Alaaddin Dinçer

Alaaddin Dinçer

Eğitimde başarıyı etkileyen sosyoekonomik faktörler

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması'na (İlçe SEGE-2022) göre, birinci kademe gelişmiş ilçeler, Marmara Bölgesi'nde otuz altı, Ege Bölgesi'nde on üç, İç Anadolu'da dokuz, Akdeniz Bölgesi'nde beş, Karadeniz'de iki, Doğu Anadolu ve Güneydoğu'da birer tane bulunuyor. Türkiye'deki ilçelerin sosyoekonomik gelişmişliklerini şehirleşme hızı, üniversite mezunu oranı, kişi başına hekim sayısı, POS cihazı sayısı gibi verilerle ölçen araştırmaya göre Türkiye'nin en gelişmiş ilçesi İstanbul Şişli oldu. Araştırmaya göre en gelişmiş 10 ilçe arasında İzmir'den ilçe yer almazken, Ankara iki ve Bursa bir ilçe ile temsil edildi. Ağırlığı ise yedi ilçeyle İstanbul oluşturmakta.

En gelişmiş 10 ilçe kategorisinde, Şişli, Kadıköy, Beşiktaş, Çankaya, Yenimahalle, Nilüfer, Bakırköy, Fatih, Ataşehir ve Başakşehir ilçeleri yer almakta. Listenin en alt sırasında gelişmemiş 10 ilçe kategorisinde ise Akçakale, Hani, Karayazı, Hamur, Şırvan, Tekman, Hazro, Gerger, Pervari ve Harran ilçeleri bulunmakta. Ekonomik sosyal yönden gelişmiş 10 ilçede bütün okul düzeylerinde okuyan öğrenci sayısının 818 bin 931, gelişmemiş 10 ilçede okuyan öğrenci sayısının 187 bin 867 olduğu görülmekte.

Eğitimde Başarı ve Başarısızlığın Nedenleri

Okul başarısı öğrencinin bulunduğu okul, sınıf ve derse göre belirlenmiş sonuçlara ulaşmada göstermiş olduğu ilerleme olarak görülmekte. Ancak çağdaş anlamda başarı kavramının tek başına akademik başarı ile sınırlanamayacağı görülmekte, bilgi ve beceri gibi bilişsel davranışlar kadar, ilgiler, kişilik özellikleri ve tutumlar gibi bilişsel olmayan davranışları da içermekte. Başarısızlık kavramı ise daha çok çocuğun ya da gencin uzun süreli, (bir eğitim öğretim döneminden daha uzun süre) hemen her dersten, gelişim düzeyinin ve yeteneklerinin altında başarı göstermesi ve bu başarısızlığı bir türlü telafi edememesi durumu olarak kabul edilmekte.  

Yapılan bütün araştırmalar ve MEB ile ÖSYM’nin hazırladığı sınav analiz raporları, ekonomik sosyal gelişmenin/nedenin sonuçlar üzerinde ve okul başarısında/başarısızlığında etkili olduğunu ortaya koymakta. Benzer bulgulara TIMMS ve PISA sonuçlarında da rastlanmakta. Ayrıca yapılan bilimsel çalışmalar/araştırmalar ekonomik sosyal gelişmişliğin yanında ebeveynlerin eğitim ve kültür durumunun da sonuca etkisi olduğunu göstermekte.   

Başarıya/başarısızlığa doğrudan ya da dolaylı olarak etki eden nedenler;

  • Ebeveynlerin gelir ve eğitim durumları,
  • Çocuğun ve gencin sağlıklı beslenme, barınma, çevre ve çok yönlü gelişme olanaklarına sahip olması,
  • Çocuğun başta okul ortamlarında olmak üzere; evde ve çevrede, teknolojiye, bilgiye, belgeye ve her türlü yazılı, görsel ve kurumsal kaynağa erişim olanaklarının niteliği ve çokluğu, (özel okul, özel ders, kurs merkezleri vb. gibi)
  • Ebeveyn tutumları, kardeş sayısı ve kardeş tutumları, anne babanın yokluğu, arkadaşlık ilişkileri, bunlara bağlı olarak gelişen; duygusal tutumlar, motivasyon, benlik algısı, zihinsel faktörler, ders çalışma yöntemleri vb. gibi,

Yorum ve sonuç

PISA VE TIMMS sonuç raporları bölgeler arası eşitsizliklere ve avantajlı gruplar ile dezavantajlı gruplar arasındaki farkın yüksekliğine vurgu yapmakta. TÜİK’in MEB istatistiklerine dayanarak açıkladığı İstatistiklerle Çocuk 2022 Bülteni’nde yer alan bulgularda öğrencilerin %16’sı ilkokul, ortaokul ve liseyi tamamlamıyor. Okul tamamlamama nedenleri arasında ise ekonomik ve sosyal yoksulluk ilk sırada gelmekte. Yazıya konu olan en az gelişmiş 10 ilçenin TÜİK’in 2022 Gelir Dağılımı Bülteni’nde en alt gelir gelir grubunda bulunan illere bağlı ilçeler olduğu görülmekte. 

Ayrıca Türkiye’nin en başarılı ve donanımlı okullarının büyük bir bölümü en gelişmiş 10 ilçede bulunmakta. 

Her bakımdan avantajlı çocuklar ile dezavantajlı çocukları aynı kulvarlarda sınavlara tabi tutmak eğitim hakkının nitelikli kamusal bir hizmet olarak eşit sunulduğu savlarını çürütmektedir. 

Bu aşamada yapılması gereken okullar arasındaki nitelik ve olanak farklılıklarını asgari ölçütlere çekmek, dezavantajlı grupların ekonomik sosyal koşullarını güçlendirecek politikalara öncelik vermektir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alaaddin Dinçer Arşivi