hala karanlıkta. Hrant Dink bu toprakların “hakikati” ini anlattı yıllarca. O yüzden de ısrarla tekrarlayacağız: Hakikatin zamanaşımı olmaz!”
Acının zamanaşımı olmaz!
Bazı yaralar zamanla iyileşmez…

Hrant Dink de Ahmet Kaya gibi 15 Eylül 1954 yılında baba ve annesi Sivaslı olmasına karşın Malatya’da doğuyor. 19 Ocak 2007 yılında İstanbul’da öldürülen Hrant Dink de Ocak ayı içinde öldürülen gazetecilerimiz Metin Göktepe, Uğur Mumcu ve Onat Kutlar’a katılıyor.
Hrant’la BirGün gazetesinde uzun süre birlikte yazdık. Bizim kavalımız gibi onların da Duduk müzik aletiyle bir toplantıda tanıştım. Hrant’ın arkadaşının Duduk’undan dökülen içli ve yanık ezgiler insanın beyninde kolayca yer ediyor.
O dost muhabbetinde Duduk’la bizim bildiğimiz “sarı gelin” ezgisinin aslında “dağlı gelin” olduğunu öğrendim.
Hrant Dink’i uğurladığımız gün onun adına vicdan saatleri zil çaldı!
O sabah yedi tepeli kentte on binler alarmla değil kendi saati ile uyandı.
Hrant Dink için yürüdü...
Uğurlama töreninde dağlı gelin Rakel Dink’in konuşması yürekleri dağladı.
Rakel Dink de ülkemizde öldürülen bilim insanlarının, yazarların, gazetecilerin geride kalan acılı eşleri gibi acısını soylu yaşayan ve taşıyan kadınlarımızdan biri oldu.
AHPARİG!
Sen Malatya’nın rüzgarında, Fırat’ın akışında, Sivas’ın soğuğunda, Kızılırmak’ın her zerresinde, Ararat’ın zirvesindeki bulutlardasın. Sen, İstanbul’un lodosundasın. Sen Anadolu’da ağıt yakan anaların dilinde unutulmazsın! Sen, Gazze’de Filistinli bir kız çocuğunun gözyaşında, Latin Amerika’da bir emekçinin nefesinde, Ümit Burnu’ndaki bir balıkçının alın terindesin. Sen aklımdasın. Sen gönlümdesin! Sen güvercin tedirginliği duyduğun için balkon demirine tüneyen güvercinlerdesin. Kim demiş çabuk unutuyoruz, sen unutulmazsın!
Sen hep bizimlesin AHPARİG!
Seni bizden kopardıkları günün 18. Yıldönümünde seni, özlemle, sevgiyle, saygıyla anıyorum, benim dostum, kalem kardeşim. Bu dünyada sana huzur vermediler, huzur içinde olasın…
*Ahparig: Erkek kardeş
“Gerçeğin Hapsi”
02 Şubat 2025 Pazar 07:00Gezi Anneleri
26 Ocak 2025 Pazar 07:00Naime Teyze
12 Ocak 2025 Pazar 07:00Ah Güzel Ülkem!
05 Ocak 2025 Pazar 07:00Yeni yıla, yeni umutlar
29 Aralık 2024 Pazar 07:00Direnişçi bir kadının öyküsü
22 Aralık 2024 Pazar 07:00Dünyanın geldiği nokta!
15 Aralık 2024 Pazar 07:00Kuru Ekmekler
01 Aralık 2024 Pazar 07:00Bir Cumhuriyet Öğretmeni
24 Kasım 2024 Pazar 07:00Sanat Korkuyu da Yener!
17 Kasım 2024 Pazar 07:00



