Mert Yılmaz
Gel de çık işin içinden….
Ülkede gündem bitmiyor, arkana yaslanıp iki gün rahat bir nefes alma, kafanı boşaltma imkanı bulamıyorsun. Maalesef yaşanan her acı olay çok ama çok kısa süre içinde gündemden düşüyor hatta unutuluyor. Yılın başından beri gündeme bomba gibi düşen olayları yazmaya kalksam sevgili Nilay’ın bana ayırdığı köşeye sığdıramam. Yaşananlara mı üzüleyim, hiçbir sorumlunun açığa çıkartılamamasına, ceza almamasına mı dertleneyim, yaşananlardan hiç ama hiç ders çıkartılmamasına mı, kısa sürede gündemden düşmesine mi bilemiyorum. Sanırım doğru cevap E şıkkı “Hepsi”.
Bugünlerdeki önemli tartışma konularından birisi de memur ve memur emeklilerine yapılacak zam oranı. Memur-Sen, 2026 yılı için kümülatif yüzde 88, 2027 yılı için ise yüzde 46 zam talep etmişti.
Hükümetin son teklifi ise 2026 yılı için ilk altı ayda yüzde 11, ikinci altı ayda yüzde 7; 2027 yılı içinse yüzde 4+4 artış önerildi. Ayrıca taban aylığa bin liralık artış.
İki taraf arasında uzlaşma sağlanamayınca konu Hakem Kurulu’na taşındı. Kurul’un ay sonuna kadar bir karar vermesi bekleniyor ve Kurul’un kararı nihai karar olacak. 11 üyeden oluşan kurula 6 üye Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Şair burada demek istiyor ki; hükümet ne derse o olur.
Türkiye bence sendika ve sendikacılığı da enine boyuna tartışmalı da bu yazının konusu o değil.
Memur sendikasının istemiş olduğu maaş artışlarının karşılanması mümkün değil. Bunu da en iyi sendika biliyor. Maksat pazarlığı olabildiğince yüksekten başlatmak.
Hükümetin teklifi ise kabul edilebilir değil.
Son günlerde bir anda kamudaki memur sayısının fazla olup olmadığı tartışılmaya başlandı.
KAMUDA İSTİHDAM EDİLEN PERSONEL SAYISI 5 MİLYON 243 BİN 896
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı 2025 yılı Mart ayı sonu itibari ile kamuda istihdam edilen personel sayısını 5.243.896 olarak açıkladı.
Sayının fazla olup olmadığına ilişkin tartışmalar girmeyeceğim.
Türkiye’de 2010 yılında resmi verilerle kamuda istihdam edilen personel sayısı 2.938.218, bu sayı 2015 yılında 3,418,841’e, 2020 yılında 4,791,571’e yükseliyor. İlk kez 2022 yılında beş milyonu aşıyor ve her yıl artarak bugünlerde 5,25 milyon sayısına ulaşılıyor.
Soru şu: Neredeyse her yıl artan, seçim dönemlerinde daha da hızlı artan memur sayısının fazlalığı neden bugün göze battı?
İstatistikleri paylaştığım dönem içinde iktidar değişikliğinin olmadığını da hatırlatmak isterim.
Neden bizler bu ülkede hep nicelik üstünden tartışıyoruz da nitelik tartışmasına girmiyoruz? Liyakat sorununun kendine menfaat sağlayanlar dışında herkes tarafından kabul edildiği bir ortamda hazır bir tartışma da başlamışken konuya bir de bu açıdan baksak iyi olmaz mı?
İşçi-memur maaş farkı tartışmaları ise toplumsal barışı bozacak güce sahip bir tartışma.
Ekonomi yönetimi zam oranının beklenen enflasyona göre belirlenmesini istiyor. Bu yaklaşım teknik olarak doğru ancak yaşadığımız bu enflasyon sorununun, hayat pahalılığının nedeni ne işçi ne memur. Herkes biliyor ki; yakın geçmişte uygulanan ekonomi politikasının en mağdur kesimlerinden birisi de sabit ücretliler. Bugün kamu kesimi üzerinden tartışıyoruz ama özel sektörde de benzer sorunların yaşandığını hatta belli sektörlerde çok daha derinden yaşandığını unutmamak lazım.
Daha fazlasını verirsek enflasyona neden olur yaklaşımı teknik açıdan doğru olsa da toplumda bir karşılığı ve inandırıcılığı artık yok. İnsanlar borç içinde yaşıyorlar, ellerine geçecek paranın bir talebe dönüşmesi çok zayıf olasılık. Çoğunluk bankaya olan kredi borcunu ya da kredi kartını borcunu ödemede kullanacaktır.
Lisede öğrenci idim. Okula yanlış hatırlamıyorsam Yozgat’tan bir öğretmen geldi. O zamanlar Anadolu’dan hele de İstanbul’a atanmak büyük mutluluk. Bizim dersimize girmiyordu. Aradan çok kısa bir süre geçti, öğretmen daha yeni dersine girdiği sınıflardan birinde bakanlıktan tekrar Anadolu’ya tayinini istediğini, devletin ona verdiği maaş ile İstanbul’da yaşamayacağını söyledi. Kısa süre sonra da başka bir Anadolu şehrine gitti. O günlerdeki öğretmen maaşının satın alma gücü bugüne göre daha yüksekti.
Buna benzer o kadar çok örnek var ki; ismi bende kalsın Türkiye’nin turizm açısından en önemli ilçelerinden birine tapu müdürü dayanmıyor.
Bugün Türkiye’de uzman öğretmen maaşı 58.364,35 TL. İstanbul’da en düşük kiranın artık 20.000 TL bandına oturduğunu kabul edersek gelin de çıkın işin içinden.