Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

Bu görüntüye isyan ediyorum

İstanbul’da bir gazeteciyi planlayarak öldürttüğü kabul edilen veya en azından bizim öyle söylediğimiz; bir ihanet geleneğinin; ingiliz ajanı Şerif Hüseyin’in günümüzdeki varisi Muhammed Bin Selman’ın mütahakkim tebessümü karşısında Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tarif ve telafuzda zorlandığım “ezik duruşu” beni kahretti.

Suudi Krallığı’nın resmi haber ajansının dünyaya servis ettiği ve dünya medyasının kullandığı resim bu! Adamların anladıkları, anlattıkları ve anlaşılmasını istedikleri bu görüntüye isyan ediyorum.

Aslında Türkiye’yi bu duruma düşürenlere isyan ediyorum!

“Düşman değil, dost kazanma süreci” başlattığını söyleyerek dün düşman ilan ettikleri ile yeniden dost olabilmek için onurunu veya kibrini ayaklar altına alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanılgılarının bedeli nedir? Karşılığı nedir? Bu kaçıncı oldu!

Dış politikada bu kadar mı yalnızlaştık ki Suudilerin dostluğu bizi koruyacak olsun veya ekonomide sıfırı tamamen tükettik mi ki bunlardan gelecek üç beş dolar bizi kurtarsın?

Suudi Arabistan, İsrail, BAE ve Mısır hatta Lübnan devletlerinin Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve GKRY ile Ortadoğu’da ABD (PKK) ile Türkiye’ye karşı kurdukları şer ekseni, önünde diz mi çöküyoruz? Bu ülkeler Türkiye karşıtlıklarından vaz mı geçtiler ki şimdi dost olalım?

Ülkeler arasında ebedi dostluk veya düşmanlık olmaz; ikili ilişkiler ulusal çıkarlar zemininde ilerler; bazen dost bazen de düşman olunur diyen diplomasi/dışpolitika teorisi, kırılan onurumuzu tamir edemez. Bu gelgitlerin ulusal çıkarlarımıza hangi katkısı olacak, bugüne kadar oldu mu?

ABD Başkanı’nın Türkiye’de ajanlık yapmak suçlaması ile tutuklu yargılanan papaz Bronson’un serbest bırakılmasını istediği mektubunda “Aptal olma” hakaretine muhatap olmak, Suriye’de 36 askerimizi hunharca katleden Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmek için gittiğiniz Moskova’da Putin’in kapısında bekletilmek veya yeni yetme Arap veletlerinin karşısında yere bakmak Mustafa Kemal Atatürk’ün varislerine yakışıyor mu?

Bir değil iki değil…

15 Temmuz hain saldırısının arkasında olduğu iddiasıyla suçladığımız ve “Şerefsizler” diye nitelediğimiz BAE’nin ayağına gitmek yakıştı mı?

Sırada Mısır var; “Kardeşim, Mursi’yi şehit eden” darbeci Sisi ile aynı masaya oturmak ve kucaklaşmak içinize nasıl sinecek?

“Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” dediğiniz ve katil olmakla suçladığınız İsrail’le yeniden kucaklaşmak Filistinseverliğinizle nasıl bağdaşacak?

İktidar yanlısı medya ve kalemşörlerden itiraz veya en azından bir serzeniş, üzüntü, sitem bile yok. Aynı mahalleden Karar Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren’in ifadesi ile söylersek Veliaht Bin Selman’la verdiğiniz resim “Ümüğümüzün sıkıldığının resmidir.”

Sayın Cumhurbaşkanı, sizi yere baktıran sebep ne?

“Kaşıkçı’nın bedeni nerede? Suudi gazetecinin ölüm fermanını kim imzaladı? “Aralarında bir adli tıp görevlisinin de bulunduğu 15 katili iki uçakla İstanbul’a kim yolladı” diye işaret ettiğiniz bu katile(!) “Bu millet enayi değil, hesabı sormasını bilir” diye efelenmenizin mahcubiyeti mi?

Bugün NATO liderler zirvesinde olacağız. Terör örgütlerine verdikleri desteklerden dolayı ve savunma sanayimize ambargo uyguladıkları için İsveç ve Finlandiya devletlerinin NATO’ya alınmasına karşı olduğumuzu, VETO edeceğimizi birçok defa çok yüksek sesle ve en yüksek seviyeden ifade ediyoruz; yüreğim pır pır ediyor; bir sebep geliştirerek Madrid toplantısında vetoyu kaldırırsak bardak taşacak, sabır taşı çatlayacak; “onursuz dış politika” suçlaması ile bu hükümeti millete şikayet edeceğim.

Ya dik konuşmayın ya da konuşursanız dik durun!

BENCE

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti hatta Sayın Erdoğan bu zelil duruma düşmeyi hak etmiyor. Burada bir yanlışlık var; ya gerçekten dış politikada köşeye sıkıştık veya devlet olarak iflasın eşiğindeyiz!

YA DA

İktidarın bir baskın seçime hazırlandığını ima eden Sayın Fehmi Koru’nun ifadesi ile “Türkiye’de seçimin kaderi BAE ile Suudi Arabistan’ın güçlü adamlarının elinde olabilir mi?“

Bu ihtimali yok sayıyorum!

Seçim kazanmak için bu kadar alçalmayı hiç kimseye yakıştırmam, aklına imanına ahlakına saygı duyduğum Sayın Erdoğan’a hiç mi hiç yakıştırmam.
Öfkemin, isyanımın sebebi üzüntümdür; Türkiye’yi düşürdüğünüz duruma bak!

Bu Milletin aklıyla, onuru ile alay edilmesinin faturası ağır olacaktır!

Aziz Dostlar,

Bilgiye, habere her yerde ulaşabilirsiniz.

Eksik olan, ihtiyacımız olan tavırdır, duruştur.

Bir vatandaş olarak bu sonuca isyan ediyorum!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi