
Esin Sungur
Ata tohumu alma zamanı
Geçtiğimiz ay duyurulan ve Şubat ayında yürürlüğe girecek güzel bir çalışma var; Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım Kredi Kooperatifleri Marketlerinde ata tohumlarımızın satışa çıkarılacağını açıkladı. Bugüne kadar 37 ata tohumunun tescil edildiği ve Şubat ayı içerisinde bu rakamın 49'a çıkacağı da belirtildi. Hangi tohumlar olduğunu öğrenmeyi heyecanla bekliyorum.
Tohum konusu ülkemizde birçok konuda olduğu gibi kafa karışıklığının yüksek olduğu bir konu. Hem günümüz dünyasının içinde bulunduğu şu durumda gıda güvenliği hem de alıştığımız, çocukluğumuzdan gelen lezzetleri koruyabilmek açısından çok önemli. Kendi tohumuna sahip olmak, kimseye bağımlı olmadan üretim yapabilmek anlamına geldiği gibi, atalık tohumlarına sahip çıkmak, yerel tohumlarla üretim yapmak lezzetin devamlılığı, tohumdaki kadim bilginin nesilden nesile aktarımı gibi yaşamsal konulara da temas ediyor. Thor Hansen’ın çok severek okuduğum, dönem dönem mutlaka dönüp baktığım “Tohumların Zaferi” adlı kitabında “Tohumlar aktarım biyolojisinin cisim bulmuş halidir. Taşıdıkları derin kültürel önemin kaynağı da budur bir bakıma” der… Ayrıca binlerce yıldır belli bir coğrafyaya uyum sağlamış, oranın her türlü koşulunda ürün vermiş olan atalık tohumlar; daha dün o coğrafyaya girmiş, herhangi bir sıcaklık veya nem farkında neye nasıl tepki vereceği bilinmeyen tohumlara göre elbette ki bir ülkenin kendini doyurabilmesi bakımından çok daha güvenilirdir.
Peki biz şimdi Tarım Kredi Kooperatiflerinde atalık tohum satılmasına neden seviniyoruz? Gelin kısaca konunun öncesine bir göz atalım:
Ülkemizde 31 Ekim 2006 tarihinde 5553 sayılı bir yasa çıkmıştı, tohumculuk yasası diye bilinen bu yasada, yerel tohumların ticari satışı yasaklanmıştı. Ancak; “çiftçilerin kendi ihtiyaçları için ticarete konu olmamak kaydı ile yapacakları tohum üretimini kanun hükümlerinden müstesna tutmaktadır” diye bir bilgi notu da yer almaktaydı. Yani çiftçiler kendi ihtiyaçları olan tohumu üretip kullanmaya, bir sonraki sene tekrar ekip dikmeye devam edebiliyor, aralarında değiş tokuş edebiliyor, ancak satışını yapamıyordu. Bu nedenle de atalık tohumların korunması ve kaybolmaması adına, gerek yerel yönetimler, gerek konuyla ilgili sivil toplum kuruluşlarınca takas şenlikleri organize etmek, Seferihisar’daki Can Yücel Tohum Merkezi gibi tohum bankaları oluşturmak şeklinde çözümler üretildi.
Bu tohumların ticareti saiklerle alım satıma neden izin verilmiyor denildiğinde ise, ticarete konu edilen tohumlukların herhangi bir kontrolden geçirilmeden, denetlenmeden alınıp satılmasının bazı mağduriyetler yaratabileceği, hastalık ve zararlılara karşı korumasız kalınabileceği gibi gerekçeler ortaya kondu. Elbette gerek atalık tohumların gerekse tüm yerli tohumların kayıt alına alınması, gerektiğinde ıslahı, standartlarının, ekilip dikileceği coğrafi bölgesinin belirli olması, üretim planlamasının yapılması yararlı bir girişim. Ancak bunlar yapılırken bu coğrafyada yüzlerce yıldır devam eden ve kadim bir bilgi haline gelmiş üretim biçimlerinin de desteklenmesi, üreticilerin ve tohumların bu süreçlerden zarar görmemesi öncelikli olmalı. Çiftçinin, köylünün zaten tarımdan tamamen uzaklaştığı bir dönemde bu konuları karmaşık olmayan bir dille, anlaşılır, şeffaf bir şekilde herkesin anlayacağı biçimde ortaya koymak ve insanları korkutmamak çok önemli diye düşünüyorum. Bazen iyi bir şey yapsak bile o kadar karmaşık dille anlatıyoruz ki ve kanunlar, yönetmelikler o kadar bunaltıcı olabiliyor ki, yapılan güzel iş de ortaya çıkmıyor.
Neticede, 2006’dan bu yana bir süreç yaşandı ve geldiğimiz noktada Şubat ayı itibariyle elliye yakın tohum vatandaşa sunuluyor. Bu süreç boyunca tohuma sahip çıkan, tohumun önemini vurgulamayı ısrarla sürdüren herkesin emeklerine şapka çıkarmak gerekir.
TOHUMA VERİLEN KIYMET TOPRAĞA DA VERİLMELİ
Vatandaş olarak gidip Tarım Kredi Kooperatifi’nden bu toprakların, suyumuz gibi, toprağımız gibi hepimize ait olan büyük mirası, ata tohumlarını alabileceğiz. Bunlar Anadolu topraklarında daha ziyade tahıl ve bakliyatlar. Basında yer alan fotoğraflardan görebildiğim kadarıyla, kooperatiflerde sadece bunlar değil, başka coğrafyalardan gelmiş ama yıllar içinde artık bizim coğrafyamıza uyum sağlamış yerli tohum niteliğindeki biber, domates vb. tohumları da olacak. Ben de hafta sonu İstanbul’da evime yakın kooperatife gidip bakacağım; acaba her yerde aynı tohumlar mı satılacak yoksa belirli bölgelere ait, belirli bir bölgenin coğrafi işaretli bir ürününün tohumu sadece o bölgede mi satılacak? Bunu göreceğiz. Bakanlığın attığı bu olumlu adımı desteklerken, tohumlarımızın yeşereceği topraklarımızın sağlığı için de acilen adımlar atılması gerektiğini tekrar edelim. Yanlış sulamadan agresif tarım uygulamalarına kadar birçok farklı sebeple topraklarımızın sağlığı da elden gidiyor, toprağın mineral ve organik madde oranları azalıyor, toprak tuzlanıyor. Tohuma verdiğimiz kıymet ancak toprağı da aynı şekilde ele alırsak, iyi bir makro planlama ve konunun tüm taraflarının sorunları ortaya koyduğu ve tarım gibi belki de en önemli konumuzda ortak bir amaç için birlikte çalıştığımız bir atmosferde değerini bulacak.
SİNEMA VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK PROGRAMINDA SON HAFTA
Akbank Sanat ve EkoFilm ortaklığında süren "Sinema ve Sürdürülebilirlik" Gösterim ve Söyleşi Programı bu hafta son buluyor. Türkiye’de sürdürülebilir film yapımı konusunda bilinç oluşturulmasına öncülük eden EkoFilm Platformu'nun hazırladığı, çevre ve sürdürülebilirlik temalarına odaklanan film seçkisi ve söyleşiler ücretsiz ve kontenjan dolana dek herkese açık, sadece önceden kayıt yaptırmak gerekiyor.
4 Şubat Salı günü Akbank Sanat’ta yönetmen Cyril Dion’un “Hayvan” adlı filmi izlenebilecek. Filmin konusu şöyle anlatılıyor; “İki genç diğer türlerle avcıdan çok ev arkadaşı gibi yaşamayı mümkün kılan başka bir yaşam biçimi bulmak için olağanüstü bir yolculuğa çıkar. Bunun için dünyayı dolaşarak bilim insanları ve aktivistlerle tanışır.” Ünlü primatolog Jane Goodall da filmin yapımında destek vermiş.
Programın son iki etkinliği ise şöyle:
Çevre Dostu, Sürdürülebilir Film Yapımı
Söyleşi
Akbank Sanat
5 Şubat 2025|18:30
Film ve Dizilerde Çevre Dostu Hikâye Anlatıcılığı
Söyleşi
Akbank Sanat
6 Şubat 2025|18:30