BU SEFER METİN DEĞİŞTİ

Piyasalar açısından sürpriz bir karar ile görevden alınan Naci Ağbal’ın ardından göreve getirilen yeni başkan Şahap Kavcıoğlu başkanlığında yapılan ilk PPK toplantısında çıkan, politika faizini değiştirmeyerek %19’da sabit tutma kararı piyasa beklentileri ile paralel olsa da metinde yapılan değişiklikler geleceğe ilişkin kafalarda soru işaretleri yarattı.
Açıklama metninde üç kritik nokta var.
Çok uzun süredir metinde kalıp halinde yer alan “Gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaştırma yapılacaktır” ifadesi yeni dönemin ilk toplantısında metinden çıkartıldı.
Naci Ağbal döneminde metinlerde yer almaya başlayan “Sıkı para politikası duruşu kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülecektir” ifadesi de metinden çıkartıldı.
“Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.” ifadesi ise yeni metinde yer aldı.
Yukarıda ifade etmeye çalıştığım ilk iki maddenin piyasa tarafından algılanması TCMB’nin uygun bulduğu ilk fırsatta faizi indirmek üzere düğmeye basma niyetinin ifadesi.
Enflasyonun üstünde faiz verileceği mesajı piyasa aktörlerinin bir bölümü tarafından sıkı para politikası sinyali olarak değerlendirilse de esas soru burada kast edilen enflasyonun hangi enflasyon olduğudur. Yüzde 16 seviyesini de aşan ve Nisan ayı enflasyon verisi ile daha da yükselmesine kesin gözü ile bakılan açıklanan yıllık enflasyon mu yoksa enflasyon beklentileri mi? Ki burada TCMB Beklenti Anketi’nde her vadede enflasyon beklentilerinde ciddi oranda bozulmalar var.
Son bir ayda yaşananlar yabancı yatırımcı güveninin ciddi derecede kaybolduğunu net biçimde gösteriyor. Yabancı yatırımcı TL varlıklarda olan pozisyonlarını satmaya devam ediyor. Naci Ağbal’ın görevden alınması sonrasında 8,50 seviyesine kadar yükselen dolar kurunun daha da yukarı gitmesine yurt içi yerleşik yatırımcıların döviz satıp TL’ye geçmeleri engel oldu. Ancak yatırımcılardaki bu davranış biçiminin TL’ye güven olarak algılanması çok gerçekçi değil. Yüksek fiyattan satıp, düşük fiyattan yerine koyma niyeti ile yapılmış bir yatırım stratejisi olarak değerlendirmek daha doğru. TCMB tarafından dün açıklanan istatistikler de bunu doğrular nitelikte.
Son olarak Rusya’nın 1 Haziran tarihine kadar turist göndermeyeceği açıklamasını Covid-19’un seyrinden ziyade Türkiye’nin Rusya-Ukrayna konusunda almış olduğu tavra bir tepki olarak okuyorum. Rusya Türkiye için önemli turizm pazarlarından bir tanesi. Rus turistin gelmemesi ve farklı ülkelerin de farklı gerekçelerle de olsa buna benzer bir karar alması yaz ayları için beklediğimiz önemli bir döviz girdisinden mahrum kalmamıza neden olur ki; bu da döviz kurları üzerinde ciddi bir baskı yaratır.
TCMB faizi indirmeye niyetli ve istekli ama oyun yeri çok dar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mert Yılmaz Arşivi