Beklentiler Ayrışıyor

Enflasyon beklentileri dezenflasyon sürecini besleyen önemli bir unsuru oluşturuyor. Nitekim Merkez Bankası Başkanı Sayın Karahan yaptığı değerlendirmelerde de sıklıkla bu konuya vurgu yapıyor.

Piyasa Katılımcıları Anketi, İktisadi Yönelim Anketi ve Türkiye İstatistik Kurumu iş birliğiyle yürütülen Tüketici Eğilim Anketi ile finansal ve reel sektör uzmanlarının, imalat sanayi firmalarının ve hane halkının 12 ay sonrası yıllık tüketici enflasyonu beklentileri derlenerek elde edilen sektörel enflasyon beklentileri ocak ayında gerilemişti. Ankete göre Ocak 2025’de piyasa katılımcılarının 12 ay sonrası enflasyon beklentisi yüzde 27,1’den yüzde 25,4’e, reel sektörün yüzde 47,5’ den yüzde 43,8’e, hane halkının ise yüzde 63,1’den yüzde 58,8’ e gerilediği ve enflasyonun düşeceğini bekleyen hane halkı oranının ise haziran ayından beri ilk defa yüzde 30,8’e yükseldiği görülmüştü.

Ocak ayında her üç kesim için rakamlar enflasyon beklentisinin azaldığı yönünde olmakla birlikte enflasyonun düşmeyeceğini bekleyen hane halkı oranının yüzde 70’e ulaşması dikkat çekici olmuştu.

Salı günü de şubat ayı sektörel enflasyon beklentileri raporu yayımlandı. Şubat ayında 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri, piyasa katılımcıları için 0,1 puan azalarak yüzde 25,3 seviyesine, reel sektör için 1,9 puan azalarak yüzde 41,9 seviyesine gerilerken, hane halkı için 0,4 puan artarak yüzde 59,2 seviyesine yükseldi. Böylece hane halkının enflasyon beklentisi 6 ayın ardından yükseliş gösterdiği görüldü. Gelecek 12 aylık dönemde enflasyonun düşeceğini bekleyen hane halkı oranı da bir önceki aya göre 2,5 puan azalarak yüzde 28,3 seviyesinde gerçekleşti. Yani enflasyonun düşmeyeceğini bekleyenlerin yüzdesinde artış izlendi.

Öte yandan daha önceki aylarda olduğu gibi piyasa katılımcılarının diğer iki kesimden belirgin bir biçimde ayrışmaya devam ettiği görüldü. Öyle ki bu durum piyasa katılımcılarının neredeyse TCMB’nin beklediğinden daha düşük bir beklenti içerisine girecekleri düşüncesini kuvvetlendiren bir etkiye yol açıyor. Ayrıca reel kesimin beklediği enflasyon da fiyatları belirleme özelliğinden dolayı oldukça önemli. Reel kesim şimdiki enflasyondan etkilenirken, hane halkının beklentilerinde ise geçmiş enflasyon da etkili oluyor. Nitekim Sayın Şimşek de konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede fiyatlama davranışlarında önemli olanın reel sektörün enflasyon beklentisi olduğunu belirterek piyasa beklentisinin enflasyon hedefi ile uyumlu olduğunu yüksek seyreden reel sektör ve hane halkının beklentilerinin enflasyondaki gerilemenin devamı ile hız kazanacağını ifade etti. İşte sorun da tam burada. Zira hane halkı açıklanan resmi enflasyon üzerinden değil yaşadığı enflasyon üzerinden bir beklenti içerisine giriyor. Bu bağlamda hane halkının veri setini yaptığı alışverişlerde ödediği tutar ve alım gücündeki kayıp oluşturuyor. Asgari ücretlinin ücretinin, açlık sınırının altına düşmesi ve emeklinin maaşının ise zaten açlık sınırın altında olması gıdaya erişimi de zorlaştırmasından dolayı beklentileri olumsuz yönde etkiliyor. Nitekim FAO verilerine göre gıda fiyatları dünyada 2024 yılında yüzde 6,7 artarken Türkiye’deki yıllık artışın yüzde 43,6 olarak gerçekleşmiş olması vahametin boyutunu ortaya koyuyor.

Bunların dışında TCMB’nin 2025 yılı enflasyon tahminini yüzde 24 olarak yukarı yönlü güncellemesi de hane halkı beklentileri üzerinde olumsuz etki yarattı. Ayrıca her ne kadar ekonomi yönetimince enflasyonu önlemede kararlı olunduğu ifade edilse de pek çok makro ekonomik sorunun aynı anda çözülebileceği düşüncesinin devam ediyor olması enflasyonun birincil öncelik olduğu konusundaki inancı zayıflatıyor. Öyle ki Sayın Şimşek’in sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede uyguladıkları programla fiyat istikrarı, mali disiplin, sürdürülebilir cari açık, ile yüksek, kapsayıcı ve dengeli büyüme hedefine ulaşacakları yönündeki açıklaması bu görüşü destekliyor.

Hal böyle olunca hane halkının enflasyon beklentisinin kolay kolay azalmayacağı görülüyor. Özellikle sabırlı olunması konusundaki ısrar beklentiyi azaltma yerine aksi bir etki yaratıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serap Durusoy Arşivi