Emre Özpeynirci
Çin’in Batılı otomotiv devlerini çökertecek 3 adımlı acımasız planı devrede
Çin’in küresel otomotiv endüstrisinde tam hakimiyet kurma hedefi, "Kapasiteyi Büyüt, Pazarları İstila Et, Rakipleri Aç Bırak" olarak özetlenebilecek 3 adımlı acımasız bir ustalık planıyla işliyor. Bu plan, bir on yıllık çabayı birkaç yıla sığdırarak, 2021'den bu yana inanılmaz bir hızla uygulanıyor. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in; "Dünyayı Çin'e daha bağımlı, Çin'i ise dünyaya daha az bağımlı kılma" stratejisi, otomotiv sektöründe hızla ete kemiğe bürünüyor.
- Kapasiteyi büyüt
Çin, küresel otomobil talebinin yarısından fazlasını (%55) karşılayabilecek yıllık 50 milyon adetlik üretim kapasitesine sahip. Karşılaştırmak gerekirse, dünyanın ikinci büyük üreticisi olan ABD, yılda yalnızca 10 milyon araç üretiyor. Bu devasa aşırı kapasite, içeride kârlılığı yok eden acımasız fiyat savaşlarını tetikledi ve Çinli üreticileri tek bir yola zorladı: "Ya ihraç et ya da öl".
2. Pazarları istila et
Bu nedenle Çinli 107 otomobil şirketi, hayatta kalmak için küresel pazarlara hücum etmeye başladı. 2020'de sadece 1 milyon olan Çin ihracatı, bu yıl dünya rekoru kırarak 7 milyon araca ulaşacak. Çinli araçlar, ABD ve Kanada hariç, neredeyse her ülkeye soluk kesici bir hızla akıyor. BYD, İngiltere'de eylül ayında satışlarını %880 artırarak (11.000 araç) bu ülkeyi Çin dışındaki en büyük pazarı haline getirdi. Ford Çin'in eski CEO'su Peter Fleet, Çin markalarının pazar payının Birleşik Krallık'ta iki yıl içinde %13'ten %30'a çıkacağını tahmin ediyor. Batılı otomotiv liderleri bu ilerleme karşısında "far görmüş tavşan" gibi şaşkına dönmüş durumda. Ford CEO'su Jim Farley, bu hızlı ilerlemeyi "“Bu gördüğüm en büyük ders oldu. Gerçekten utanç verici bir fark” olarak nitelendiriyor.
3. Rakipleri aç bırak
Batılı üreticilerin rekabetçi ürünler üretme yeteneklerini sınırlamak için Çin, kilit tedarik zincirlerini boğmaya odaklanıyor. Geçen hafta Çin, nadir toprak mıknatıslarından batarya malzemelerine kadar kilit otomotiv üretim girdilerinin ihracatına sınırlamalar getirdi. Bu kısıtlamalar olmadan, Avrupa ve ABD'deki fabrikalar durma riskiyle karşı karşıya kalacak.
- Her araçta yüzlerce mıknatıs bulunur ve elektrikli araçlarda (EV) hareket için kritik öneme sahiptirler. Çin, nadir toprak mıknatıs rafinesinin %90'ını ve üretiminin %93'ünü elinde tutuyor.
- Çin, sadece malzemeleri değil, bu kritik girdileri üreten makinelere erişimi de kısıtlıyor. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in yorumu sertti: “Sanırım Leninist bir iş modeli uyguluyorlar — müşterini acı çektirerek yönetmek.”
Bu sert strateji durup dururken gelmedi. Ağustos’ta Çin’in baş müzakerecisi Li Chenggang Amerikalılara açık açık rest çekti: “İstediklerimiz olmazsa cehennemle tanışırsınız.” Bugün Çin’in aşırı ölçek ve yıpratıcı fiyat gücü, güneş panelinden gemi inşasına, dronlardan bataryalara kadar her sektörde rakipleri dize getirdi. Şimdi sırada otomotiv var. Batılı markalar sadece Çin pazarında son 5 yılda 8 milyon araçlık satış kaybetti. Üstelik bu markalar artık kendi evlerinde de kuşatma altında. Almanya’da 2025 üretimi, 2000’den bu yana (kriz yılları hariç) en düşük seviyeye iniyor. Volkswagen, Mercedes, Bosch... Hepsi fabrika kapatıyor, on binlerce kişiyi işten çıkarıyor.

Şimdi ne olacak?
Çin’in oyun planı açık ve işe yarıyor. Ama geri kalan dünyanın planı ne? Küresel tedarik zincirlerine yaslanan otomotiv endüstrisi, artık tek bir ülkenin sanayi politikasına bağımlı hale geldi. Bu artık sadece otomotiv değil, ekonomik güvenlik ve sanayi bağımsızlığı meselesi. Gerçek sınav, şirketlerin ve hükümetlerin birlikte yeni, güvenilir tedarik ağları kurup kuramayacaklarında yatıyor. Aksi halde dünya, bir sabah uyandığında tüm mobilite endüstrisinin Çin’in şartlarında çalıştığını görecek. Batı, yani Avrupa, Japonya, Kore, Avustralya ve Amerika’nın bağımsız bir otomotiv ekosistemi kurmak için hâlâ zamanı var mı? Yoksa fark artık kapanamayacak kadar büyüdü mü? Cevabı, geleceğin direksiyonunu kimin tutacağını belirleyecek.
Çin’de marka ismi 1’den 5.sıraya indi
MCKINSEY’in yayımladığı “2025 Çin Otomobil Tüketici Araştırması” çok net bir tablo çiziyor: “Tarih boyunca ilk kez, küresel otomotiv endüstrisinin yönünü Çinli tüketiciler belirliyor.” Orada olanlar, herkes için kuralları yeniden yazıyor. Çin, yepyeni bir ürün kategorisi yarattı: Akıllı elektrikli araç (Intelligent EV). Yani “tekerlekli akıllı telefon.” Artık araçlar motor tipiyle değil, teknoloji ve özellikleriyle tanımlanıyor. Bu yüzden plug-in hibritler ve menzil uzatıcılı modeller de bu kategoriye dahil — sadece tam elektrikliler değil. Ve işte asıl kırılma noktası: Benzinli araçlarda marka güveni ve sürüş performansı en önemli kriterdi. Akıllı elektriklilerde ise marka adı 1. sıradan 5. sıraya geriledi. Artık tüketici için önemli olan “kim ürettiği” değil, “ne yapabildiği.” Önemli olanlar menzil, şarj hızı ve iç mekan deneyimi. Üstelik “premium” özellikler artık standart beklenti haline geldi. McKinsey’in sonucu net: “Nasıl akıllı telefonlar dünyayı ele geçirdiyse, akıllı elektrikli araçlar da Çin’de kalmayacak.” Orada başlayan bu dönüşüm, tüm dünyaya yayılacak.