Mert Yılmaz
Küçük adımlarla yola devam
Ekim ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı dün yapıldı ve Merkez Bankası politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 40,50’den yüzde 39,5’e indirdi. Karar metninde dezenflasyon sürecinin yavaşladığı vurgulandı. Merkez Bankası da işlerin planlandığı şekilde ve hızda gitmediğini kabul etti.
2025 yılına ilişkin önümüzde bir PPK toplantısı kaldı onun da tarihi 11 Aralık. Merkez Bankası’nın o toplantıda da kuvvetle muhtemel 100 baz puanlık bir faiz indirimine gideceğini ve 2025 yılını yüzde 38,5 politika faizi ile tamamlayacağını düşünüyorum.
Beklentilerin oldukça üstünde gelen Eylül ayı enflasyonu (yüzde 3,23) sonrasında piyasalarda Merkez Bankası’nın bu toplantıda ne yapacağı konusu tartışılmaya başlanmıştı. Yıllık enflasyonun uzun sürenin ardından sembolik de olsa yükselmesi ve enflasyon beklentilerindeki bozulmayı gerekçe göstererek Merkez Bankası’nın bu toplantıda pas geçerek faizi sabit bırakması gerektiğini düşünenler ile bu gerekçeleri haklı bulan ancak gerek reel sektördeki sıkıntıları gerekçe gösteren gerekse de bozulmasına rağmen 2025 yıl sonu enflasyon beklentisini ve 12 ay sonraki enflasyon beklentisini referans alarak Merkez Bankası’nın faiz indireceğini ve indirmesi gerektiğini düşünenler arasındaki fikri mücadele dikkat çekici bir hal almıştı.
Faiz indirimi beklentisinde olanlar bile geçtiğimiz toplantılarda, önce 300 sonra 250 baz puan faiz indirimine giden Merkez Bankası’nın bu seferki adımının geçtiğimiz toplantılara göre küçüleceği konusunda hemfikirlerdi.
Şahsi beklentim ise Merkez Bankası’nın 150 baz puanlık bir faiz indirimi yapacağı yönünde idi.
Bu arada metinde çok ilginç bir nokta var. Deniyor ki; “Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.” Merkez Bankası tarafından açıklanan ara hedef yüzde 24. Yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 32’ye dayanmış ise buna belirgin ayrışma demeyecek miyiz? Ya da belirgin ayrışma dememiz için kaç olması lazım?
Ben neden Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine adım küçülterek de olsa devam etmesi gerektiği görüşündeydim.
Doğrudur enflasyon beklentilerinde bozulma var.
Doğrudur yaklaşık otuz aydır devam eden dezenflasyon sürecinin sonucu bugünden daha iyi olmalı idi. Kabul edelim ki, enflasyon konusunda istenilen performans alınamadı ise bunun tek sorumlusu Merkez Bankası ve para politikası değil.
Ama enflasyondaki katılığın önemli bir kısmının gıda, kira ve eğitim kalemlerinden geldiği herkesin malumu. Eylül ayı enflasyonunun yarıdan fazlası bu kalemlerden geldi. Bu sorunların yapısal olarak belki uzun vadede de olsa çözümüne yönelik adımlar atılmadıktan sonra faiz sabit kalsa ne olur faiz artsa ne olur? Bu üç grup para politikasının etkinliğinin en zayıf olduğu alanlar.
Evin mutfak harcamaları Merkez Bankası’nın faiz oranına ya da kararına göre değişiyor mu? Faiz düştü diye daha mı fazla sebze meyve alıyorsunuz mesela evinize?
Yıllardır fırsat bulduğum her mecrada Türkiye’nin tarım ve hayvancılık politikasının yapısal bir sorun haline dönüştüğünü bu sorunun çözülmesi gerektiğini ifade etmeye çalışıyorum.
Bir taraftan kuraklık bir taraftan zirai don gibi olaylar önümüzdeki dönemde bizleri daha da zorlu süreçlerin beklediğini gösteriyor. Ve maalesef Türkiye gıda enflasyonu sorununu çözmeden bu enflasyon belasından kalıcı olarak kurtulamayacak.
Bir diğer konu da “faiz inerse talep canlanır ve enflasyon yeniden başkaldırır” görüşü. Sanki enflasyon baş eğmiş gibi. Teknik olarak haklı bir görüş elbette. Ancak bu endişe olarak görülen talep kimin talebi? Emeklinin, dar gelirlinin, sabit ücretlinin hatta yavaş yavaş beyaz yakalının talebi değil. Bu talep faiz yüzde 50 seviyelerinde gezerken doludizgin devam eden lüks tüketim talebi kiminse bugün de onların talebi.
Demem o ki, gelir dağılımının iyileştirmeden ne yapılsa boş.
Denecek ki, “gelir dağılımı ancak fiyat istikrarı sağlanırsa iyileşir.”
Onu diyenlere de sorun, “Türkiye’de enflasyon düşükken gelir dağılımı adil miydi?”
YOKSA…
08 Kasım 2025 Cumartesi 07:00Ayın günah keçileri
10 Ekim 2025 Cuma 07:00Merkez siyasetin gölgesinde
12 Eylül 2025 Cuma 07:00Son Şakası Güldürmedi
05 Eylül 2025 Cuma 07:00Gel de çık işin içinden….
22 Ağustos 2025 Cuma 07:00Sakın Şaşırma Orhan Veli
08 Ağustos 2025 Cuma 07:00FAİZ İNDİRİMİNDE BÖLÜM 2 ADIM 1
25 Temmuz 2025 Cuma 07:00Havuz problemi
11 Temmuz 2025 Cuma 07:00Temmuz ayında faiz indirimleri yeniden başlar
20 Haziran 2025 Cuma 07:00Mutfaktan Kıs, Kiranı Öde, Çocuğunu Okut
13 Haziran 2025 Cuma 07:00